Ekranlardaki sayılı talk show programlarına taş çıkartan ‘Bay Tahmin’, her telden çalmayı sürdürüyor. Püf noktalarını vermek, sağlık konusunda doğal tababette bulunmak yetmiyormuş gibi dizi tavsiyesine de başladı. Başladı, başlamasına ya dizi içeriğinden spora kanca atan yorumculukta benzetme yaparken garip övgüsüyle de dikkat çekti.
Yeni saç stiliyle yarattığı imajına bakıp bakıp eskiyi aradığım Murat Özarı, Radyo Spor’dan da dinlenen ‘Bay Tahmin’in ateşli yüzü olarak, bu konuda da coşkusunu alabildiğine sergiledi doğrusu.
***
Maçlardaki kararlarından dolayı hakemleri eleştiren yazarları yuhalayarak coşkusuna tavan yaptıran, Fikret Engin’in ‘Herkes yüzde yüz aynı görüşte olamaz’ ılımlılığına aldırmayan Özarı, hızını alamayıp hakemlerin önünü kesmek olarak gördüğü yorumları Kanal D’nin ‘Merhamet’ dizisiyle özdeşleştirdi.
Avrupa maçlarını yöneten hakemimizi hatalı bulup ‘İyi hakem değil’ diyen yazarları, dizide sınıf birincisi olan ve okumak için yanıp tutuşan Narin’i ders çalıştığı ve birinciliği hedeflediği için döven babanın dayakçılığıyla bir tutan Özarı, ‘Ben hakemimi yedirtmem’ mantığıyla kükredikçe kükredi.
Seçim meydanlarına çıkmış siyasetçileri çağrıştıran bu kükreyiş esnasında Özgü Namal’dan sık sık bahsetmeyi de ihmal etmeyen Özarı, meftun olduğu ‘Merhamet’ dizisine ve Namal’a övgüler sıralamaktan geri durmadı. Ama ne övgü…
***
‘Özgü Namal tam bir böcek’ diyerek oyuncuyu onore eden Özarı, onun yanaklarını sıkmak istediğini de ifade etti. Anlaşılan Özgü Namal’ın oyunculuğu ve dizideki duruşu, Özarı’da, çocuğunu abartıyla seven babaların ruh halini yaratmış.
Dizinin izlenmesi konusunda ısrar ederken ‘Tam bir böcek’ övgüsünü yineledikçe ve Namal’ın sevimliliğini, bıcır bıcırlığını ballandıra ballandıra anlattıkça eminim ekran başındakiler de Özarı’nın diziye ve oyuncuya karşı abartılı tutkusunu yakalamışlardır. Gerçi Özarı’nın bu heyecanını her zamanki sakinliğiyle takip eden ve ‘Merhamet’i mutlaka seyretmesi konusundaki telkinlerini dinleyen Fikret Engin’in yüzünde pek diziye karşı bir merak yakalayamadım ya neyse... Kendisinin de ifade ettiği gibi, dizilerle arası yok. Hem zaten sergilenen de, ‘Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla’ durumu!
Öte yandan, ‘Merhamet’ dizisindeki başarıyı ve Özgü Namal’ın buradaki karakterin hakkını verdiğini gören biri olarak Özarı’nın övgüsüne katıldığım halde, ‘Bu böcek benzetmesi de nereden çıktı’ diye düşünmeden edemedim doğrusu.
Beğenilen birini övmek için ‘böcek’ benzetmesi ne derece uygun görebilir ki? Böceklere özel tutkusu olanlar hariç, herhangi bir böceğin insana güzel ya da çekici gelebileceğini sanmıyorum. Yani benzetecek şey mi yoktu da, bula bula bunu buldu sevgili Özarı?
***
Tabi bir de mecazi anlamda kullanılan böceğin türü önemli. İyi izlenim vermeyen bir dolu böcek var ne de olsa.
Acaba Murat Özarı, Özgü Namal’a ‘böcek’ derken hangisini kast etti? Sabahın ilk saatlerinde oturmuş ‘Bay Tahmin’in keyifli temaşasını izlerken buna takılıverdim işte. Akıl bu sorgulamadan edemiyor ki!
‘Hele gel, yine gel, bir gece vakti koynuma gel’ diyen rahmetli Barış Manço’nun şarkısındaki ‘bal böceği’nden miydi Özarı’nınki?
Yoksa Göktan’ın dudaklarından öpmeye kıyamadığı, kaşına gözüne bakmaya doyamadığını belirtip bir eşinin dünyada yok olduğunu dillendirdiği ‘Kara böcek’ten mi?
