DEĞERLİ okuyucularım, Türkiye bir köşe yazarının rüyası olmaya devam edip gidiyor!
Seneler önce yazmıştım. “Bugün ne yazsak?” sendromu Türk köşe yazarları için geçerli değil. Benim gibi ömrünü yöneticilik, danışmanlık, işadamlığı, öğretim üyeliği gibi farklı şapkaları eş zamanlı olarak giyerek geçirmiş amatör bir yazar bile konu sıkıntısı çekmiyor. Sadece, “Bu gün konulardan hangisini işlesem?” gibi, bazen zor bir seçim yapmak durumunda kalıyor. Zaman zaman, “İnternette, herkesin yararlanılabileceği bir konu başlıkları bankası kursam” diye düşünürüm!
* * *
Bakın bugün yazılabilecek konu başlıklarına:
- Milli gelirin küçülmesini işleyebilirsiniz.
- GSMH’nın barış günlerinde bugüne kadar görülmemiş bir biçimde yüzde 13.8 oranında küçüldüğünü işleyebilir, eski krizlerimizden ne kadar daha derin bir krizde olduğumuz üzerin durabilirsiniz.
- Milli gelirdeki küçülmenin dolar bazında hesap edildiğinde ise yüzde 30 mertebesinde olduğunu işleyebilirsiniz. Sevgili Ege Cansen’in yaptığı gibi dolar rakamlarını Başbakanın sevdiğini söyleyerek bu ağır konuyu biraz olsun hafifletebilirsiniz!
- Konuyu “kişi başına gelir” açısından ele alıp, 10,000 dolara ulaştığıyla pek övündüğümüz bu rakamın nerelere kadar gerilemiş olduğunu işleyebilir, “kur politikası” ile “ekonomik rakamların gerçekleri yansıtması” arasındaki ilişkiye değinebilirsiniz!
- TBMM’de, askerlerin de sivil mahkemelerde yargılanmalarını kolaylaştıran bir madde, Ceza Mahkemeleri Yasası’na, gece yarısını çok geçe verilen bir önergeyle eklendi.
- Önerge uyku saatinde verildiğinden, CHP’nin hem mecaz hem gerçek anlamı ile uyutulmuş olduğunu işleyebilirsiniz.!
- Konuyu isterseniz genel etik, isterseniz siyaset etiği, iterseniz bunlarla dindarlığın faziletini bağdaştıran bir yazı konusu kapabilirsiniz,
- Beğenmediniz, CHP’nin muhalefet rolünü ne derecede ciddiye aldığı üzerinde durabilirsiniz.
- Onu da beğenmezseniz C.M. Yasası’nda yapılan değişikliğin hangi oranda Anayasa’ya uygun olduğu üzerinde durabilirsiniz.
- Taraf gazetesinin aceleci bir şekilde bulup (!) yayınladığı “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” denilen fotokopiyi ele alabilirsiniz:
- Bu fotokopinin günümüzün dijital teknoloji ile nasıl yoktan var edilebileceğini teknolojik açıdan işleyebilirsiniz.
- Bu fotokopinin gerçek olduğunun kanıtlanacağı ümidini Başbakan’ın nasıl ısrarlı bir ön kanatla canlı tutmaya çaba harcadığı üzerinde durabilirsiniz,
- Konuyu devlet kurumlarının birbirlerine olan güveni ya da güven eksikliği açısından da işleyip ciddi bir köşe yazısı yazabilirsiniz!
Konular saymakla bitmez! Yaz yazabildiğin kadar! Köşe yazarının cenneti!
Ama ben gene de yazılacak yazı konusu bulamayacağımız günleri büyük bir özlemle bekliyorum, değerli okurlarım!
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024