Basında haberler, “Bütçedeki rekor açık enflasyona neden olacak!...” Adeta bir panik havası esiyor.
Ekonomi normal şartlarda çalışırken... İşsizlik yüzde 10’un altına inmişken... Talep güçlü, esnafın yüzü gülüyor iken... Ekonomi büyüyor iken... Evet, böylesine ısınan bir ekonomide bütçe açıkları korkulacak bir durumdur. Çünkü bu durum ekonomide “talep”in üretimden hızlı arttığını gösterir.
Esasen enflasyon, taleple “arz” (=üretim+ithalat ihracat) arasındaki dengenin arz aleyhine bozulmasının sonucudur. Üretim, artan talebe yetişmeyince fiyatlar yükselir. Burada devletin de harcamalarını artırarak ya da vergileri azaltıp bireylerin elinde daha fazla harcanabilir gelir bırakarak mal ve hizmet talebini körüklemesi enflasyon yaratır.
Bugün Türkiye’deki durum bunun tam tersidir. İhracat da ithalat da küçülüyor. Kapasite kullanımı yüzde 70 civarına düşmüş. Üretim yapılmayan boş kapasite yüzde 30 civarında! İklim şartları iyi bir tarımsal üretim olacağını gösteriyor. İşsizlik yüzde 14’ün üzerine çıkmış. Milli gelir TL ile yüzde 13.8, dolarla yüzde 30 küçülmüş. Bireyler ve şirketler korkudan harcamalarını kısmış, ertelemiş. Enflasyon pike yapıyor. Bütün bu veriler talebin hızla küçüldüğünü gösteriyor. Bu azalan talep nasıl telafi edilecek? Doğal olarak devlet devreye girecek, bu talep açığını, (a) Kendi harcamalarını artırarak, (b) Vergileri kısıp fertlerin ve bireylerin eline daha fazla harcanabilir gelir bırakarak, yani bütçe açıklarıyla telafi edecek. Yoksa kriz bir kısır döngü halinde ekonomik ve sosyal mahviyete dönüşecek!
Hükümet çok gecikmiş olsa da bu gerçeği görmüştür. Bizim iktisatçılarımızın, eski ezberlerle, şimdi yaygaralar kopartıp, krizden tek çıkış aracını elinde tutan devleti ve onu yöneten politikacıları ürkütmelerinin hiçbir anlamı yoktur!
Eğer bu tedbirler sonuç verir, kapasite kullanımı yüzde 85’in üzerine, işsizlik yüzde 10’un altına iner, gelirler artarsa esasen “otomatik istikrar mekanizması” devreye girer. Nasıl? Devletin İşsizlik ödemeleri ve diğer sosyal yardım harcamaları otomatikman azalır. Gelir, kurumlar ve katma değer vergi gelirleri artar. Ayrıca devlet de harcamalarını yavaşlatır, vergi oranlarını artırır. Bunların sonucunda bütçe fazla verir. Eski yapılan harcamalar geri toplanmaya başlar.
Diğer taraftan Merkez Bankası, bütçe açık verirken para basıp devlete verdiği borçlar karşılığında devletten aldığı Hazine bonolarını ve devlet tahvillerini, işler düzelince yükselecek sermaye piyasalarında satar, parayı geri toplar. Büyüyen ekonomi ve büyüyen borsa günlük iş hacmi de paranın bir kısmını enflasyon yaratmadan emip, kullanmaya başlar.
Özetle, iyi yönetilmek kaydıyla bugünkü bütçe açıklarının enflasyon yaratması için neden yoktur değerli okurlarım.
Politikacılarımız rahat uyusunlar!
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024