‘Adam adam kendine gel’ diyerek gözünün önündekini görmeyene tepki koyan Banu Zorlu’nun ‘Uğur böceği’ de vardı hesapta… Atilla Taş’ın süpürgeli cadıyla şenlendirdiği klipiyle yorumlanan, kovaladıkça kaçan ‘Ateş böceği’ de…
Bursa Uludağ Üniversitesi’ndeki programına konuk oldukları Keremcem’in ‘Son Bir Kez’ isimli parçasında yer alan sevgiliyle birlikte giden ‘Ağustos böcekleri’ni de unutmamak lazımdı. Hatırlayamadıklarım da cabası…
Off, Murat Özarı off… Nereden çıktı bu ‘böcek’ sıfatı? Durduk yere aklım şaştı.
***
Bu fikir çatışmasında, E-5’teki iki kadın sürücünün kavgasını aktarıp ‘Bayanlar da trafikte bu hale geldiyse ne yapacağız’ diyen ve Fikret Engin’in tüm uğraşlarına rağmen hikâyesini kaldığı yerden anlatmayı beceren Murat Özarı gibi ne yapacağımı bilemez hale geldim. Yani onun tabiriyle ayvayı yedim!
Ayva demişken o saatte duymayanlara buradan iletelim…
Ayva suyu gribe iyi geliyormuş. Her derdin devası Murat Özarı’nın uyarısı! Ayvadan suyun çıkartılma noktasında gelen çözüm ise Fikret Engin’den. Atarsın miksere olur biter.
Şimdi bir de, maymunlardan yola çıkılarak faydaları sıralanan muzu yemek var hesapta. Zekâyı açıyormuş. Acaba ben de, ‘böcek’ benzetmesinden ayvayı yiyip aklımı karıştırmışken maymunlar gibi muz mu yesem? Belki bir parça zekâm açılır da bulurum sorularımın cevabını.
Yok yok… Doğal ortamlarında yetiştirilmediği için muz az gelir. En iyisi omega 3 barındıran kalkan yiyeyim… Diyeceğim ama Murat Özarı’nın dediği gibi, kilosu 70-80 TL arası oynayan bu güzelim balığa el uzatmak ne mümkün. Ben de, çaresiz denizlerin düğmeli balığını geçmişin bolluk ve ucuzluk yıllarına bırakıp somonda karar kılıyorum. Hoş o da, çiftliklerde orasıyla burasıyla oynanarak büyütülüyor ama ne yapalım!
Sınav manyağına çevrilmiş öğrenciler… Her ne kadar o saatte uyumuş olsanız ya da başka meşgalelere dalsanız da Murat Özarı ağabeyiniz size sesleniyor… Nargile, okey yerine ‘somon balığı’ tavsiye ediyor. Genç yaşta ciğerlerinizi sigaradan kat kat zararlı nargile dumanıyla doldurmanın yanlışlığını akıl edemeyen beyinlerinizi geliştirmek için ‘Haydi, öğrenciler somona’!
***
Aklıselim mahlûkatın bilmem kaçıncı rüyalarını gördüğü saatte, ‘Kadınlar bir çiçektir. Onları sulamak lazım’ sözünden girip ‘Kadının hem güzelini, hem dizelini alacaksın’ sloganıyla erkeğe az para harcatacak kadın tavsiye edip işi sulandıran Murat Özarı’nın bu benzetmesinin altında da ‘kadın ayrımcılığı’ kokusu alarak, ‘Kadında güzellik ve dizellik kıstası nedir’ diye sorasım geliyor ama… Anadolu’da kadına şiddetin fazlalığından dem vurup tüm eleştirilere rağmen yaşanan hakem hatalarına sözü bağlayan Fikret Engin’in yatıştırıcı sözlerinin etkisi ve ilerleyen saatin verdiği miskinlikle vazgeçiyorum. Aksi takdirde kredi kartlarından kafayı yiyenlerin durumuna düşmek işten bile değil.
Mikser gibi konuları birbiriyle harmanlayan ‘Bay Tahmin’den ilham alarak yarattığımız karışımda sözümüz şimdilik bu kadar… ‘Trabzonspor taraftarı yıllardır platonik aşk yaşıyor. Ne hale getirdiler. Yeter ya…’ diyen Murat Özarı’ya Fikret Engin’le iyi sohbetler dileyip kapatalım yazımızı.
Anibal GÜLEROĞLU