Bir jeneratör, iki büyük çadır, beş ara ve bağlantı kablosu, dokuz şişme yatak, beş uyku tulumu, beş seyahat çantası, yedi bere, iki çift bot, iki yağmurluk kaban, beş yağmurluk üstü, bir yağmurluk altı, dört küçük çadır, 15 kilo köpek maması, üç elektrikli ısıtıcı, üç elektrikli su ısıtıcısı...
Bunlar ne biliyor musunuz?
Depremzedelerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla geçici görevle Gaziantep İslahiye’ye gönderilen 4. Sınıf Emniyet Müdürü Y. I.’nın Tekirdağ’daki evinde ele geçirilen yardım malzemelerinin listesi...
Y.I., hırsızlıktan gözaltına alındı, ama adli kontrol şartıyla serbest bırakılınca, savcı bu karara itiraz etti.
İnanılır gibi değil!
İşin hukuki boyutu bir yana, asıl üstünde düşünülmesi gereken şey “hırsız”ın 4. Sınıf Emniyet Müdürü olması...
O yüzden sıradan bir hırsızlık vakası değil bu olay.
Depremzedelerin can ve mal güvenliğinden sorumlu bir emniyet müdürünün; devletine, mensubu olduğu emniyet teşkilatına ve mesleğine ihaneti bu...
Kolay mı yetişiyor 4. Sınıf Emniyet Müdürü?
Kişinin kendine, ailesinin ve devletin ona ciddi yatırım yaptığı 4. Sınıf Emniyet Müdürü olabilmek için Güvenlik Bilimleri Fakültesi’ni bitirmek ve en az üç yıl emniyet amirliği yapmak, kursları başarıyla bitirmek ve Müdürlüğe Terfi Sınavı’nı geçmek şart...
Bu unvana sahip bir emniyet mensubunun, depremzedelerin canı ve malını korumak için takviye kuvvet olarak gönderildiği bölgeden yardım malzemelerini devletin otobüsüne doldurup, Tekirdağ’daki evine götürmesini inanılmaz!
Allah’tan dürüst bir yurttaş ihbar etti de öyle ortaya çıktı emniyet müdürünün emanete ihaneti!
Yazdıklarına karşı çıkan akademisyeni engelledi
Biri size, “Gün gelecek bu ülkede akademisyenler, Yıldız Tilbe’nin ortaya attığı fikirler üstüne açıklama yapacak” dese, yanıtınız ne olurdu ona?
“Daha neler?” dediğinizi duyar gibiyim, çünkü ben de aynı şeyi söylerdim.
11 ilimizi vuran “asrın felaketi”nin üstüne bir de siyasette deprem oldu. Bilim insanları ve siyasetçiler, günlerdir ekranlarda bu konular üstüne fikir beyan ederken Yıldız Tilbe, Twitter’da yer çekimine taktı!
İşte bu konuda yazdıkları:
“Bence yer çekimi diye bir şey yok, olsaydı hiç kimse ve hiçbir şey yer yüzünde duramazdı, yerin dibine geçerdi her şey. Güneş nasıl havada duruyorsa, gezegenler nasıl yerinde dönüp, duruyorsa biz de öyle duruyoruz. Yer niye çeksin? Çekse böyle mi olur?”, “Newton’la aynı fikirde olmak zorunda mıyım?”, “Yer çekimi imkansız, ısrar etmeyin.” “Uçan hayvanlar yer çekiminin olmadığını ispat etmeye yeter.” “Her şey birbirini gayet itiyor bence. Bir çekim değil de itim gücü var bence.” “Evrim de yok, yer çekimi gibi... Kim evrilmiş, gören yok.” “Ben bilim insanı değilim, sıradan bir insan olarak böyle düşünüyorum, doğrudur, yanlıştır Allah bilir.”
Şarkıcının, “Newton’la aynı fikirde olmak zorunda mıyım?” tweetini alıntılayan Prof. Dr. Derya Unutmaz, altına, “Yıldız Tilbe (Çağımızın ünlü matematik, fizik ve biyoloji dehası)” diye yazdı.
Prof. Dr. Unutmaz’ın, Newton’un yer çekimi formülü F=G*(m1*m2/r2) üzerine çarpı attığı tweete yorum yazanlardan biri psikolog Acar Baltaş oldu.
Baltaş, “Bence Newton’la aynı fikirde olmamak mümkün, eğer daha inandırıcı ve kanıta dayalı bir açıklamanız varsa” diye yazınca, Unutmaz karşılık verdi: “Yani Yıldız Tilbe olmak yeterli değil mi demek istiyorsunuz?”
Psikiyatr Yankı Yazgan da, Tilbe’nin tweeti için, “Antibilim’liğin nefis bir özeti olmuş bu söz” yorumunu yaptı.
Günün sonunda şu oldu: Yorumlara kızan şarkıcı, bilim insanı Prof. Dr. Derya Unutmaz’ı Twitter’da engelledi!
GÜNÜN SÖZÜ
“Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik.” (Şükrü Erbaş)