Show TV’den Star’a transfer olan ve kendisine haftada üç program havale edilen Acun Ilıcalı’nın yayıncılık bakımından eski kanalındaki rahatlığı bulup bulamayacağı yeni dönemin planlaması tam otururken kendini gösterecek. Ancak şimdiden belli olan bir gerçek var ki, o da büyük ilgiyle izlenen ‘Benzemez Kimse Sana’ isimli eğlendirici yarışmanın yeni sezonda Star’da devam etmeyeceği.
Oysa Seyfi Dursunoğlu’nun başkanlığındaki jüriyle, değme komedi dizilerine taş çıkartan esprilerin üretildiği ‘Benzemez Kimse Sana’, izleyicinin yeni sezonda ekranda görmeyi arzuladığı işlerden.
Dünyanın en büyük bağımsız yapım şirketi olan Endemol tarafından gerçekleştirilen programın gelecek yaz için beklemeye alınmış olmasının arkasındaki sebep, büyük ihtimal Acun’un kendi alanında rakip istememesi. Şayet Star TV Acun’la anlaşmamış olsaydı, böylesine beğenilen ve birincisine değil de, onun temsil ettiği kuruma gelir sağladığından şaibeyi akıllara getirmeyerek gönül rahatlığıyla izlenen bir yapımın hesabını keser miydi? Hiç sanmıyorum.
‘Bir Çocuk Sevdim’e final şansı dahi tanımayan, ‘İbreti Ailem’i çerez niyetine kullanıp şutlayan kanalın, izleyicisi bol olan ‘Benzemez Kimse Sana’yı da rafa kaldırması bu anlamda büyük hata. Reyting bahanesi olmayan yapımın eğlendiriciliği bir yana çeşitli vakıflara yardım sağlaması en önemli özelliği! Ama emir demiri kesince, yardımseverliğin de, reytingin de, izleyici isteğinin de bir önemi kalmıyor.
Ömür Gedik ve hayvan sevgisi üstüne…
Gelelim ‘Benzemez Kimse Sana’nın HAÇİKO(Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği) adına yarışan yüzü Ömür Gedik’le Jüri Başkanı Seyfi Dursunoğlu’nun ‘hayvan sevgisi’ tartışmasına.
İlk günden beri Dursunoğlu'nun dilinde Gedikli, Güdük gibi soyadı benzetmeleriyle pelesenk olan Ömür Gedik’in suskunlukla karşıladığı bu takılmalar son programda, soyadından geçip yaş ve vücut sergileme konularına sıçrama yaptı. Gedik, her zamanki hoşgörülü duruşuyla ses etmedi.
Ancak Erol Evgin’in isim hatasını yakalayan ve koşturarak Huysuz Virjin’in kulağına fısıldamasına rağmen göze giremeyen Gedik, tüm eleştirilere açık kapı durmasına karşın hayvanlar söz konusu olunca tırnaklarını çıkarttı.
Taklidini yaptığı Nil Karaibrahimgil’in vücudunu böylesine teşhir etmediği sataşmalarını gülerek karşılayan, Ferhat Göçer’le ilgili şamataları geçiştiren Gedik’in, programın bitimine iki kala hayvan tutkusu yüzünden Dursunoğlu’yla çatışması yoruma açık bir konu! Buradaki tepki, bardağın taşması mı yoksa insanlara karşı savunmasız olan hayvanlara duyulan yakınlık mı?
‘Kime oy vereceğimize jüri üyeleri mi karar verecek’ diyerek başkaldıran ve misyonunu savunan Gedik’in patlama gerekçesi ne olursa olsun bu puanlama eteklerdeki taşların dökülmesine yaradı.
Gülen yüzlerin yeri geldiğinde nasıl sertleşebileceğini gösteren restleşmede, 5199 sayılı kanunu gündeme getiren ve hayvan hakları konusunda paslaşan Pelin ile Ömür’ün ‘puan’ dayanışmasına ‘Hayvan haklarında ortak hareketle oy verildiği’ tepkisiyle karşı çıkan Dursunoğlu, ‘Sizlerden daha çok hayvan severim ama burada yarışmanın ciddiyetine aykırı davranıyorsunuz’ sözleriyle hayvan sevgisiyle yarışmanın sulandırıldığını ima ederken alışık olmadığımız derecede ciddiydi!
Ömür Gedik’in hayvan tutkusu bazılarına abartılı görünse de, hatta kimi zaman HAÇİKO’yu öne çıkartıp prim yapmaya çalıştığı eleştirileri gelse de hayvanların korunması gerektiği bir gerçek. Ne var ki sırf bu yüzden karşılıklı oy paslaşması da etik değil. Erol Evgin’den prensipte destek gören Dursunoğlu’nun vurgulamaya çalıştığı zaten bu. Yani bir anda parlayıp saman alevi gibi sönen kavgada her iki taraf kendince haklı! Dahası tartışmaya zemin yaratan beş puanın günün birincisini değiştirecek gücü hiç yok.
Hal böyleyken bitmek üzere olan bir yarışmada kısır döngü olarak yaşanan bu ani gerilimin getirisi neydi, diye soracak olursanız… Yarışmadan HAÇİKO’ya yeterli gelir sağlayamayan Gedik’in savunduğu hayvan haklarına bir parça da olsa dikkat çekmesinden daha iyi getiri mi olur! Ekrandan yapılan çağrı sonrası yetkililer, hayvan korumamayla eşdeğer özensizlikteki maddeleri düzenleme işine bir an önce el atar mı bilemeyiz ama bu tartışma sayesinde ekran başındakilerin 5199 sayılı kanundan haberdar olması bile bir kazanç.
Belki böylece çaresiz insanların ve özellikle kadınların haklarının layıkıyla korunamadığı ortamda, hiç olmazsa hakları yine insanlar tarafından ihlal edilen hayvanlara gerçek korumacılık sağlanır.
Anibal GÜLEROĞLU