Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Yaz sezonunun pıtırcıkları birer birer ekranda boy gösterirken sezon finallerinin yanı sıra dönüşü olmayan gidişler için de tarihler belli olmaya başladı. Bunların arasında FOX TV’nin emektarı diyebileceğimiz ‘Karagül’ gibi üstüne düşen görevi layıkıyla yapıp uzun uzun ekranda kalanı da var… Yaza da uzanma umuduyla yola çıkmaya karşılık 13 bölümü dahi göremeyip defteri dürüleni de! Ne de olsa engebelerle dolu bir yol, ekrandaki dizi serüveni.

Dolayısıyla her babayiğidin harcı değil, sezonlar boyu ayakta kalıp sezon finaliyle yaza kavuşmak. Nasıl ki bu sezon da bir dolu dizi, umutlarla yer aldıkları ekranda türlü nedenlerle hüsrana uğrayıp kanalları tarafından gözden çıkartıldılar. Hak edeni de vardı, hak etmeyeni de. Neticede hepsi de ‘emek’ israfıydı ve plansızlığın kurbanlarıydı. Ancak televizyon dünyasındaki sistem, kaliteyi korumak yerine büyük getiri sağlayanı kollamak üzerineydi. Bu nedenle mini dizi kıvamındaki 13 bölümlük ayakta kalışları ‘harcanma’ olarak görmüyorum artık. Hele üç-beş bölümden postalanan yapımları düşündüğümüzde dokuz-on bölüm yayınlanabilen işleri tebrik etmek gerek.

Haberin Devamı

Kısacası; Sezon kavramının lafta kaldığı ve sadece yaz tatiline giren uzun ömürlü dizileri ilgilendirdiği bu ortamda her şey muallâkta. Hiçbir yapımın baştaki büyük iddialara karşılık garantisi bulunmamakta. Hal böyleyken biz de kesin finalle veda edenler arasına katılan ‘Aşk Yeniden’in gidişini değerlendirelim dedik…

‘AŞK YENİDEN’ ORİJİNALLİK YARATMAYI BİLDİ

Günümüzde her ne kadar Kore’den, oradan buradan uyarlama senaryolarla ekrana çıkılsa da bizdeki işlerin süreleri ve bölüm sayıları adapte edildikleri ülkelerden misliyle fazla olduğundan, senaryo geliştirme konusunda zora düşmek de kaçınılmazlaşıyor. Haliyle yeni karakterler ve yan öyküler geliştirmek gerekiyor… Ki bu durumda da hem dizinin özünü korumayı başarmak hem de mantığı bozguna uğratmamak adına çaba sarf etmek gerek. Ne yazık ki bunu yapabilen dizilerin sayısı çok az. Hele uyarlama işleri orijinal eklemelerle özgünleştirebilen oldukça nadir. Geneline baktığımızda hep birbirlerinin kopyası gibi duran gelişimlerle uzatılıyor senaryolar.

Haberin Devamı

Öte yandan bunca dizi bolluğunda denenmemişi sunabilen senaryoya rastlamak da kolay değil. Mutlak bir yerlerden başka bir yapımla örtüşmeler yaşanıyor. Ama külliyen hak da yemeyelim şimdi. Nadiren kendine has yol alan senaryolara da rastlanıyor tabii. Peki, 2015 yılının Şubat ayında FOX TV’nin sezon ortası dizisi olarak başlayıp Salı gecelerinin zirvesine kurulan ‘Aşk Yeniden’ bunu başarabildi mi? Bence, ‘Evet’.

Amerika’dan başlanılan yolculuğu İstanbul’a taşıyan, arada macerasını Rize-Sivas gibi yörelerin atmosferlerinde sürdürerek olayı kırsalla renklendiren ‘Aşk Yeniden’, Özge Özpirinççi ve Buğra Gülsoy’un mükemmel uyumunun yanı sıra tüm karakterlerinin başarısıyla ayakta kalan bir iş oldu. Üstelik kendini her açıdan geliştirmeyi bildi.

Sözün özü; 14 Haziran 2016 tarihinde 59. bölümüyle sevenlerine veda kararı alan dizinin içeriği de romantizmle aşka farklı bir komedi yorumu katan türdendi. Bu şekilde de kendi orijinalliğini yaratmayı bildi. Tebrikler.

