Başlaması bir hayli sorunlu olmuştu. Bitişiyse bir o kadar kestirme. Show’a niyetlenip FOX ekranında hayat bulan ‘Ali Ayşe’yi Seviyor’, yeni yayın döneminde ne yazık ki izleyici karşısında olamayacak. Sebep? Uzun uzadıya düşünmeye gerek var mı? Her zamanki gibi gayet net ortada…
Yeni sezona beş yeni dizi ile girecek olan ve bundan dolayı da bazı yapımları bitirmeyi uygun gören FOX, beklenen reytingi sağlayamayan diziyi de bu listeye eklemiş. Bu esnada da nasıl ki, ‘Harem’in güldürüsünden keyif alanlar düşünülmemişse, Ali ile Ayşe ikilisinden türetilen komedi de yetersiz bulunmuş.
Büyük bir hevesle, üstelik de kaliteli oyuncularla başlayan yapımın bitirilişi, pek çok takipçisi gibi beni de üzdü doğrusu.
Aslında sezon finali diye verilen ve Ali ile Ayşe’yi apar topar nikâh masasına oturtup evlendiren bölümden belliydi, ‘Ali Ayşe’yi Seviyor’un gidiciliği. Zira devam edecek bir yapım, nikâhın kıyılış anını vermeden noktalardı sezon finali bölümünü.
Öte yandan Hakan Yılmaz, Nur Erkul ve Salih Kalyon'un başrollerinde oynadığı dizinin 19 bölümlük sezonu tamamlamadan önce sergiledikleriyle, gidiciliğin sinyallerini verdiği de bir gerçek. Nitekim evden kaçan Salih Kalyon’suz bölümleriyle dikkat çeken dizinin, espri kısırlığına düştüğünü, Hakan Yılmaz’la Gökçe Özyol’un başlangıçtaki kimliklerinden uzaklaşıp ‘Yahşi Cazibe’ kıvamına girmeleriyle öykünün eski çekiciliğini yitirdiğini, bunun ise devam konusunda zorluk yaratacağını bir yazımızda vurgulamıştık. Yani anlayacağınız ‘Ali Ayşe’yi Seviyor’un üzücü sonu, bir bakıma tüm ekibin elbirliğiyle hazırladığı bir durum.
Güzel başlayan bir senaryonun, kendini geliştiremeyip karakterlerini ters yüz ederek abuk sabuk hallere sokmasına, bir de FOX TV’nin Eylül’de başlatıp hafta içi her gün yayınlayacağı ‘Çocuklar Duymasın’ın ve ‘Fatih Harbiye’nin varlığını eklersek mevcut dizilerle boy ölçüşemeyecek derecede hafif kalan Ali’nin Ayşe’yi sevmesinin ne derece imkânsızlaştığını daha iyi görebiliriz.
Oysa öykünün temeli gelişmeye müsait bir yapıdaydı. Karakterler boldu ve herkes tam yerine uymuştu. Gülhan Tekin’in canlandırdığı Ahu’nun tam da çiçeklerinin açmış olduğu bir dönemde, yeterince ilgiyle sulanmayan dizinin kurutulmasına yazık oldu. Hem Erdem Baş’ın başarıyla hayat verdiği Yakup karakteriyle pek güzel uyum sağlayan Ahu’cuğun hevesi kursağında kaldı. Hem de iyi bir kadrodan tatminkâr bir iş çıkacağını umut edenlerin.
Bu çiftten ve diğerlerinden ne güzel espriler üretmek imkânı varken alelacele bir gidişatla işlenen ve sıradanlaştırılan yapımın en büyük hatası, senaryoyu geliştirmek için tüm performansın ilk etapta bir anda tüketilmesi! Beklenti çıtasını yüksek tutan kanalın umduğunu bulamama telaşıyla, dizinin yayın saatleri ve günüyle sürekli oynaması da bu tükenmişliği körükledi. Boşa dememişler acele işe şeytan karışır diye! Demek ki, reyting toplayabilmek için konularını ağır ağır işleyen ve bize göre iç bayan yapımlardan olmak lazım. O zaman kanal da belki ilerleyen bölümlerde piyasası açılır diye bakabiliyor olaya.
Netice itibariyle ‘Harem’in ve ‘Ali Ayşe’yi Seviyor’un yayından kaldırılmasının açığa çıkarttığı bir başka ayrıntı, yeni yeni dizileri ve yarışmalarıyla iddialı konuma yükselen FOX TV’nin de reyting kaygısı taşır hale geldiği.
Hani para kazanmaya başlayanlar daha çok elde etmek arzusuyla hareket ederlerken kimi ayrıntıları arka plana atıp hassasiyet gözetmezler ya, yayıncılık işi de o hesap. Kaldırılan yapımların izleyicisi istediği kadar üzülsün ve beğendiği karakterleri görmek istesin nafile. İmam bildiğini okuyor! Gemisini yürüten kaptan olabilmek için bir yerde okumaya da mecbur.
Hem nasılsa ‘Ali Ayşe’yi Seviyor’un tekrarları da yayınlanmakta. Artık Ali’nin Ayşe’ye baygın bakışlarını, Ayşe’nin nazlı nazlı kaçışlarını izlemek isteyenler, ‘Niye kaldırıldı’ diye şikâyet etmek yerine, tekrarlarıyla yetinecek. Zaten bir süre sonra yeni başlayan yapımların hevesiyle onların da üzüntüsü geçip gidecektir. Ta ki, yeni alışılan karakterlerin pat diye tedavülden kaldırılışına dek.
Paranın öncelikli olduğu televizyon dünyasında(her yerde öyle ya) işler böyle. Ali, Ayşe’yi yeterince sevse ne yazar, sevmese ne yazar? Önemli olan Ali’nin sinekkaydı tıraşı ya da Basur’un fitilleri değil reytinglerin piyasası!
Anibal GÜLEROĞLU