Hani değişimler yaşandığında sıkça söylenir… Süreklilik esastır! Ancak bu sözün arka planında yatan bir gerçek hep gözden kaçırılır. Yönetimler, işler kişilerden bağımsız olarak devam eder de, alınan sonuçlar eş kalitede olur mu? Aynı tempo tutturulur mu? İşte bu soruların cevabıdır aslında ‘süreklilik’ mantığını bütünleyen. Ne yazık ki çoğu zaman birilerinin başladığı iş bir başkasına devredildiğinde, mutlaka birtakım sorunlar baş gösterir. Kısacası; büyüklerimizin de dediği gibi ‘Gelen, gideni aratır’!
Şimdi böyle bir başlangıç yaptık… Çünkü ‘Nihayet biz de eli yüzü düzgün, yaratıcılığı ve mantığı tastamam, aksiyonuyla çekimleriyle yabancı yapımları aratmayan, oyuncu kadrosuyla bütünü tamamlayan bir diziye kavuştuk’ diye sevinerek izlediğimiz ‘Filinta’nın senaryosunda imzası bulunan Altuğ Küçük kalemi devrettiğini açıkladı. Bundan sonra ne olacak? Meçhul.
Bu meçhuldeki tek gerçek, Altuğ Küçük'ün artık senaryoda olmayacağı! Gelelim neden böyle bir karar aldığına...
ALKIŞLARIMIZ ‘FİLİNTA’NIN BABASI ALTUĞ KÜÇÜK’E...
Bu karara üzülmedim desem yalan olur. Ancak birkaç gün öncesinden haberdar olduğum için Altuğ Küçük’ün sosyal medyadan yaptığı beyana şaşırmadım. Zira kendisi, Altın Kelebek Ödülleri’nin ardından ödül sistemini eleştirip sektördeki farklı ‘En’lere dikkat çekmek için yazdığım yazıdan dolayı bana bir mail yollamış ve durumu açıklamıştı.
Altuğ Küçük şöyle diyordu bana yolladığı satırlarında…
‘‘Nezaket ve kadirbilirlik karşısında bazen nutkum tutuluyor.
Bugün olduğu gibi.
Bunlar yaşadığımız topraklarda çok sık görünmeyen değerler.
Yazınızı okuyunca çok mutlu oldum. Her ne kadar yüz yüze görüşmesek de, tanışmasak da, beni desteklediğinizi hep hissettim.
Buna müteşekkirim. Sanırım yaptığınız işi bu kadar iyi değerlendiren insanlarla karşılaşmak büyük bir şans.
Ben de bu açıdan şanslıyım. Sağ olun.
Yaptığınız değerlendirmenin zamanlaması da ayrıca çok önemli...
Çünkü Filinta'da sözleşmemi yenilememe kararı aldım. Bunu yapımcılarımıza 2 ay kadar önce söylemiştim zaten. Önümüzdeki Cuma günü de bunu sosyal medya üzerinden açıklayacaktım.
Ne güzel bir jübile oldu.
Filinta'dan ayrılma kararım ise, rating'ler yüzünden değil. Kreatif düşünce ayrılıkları yaşadık. Bunun üzerine Filinta'da taze bir bakış açısı olması gerektiğini yapımcılarıma belirttim. Sağolsunlar beni onore edecek kadar ısrarlı davranarak fikrimi gözden geçirmemi istediler. Ama kararım değişmedi.Senaryolarımı bitirdim. Kalemimi başka senarist arkadaşlara devrettim.
Bunu da ilk kez sizinle paylaşıyorum.
Şu anda başka projeler geliştirmek için çalışmaktayım... Heyecan içinde.
Sizi gönülden selamlıyor ve sevgilerimi gönderiyorum...
Altuğ’’
Evet. Böyle demişti, bana göre mevcut diziler içinde ‘En İyi Senarist’ ödülünü fazlasıyla hak eden sevgili Altuğ Küçük. Kendisine bir kez daha teşekkürler...
HER SONDAN BİR BAŞLANGIÇ DOĞAR
İşin duygusal yönüne baktığımızda... 1 Aralık 2015’te aldığım bu haberi üzülerek karşıladım doğrusu… Ve ‘Belki kararından döner’ diye de, kendisi kamuoyuyla paylaşmadan yazıya dökmek istemedim.
Ancak sosyal medyadan yaptığı duyuruyla ayrılışını resmileştiren senaristimiz belli ki kendi ellerinde doğan ‘Filinta’yı başkalarına teslim etmekte kesin kararlıymış. Hani ebeveynler çocuklarını belli yaşa getirdikten sonra hayatlarından çekilirler ya…
Şimdi ‘Filinta’yı Bir Osmanlı Polisiyesi olarak yaratıp büyüten ve ‘Bin Yılın Şafağında’ yol alan istihbaratçılığa eriştiren Altuğ Küçük de tıpkı çocuğunu besleyip büyüten, başarılı bir evlat olduktan sonra ellere teslim edip kendi ayakları üstünde durup duramayacağını geriden izleyen bir baba gibi!
Bundan sonrasında ‘Filinta’nın yolculuğu nasıl sürer? Eski performansını bozmadan yolunda yürür mü, yoksa kısa bir süre sonra o da noktayı koyar mı? Bunlar şu an için bilinmez olan detaylar. Nasıl gelişeceğini zaman içinde göreceğiz.
Yalnız emin olduğum tek bir şey var… O da, ‘Bundan sonra başka projelerde karşılaşmak ümidiyle’ diyerek veda açıklamasını noktalayan Altuğ Küçük’ün, her sondan başka bir başlangıç doğduğu gerçeğinde, en kısa sürede ekranda fark yaratacak orijinal bir projeyle karşımıza çıkacağı… Bize film tadında dizi izleme keyfini yeniden sunacağı!
Sunmalıdır da! Çünkü Kore dizilerinden uyarlanan romantik komedilerin kısır döngüsü senaryo dünyamızı sarmış durumda. Diğerleri de birbirlerinin benzeri tatlar olup kabak tadı vermekte. Üstelik bu kolaycılığın senarist yaratıcılığını, senaryo yazma şevkini kırdığı da bir gerçek.
Dolayısıyla Altuğ Küçük’ün kaleminden çıkacak yeni heyecanları merakla ve özlemle bekliyor olacağız. Yapımcılarımıza senaryo becerisi ispatlanan Altuğ Küçük'ü bir an önce değerlendirmeleri tavisyesiyle... Ekranlarımıza ‘Filinta’yı armağan ettiği için teşekkürlerimizi sunarak yeni ufuklara uğurluyoruz kendisini.
Anibal GÜLEROĞLU