Haberin Devamı

VEDA GEREKİYORSA AYAK DİREMEK NAFİLE

‘Aşk Yeniden’, tanıtımlarından itibaren dikkatimi çekip hoşuma giden işlerden biri olmuştur. Pek tabi, arada eleştirdiğim, yersiz bulduğum bölümleri veya sahneleri de çıktı. Ancak bir bütün olarak ekrandaki çoğu işten daha keyifli ve samimiydi. Dahası aralara mesajlar da sıkıştıran içeriğini ve kolayca sevilecek karakterlerini rahatlıkla benimsetme özelliğine sahipti.

İzleyicisini bu özellikleriyle motive eden dizinin ilk sezon tablosu da bu durumla paralel gelişti zaten. Mültecilere de senaryosunda yer veren yapımın özellikle ilk sezonu gerçekten çok başarılı geçti. Gerek duygusallık açısından, gerekse komedi bakımından öne çıkan bir problem yaşanmadı. Derin Şevket ve Mukaddes harikalar yaratıyorlardı.

Nitekim buradan alınan güçle, Şekercizadeler ile Taşkınların atışmalı-çatışmalı ve de kahkahalı yolculuğunun ikinci sezonunda da başlangıçta işler yolunda gitti. Darbeli Haydar gibi şahane karakterlerle dizi iyice renklendi. Ama ne hikmetse durup dururken birtakım gereksizlikler, abartılar yaşanmaya başlandı. Hele Şaziment karakterinin devreye sokulmasından sonra ipin ucu iyice kaçırıldı. Konuşmalar bozuldu, karakterler çığırından çıkartıldı. Aile bireyleri toptan kafayı yemiş halde sunulmaya başlandı. İlaveten bir de ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın ağırlığı çökünce… Sevilen dizinin reytinglerinde de gerileme kaçınılmazlaştı. ‘Hayat Şarkısı’ da tuz biber oldu. Ancak son haftalarda durum tekrar toparlandı ve ‘Aşk Yeniden’ yükselişe geçti. Dizi adına olumlu bir gelişimdi. Lakin takipçileri tam sevinmişken ‘veda’ kararı geldi. Tabii tepkiler de gecikmedi. Şimdi şu soru akıllarda…

Sahi, gerçekten de ‘Aşk Yeniden’in final yapması gerekli miydi?

Duygusallıkla ve izleyici gözüyle yaklaşacak olursak, gerekmediğini; öyle veya böyle bir sezon daha işi kotaracağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Buna karşılık gerçekçi mantıkla olaya baktığımızda, durum değişiyor. Senaryonun yeni bir sezon boyunca dik durabileceğini söylemek imkânsız. Zira performans kaybı yaşamadan dayanabilecek malzemeyi üretme kaygısına düştüğü gerçeğini uzun süredir taşıdığını ve bölümlerinde hissettirdiğini göz ardı etmemiz mümkün değil.

Tamam. Son haftalarda gidişatı düzelten toparlanma yaşandı ama bu nereye kadar sürebilirdi? Komediye, eli yüzü düzgün malzeme üretmenin zor olduğunu akıllardan çıkartmamak gerek. Öyle gelişigüzel şaklabanlıklarla, birbirinin tekrarı repliklerle veya dramalardaki gibi lastik misali uzatılan olaylarla bu iş yürümüyor. Diyeceğim o ki, komedi ciddi emek ve sürekli yaratıcılık isteyen bir iş. Bu gerçeğe ilaveten hele bir de yeni sezonda taptaze ve dişli rakiplerin yarışa gireceğini hesaba katarsak, ‘Aşk Yeniden’, sezon başındaki uzatmalarda mutlak surette pes ederdi. İşte tam da bu yüzden tükenilen noktada bırakmayı bilen ‘Aşk Yeniden’in gidişi gerekliydi diyorum!

Sonuçta; ‘Aşk Yeniden’, gitme vaktinin geldiğini anlayıp işi tadında bırakarak sahneden çekilenlerden. İkinci sezonunu yükselişle kapatıp, eli yüzü düzgün bir finalle sevenlerine veda etmesi ve akıllarda ‘başarılı’ bir iş olarak kalması, uzun soluklu dizilerin ihtiyacı olan akılcılık! Zira bir noktadan sonra ayak diremek, hem zaman ve emek kaybı… Hem sezon öncesi başka iş kapıları bulmak isteyen ekibe haksızlık… Hem de yapımın başarıyla anılmasını engelleyecek bir inatçılık oluyor. Bundan dolayı biz de her ne kadar bu güzel ekibi özleyecek olsak da, bizlere hoş dakikalar yaşatan… Karakterlerini de mutluluğa kavuşturan ‘Aşk Yeniden’e gönül rahatlığıyla ‘güle güle’ diyoruz…

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal