Melek Baykal’la muhabbeti olan dostlarımdan birinin bana verdiği ‘istihbarat’ şuydu:
“Melek Baykal, banyoda düştü. Eve çağırdığı erkek kardeşi onu ambulansla hastaneye götürdü. Omurilik kemiklerinde kırılma olduğu anlaşılınca Azmi Hamzaoğlu, 7-8 saat süren ‘çimentolama sistemi’ denen bir operasyon yaptı. Bu yüzden Melek Baykal’ın başlayacağı yeni dizisinin okuma provaları aksadı.”
Bu bilgiyi teyit için Melek Baykal’ı aradım. Üç kez çaldı, açmayınca kapatıp, “Melek Hanım, geçmiş olsun demek için aramıştım” diye mesaj attım. Sanatçı mesajıma, “Provadayım, açamıyorum. Özür” cevabı verince bu kez şunu yazdım:
“Müsait olduğunuzda geçirdiğiniz rahatsızlık ve tedavi yöntemini anlatan bir sesli mesaj atar mısınız?”
32 dakika sonra gelen sesli mesajda Melek Baykal, bakın olayı nasıl anlattı?
“Ali Beyciğim, iyi günler diliyorum. Provam hâlâ devam ediyor, ama küçük bir ara var galiba, şimdi gönderiyorum istediğiniz mesajı.
Benim belim zaten netameli bir beldi. Üç tane bel ameliyatım var, bir fıtık patlamasından dolayı. Dikkat etmedim, biraz hor kullandım galiba. Bu arada annem de yakın tarihte ameliyat olmuştu, 90 yaşında. Yardımcımız olmasına rağmen, onun kalkmalarına yardım edeyim derken bir ağrı oluştu belimde. Ağrı giderek çoğalmaya başlayınca, MR çektirme gereğini duydum. MR’da omurgada çökme kırığı çıktı. Hemen bu işin duayeni Azmi Hoca’ya (Omurga cerrahisi alanında uzman Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu) gittim. ‘Melek hemen ameliyat etmemiz lazım. Bu kırık büyürse büyük dert alırız başımıza’ dedi. Hemen ameliyat günüm alındı, pazartesi tam bir hafta oldu ameliyat olalı. ‘Çimentolama’ (kifoplasti) dedikleri bir sistemle omurgaya girip, ameliyat yaptılar. Bugün ilk okuma provasındayım. Provanın enerjisi çok yüksek, bu yüzden herhangi bir ağrı, sızı hissetmiyorum demek isterdim, ama ağrı, sızı hissediyorum. Çarşamba günü dikişlerim alınacak, iki gün sonra da yeni dizimin setinde olacağım.”
Bu konuyu bu kadar detaylı niye yazdım?
İstihbaratı aldığınız kaynak ne kadar güvenilir olursa olsun, teyit edilmiş bilginin tadı, rengi ve hazzı başka!
Melek Baykal hakkında bana gelen istihbaratı bizzat kendisine sorunca sonuç aynıydı, ama sebep biraz farklı çıktı.
İki miras davası iki İlkim Karaca!
Cem Karaca’nın hayatını anlatan ‘Cem Karaca’nın Gözyaşları’ filminin kendisinden izinsiz çekildiği için dava açan ve mahkemeden şartlı tedbir kararı çıkartan İlkim Karaca, 2.5 ay önce yine bir miras davasıyla gündemdeydi.
İlkim Karaca, Cüneyt Arkın’ın ilk evliliğinden olan kızı Filiz Cüreklibatır’ın, mirastan mal kaçırdıkları iddiasıyla üvey annesi Betül Cüreklibatır ve iki üvey erkek kardeşi hakkında açtığı davada tanıktı. Kasım 2023’teki duruşmada Karaca ne demişti?
“Cüneyt Bey, 1974’ten beri yazlık komşumuzdu. Kızı Filiz’den bahsettiğini hiç duymadım. Filiz’i burada ilk defa görüyorum. Betül Hanım, Cüneyt Bey’in son anına kadar yanındaydı.”
İlkim Karaca, 2 Şubat’a kadar 3.5 milyon lirayı yatırırsa, 2001’de evlenip 2004’te kaybettiği Cem Karaca’nın hayatını anlatan film vizyondan indirilecek.
İşin bir tuhaf yanı da şu: 2.5 ay önce Filiz Cüreklibatır, baba mirasından pay almasın diye şahitlik yapan İlkim Karaca için Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca, bakın ne dedi?
“Babamı anlatan ‘Cem Karaca’nın Gözyaşları’nda öykü 1987 yılında bitiyor. Babamın 2001 yılında evlendiği kadından niye izin alalım?”
Demek ki neymiş?
Ne ekersen onu biçersin!
GÜNÜN SÖZÜ: “Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.” (George Orwell)