Ali Nail Kubalı

Ali Nail Kubalı

ankubali@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DEĞERLİ okuyucularım, bazı söylenenleri duyunca ağzım açık kalıyor!
Şimdilerde, ABD’nin Irak’tan çıkacağı kesinlik kazandığından bu yana, DTP başkanı ve bazı milletvekillerinin ağzından düşürmedikleri bir cümle var:
-Eller tetikten çekilsin!
-Kimin eli tetikten çekilecek?
-E normal değimli? Kimin eli tetikte ise o elini tetikten çekecek!
-Beyler, asker, polis, jandarma milleti korumakla görevli! Nasıl çeksin elini tetikten?
Vatandaşların geri kalanının ruhsatsız silah taşıması yasak! DTP’li milletvekilleri, Ateşli silahlar yasasını bilmezler mi? Vatandaş evinde ruhsatsız silah bulundurursa hapse gider! Bu kanunlar PKK’ya üye olanlar için geçerli değil mi?
“Biz o kadar söyledik şu operasyonlar dursun diye! Durmadı aksine arttı” diye yakınıyor Ahmet Türk. Bu, hastanede yapılan “ameliyat” cinsinden “operasyon” değil ki başhekime rica edesin, “Birkaç gün ameliyat yapmayıverin, hocam!”
Her gün mayınlar patlıyor. İnsanlar öldürülüyor. “E işte operasyonlar durmadı da ondan oldu bunlar!”
“Çek elini tetikten kardeşim!”
Yeni bir şey daha çıktı! “PKK’nın da kendini koruma hakkı var! Yani nefis müdafaası!”
Hadi bakalım gördünüz mü şimdi! Vatandaş için nefis müdafaası şu: Katil kapısını kıracak evine girecek. Onun kaçıp canımı kurtaracak yeri kalmayacak! Ama katili öldüreceği silah onunkinden de üstün olmayacak! Onun elinde çakı varsa vatandaş da onu tabancayla öldüremez!
DTP’nin söylediği ne? Mayınlı pusularla askerleri, sivilleri şehit edeceksin. Çeteni asker izleyecek! “Olmaz efendim, benim teröristimin nefis müdafaası hakkı var!”
Dağdaki silahlı terörist çetesine nefis müdafaası hakkı!.
Bir de Türkiye Cumhuriyeti’nin “PKK ile Barış Müzakeresine oturması” isteniyor! Hadi bir an için kendimizi “Alis Harikalar Diyarında” farz edelim. Böyle bir hayal gerçekleşsin.
PKK’nın yeni başkanı Karayılan, kendisi Hasan Cemal’e söylüyor, “Bu mayınlamaları yapanlar bizim kontrol edemediğimiz, kendi inisiyatifi ile hareket eden unsurlarımızdır!”
“Barışı imzaladım!” dese, teşkilatını kontrol edemeyen bir liderin imzaladığı barışın, üzerinde yazılı olduğu kâğıt kadar değeri olur mu, sevgili okurlarım?