Yaşamın gerçekleri, özellikle dizilerin ve kısmen de filmlerin kurgu dünyasından ne kadar kopuksa, olayları ve durumları birebir ortaya koyan belgesellerle de o denli iç içedir. Bu nedenle, bir belgeseli izlemenin insan bilincine katkısı çok daha büyük oluyor.
Her ne kadar toplumumuzun izlence seçkisinde diğerlerine oranla daha gerilerde yer alsalar da, fark yaratacak kalitedeki belgesel üretimimiz hız kesmemekte… Gösterim olanaklarının kısıtlılığı, belgelerin toplanmasındaki emek yoğunluğu, çekim güçlükleri ve nihayetinde izleyicinin ilgisini yeterince çekememe handikaplarına rağmen yılmayan belgeselcilerimiz, özellikle son yıllarda birbirinden güzel yapımlar hazırlamakta. Bunlardan biri de ‘Balkan Harbi/1912-1913’…
***
Çekimleri tamamlanan belgeselin yönetmenliğini Cem Fakir üstlenmiş. NTV’de yayınlanan ‘Esaret Günlüğü - I. Dünya Savaşı’nda Türk Esirler’ belgeseli ve kitabıyla aynı adı taşıyan ‘Şimal Yıldızı - Son Kore Gazileri’yle 50. Antalya Altın Portakal Film Festivali Belgesel Dalı’nda finalist olan… Çanakkale Savaşı'nın 100. yılı için Gelibolu Yarımadası'nda yürütülen çalışmaların muharebe alanlarına zarar verip vermediğini 32. Gün için yerinde inceleyip eleştirilere açıklık getiren Cem Fakir, belgesel meraklılarına aşina bir isim. Böylesi kayda değer çalışmalarının ardından ‘Balkan Harbi/1912-1913’ ile karşımıza çıkmaya hazırlanan Cem Fakir, burada da yine savaşın acı yüzünü ortaya koyarken gerçekçilikten sapmayan bir üslup kullanmakta.
Cem Fakir’in hayallerinin ve emeğinin ürününü farklı bir tarih parçasından yansıtacak olan Mustafa Karahan’ın yapımcılığındaki ‘Balkan Harbi/1912-1913’e can katacak seslendirme ayağındaysa, tiyatro sanatçısı Ercan Demirel bulunmakta.
O da yine dizilerden, oyunlardan, reklamlardan ve sinemadan tanıdık bir isim ve güçlü bir ses… Morgan Freeman, Omar Sharif, Jack Nickholson, Anthony Quinn, Michael Caine, Anthony Hopkins, Al Paçino, Tim Allen, Ben Kingsley, Jack Palance, Ben Gazzara, Charlton Heston, Jack Lemmon, Tomy Lee Jones, Richart Harrison gibi dünyaca ünlü isimleri seslendiren Ercan Demirel’in anlatımıyla etkisini artıran TMC yapımı belgeselin müzikleri ise Cem Özkan imzasını taşıyor.
İzleyiciyi Osmanlı’nın çöküş yıllarına götürüp 'Balkan Harbi’yle gelişen acılara tanıklık ettiren yapımda, savaşın ve göçün olumsuzlukları, görmezden gelinen gerçekleri ortaya konulmakta.
Osmanlı İmparatorluğu’nun tek başına giriştiği son savaş olan ve yenilgiyle sonuçlanan ‘Balkan Harbi’ sonrasında göç yollarında yaşanan dramları anlatan belgesel, özünü uluslararası dokümanlara dayandırmakta.
İngiltere, Fransa, Sırbistan, Arnavutluk ve Bulgaristan arşivlerinde yer alan ancak daha önce hiç yayınlanmamış olan görüntüler ile fotoğrafları izleyiciye sunacak olan ‘Balkan Harbi/1912-1913’, bunların dışında o günlerden aktarılan anıları ve konunun uzmanı tarihçilerle yapılan röportajları da içeriğinde toplamış.
Anlatımını olabildiğince merak uyandırıcı bir dilde yapmayı hedefleyerek hazırlanan belgesel ayrıca, savaşın geçtiği coğrafyanın günümüzdeki halini yansıtmayı ve bölgedeki savaş izlerini konuyla bütünleştirerek vermeyi de ihmal etmemiş.
***
Savaşın acı yüzünü hâlihazırda olanca hızıyla gösterttiği günümüzde komşu ülkelerden topraklarımıza yaşanan göçleri ve insan dramlarını düşünürsek daha bir anlam kazanan ‘Balkan Harbi/1912-1913’, hangi yüz yılda olursa olsun, hangi ülkeler arasında yaşanırsa yaşansın savaşlarda ezilen çoğunluğu sivillerin oluşturduğunu gözlemlemeye olanak tanıyan bir yapım konumunda…
Osmanlı’nın gelişen siyasal düzenin bastırmasıyla, iç ve dış etkilerle çırpınışa sürüklendiği zaman diliminde bir kurtuluş gibi algılanarak başlatılan ‘Balkan Harbi’, esas itibariyle tam bir trajedi!
Belgesele konu edilen bu savaşta galibiyet umuduyla cepheye sürülen binlerce askerin geri dönmeyişi ve Osmanlı’nın yenilgisi tam bir hüsran tablosu oluşturmakta… ‘Balkan Harbi/1912-1913’, bu acı yıllarını işlerken 1913 yılında savaş bittiğinde tamamen elden çıkan Edirne’nin batısındaki Osmanlı topraklarında yaşananları ve yenilgiye uğrayan askerlerin geri çekilirken ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını, açlığın pençesindeki yaşam mücadelesini irdelemekte.
Üst üste vagonlara yığılarak kaderlerine terk edilen yaralıların dramını günümüz insanına belgelerle aktarmak üzere yola çıkan ‘Balkan Harbi/1912-1913’, o vagonlarda canlarını kaybedenlerin, can çekişenlerin ve hayata tutunabilmek için suyla ekmek arayışına düşenlerin iç içe yolculuklarını dramatik bir dille aktarmakta.
Yenilginin ardından zorunlu olarak geride bırakılan her karış vatan toprağının, binlerce Osmanlı vatandaşı için savaşı kaybeden tarafta olmanın ezikliğini hissettirmenin ötesinde ‘göç yollarına düşmek’ anlamına da geldiğini belgeleyen ‘Balkan Harbi/1912-1913’, vatan bilinen toprakları, köylerini ve evlerini terk etmek zorunda kalanların nasıl akın akın İstanbul’un yolunu tuttuğunu resmederken, muhacirlerin bu aşamadan sonrasında yaşadıkları zorlukları da işlemekte.
Her bakımdan geçmişe bir köprü olabilecek ve savaşla yaşanan göçlerin hüznünü hissettirecek kapasitedeki belgeselin ‘Balkan Harbi’ne ışık tutmasının yanı sıra bir diğer özelliği de, yüz yıl öncesinin İstanbul’unu ve insanlarını gündeme getirip günümüzle kıyas fırsatı yaratması.
Yayınlanacağı kanal, önümüzdeki günlerde netleşecek olan TMC yapımı ‘Balkan Harbi/1912-1913’ belgeselinin ekrana çıktığında kaçırılmamasını tavsiye ederim.
Anibal GÜLEROĞLU