Alanya’da bu yıl ilki düzenlenen ‘Tropikal Meyve Festivali’ nedeniyle cuma sabahından beri şehirdeyim.
Festivalden önce Alanya’daki genel havayı özetleyeyim:
Bu satırları yazdığım 21 Ekim’de Türkiye’nin birçok şehrinde insanlar sokağa çıkarken üşümemek için kat kat giyinirken Alanya’da denizin ve güneşin tadını çıkarıyordu turistler.
Doluluk oranı yüzde 95 olan ve o yüzden sezonu aralık ayına kadar uzatan otelin havuz başı ve deniz kenarı tıklım
tıklımdı.
Birleşmiş Milletler’e (BM) üye 193 devletten 130 ülke vatandaşının yerleşip yaşadığı bir şehir olan Alanya, artık tropikal meyveler üreten ve ihraç eden bir yer.
Alanya’nın MHP’li Belediyesi’nin avokado temalı ‘Tropikal Meyve Festivali’ düzenlemesi de bu yüzden.
Yapılan çalışmalarla örtü altı veya açık alanlarda 32 tropikal meyvenin üretilebildiği ortaya çıkan Alanya, düne kadar ithalatçısı olduğumuz avokado, mango ve pitayayı 12 ülkeye ihraç eden bir ilçe.
12 ülkeye ihracat
Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe’den aldığım bilgiye göre, halen şehirde en yaygın alanda en çok üretilen tropikal meyve muz.
Başkan Yücel, “Türkiye’de avokado üretiminin yüzde 70-80’i Alanya’da. 25 bin hektarlık alanda yılda 60 milyon avokado üretiliyor. İç pazar arzının yanı sıra Alanya’dan 12 ülkeye avokado ihracatı yapılıyor. Düne kadar ithal ettiğimiz birçok tropikal meyveyi üretip ihraç etmeye başladık” dedi.
Festivalin ünlüleri
Ziraat Odası Başkanı Göktepe ise şunları söyledi:
“Yurt dışından talep çok, ama üretimimiz sınırlı. Büyük talebin olduğu tropik meyve üretimini artırmanın peşindeyiz. 1 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmemiz için yeni örtü altı veya açık alanlarda avokado, mango, pitaya, papaya gibi meyvelerin yetiştirileceği alanlara ihtiyacımız var. Üstelik bu tropik meyveler muz gibi çok su istemiyor. Muz için harcanan suyun dörtte biri yetiyor bu meyvelere.”
Üç gün süren festivalde, gündüzleri Sahrap Soysal, Nursel Ergin Akyar, Nermin Öztürk gibi yemek programı sunucularıyla mutfak şefleri Alanyalılarla buluştu, akşamları ise Seçil Gür ve Ayhan Sicimoğlu konser verdi.
‘Michelin Yıldızları’ bize niye bu kadar geç geldi?
Restoran dünyasının Oscar’ı olarak bilinen Michelin yıldızı verilmeye başlayalı neredeyse bir asır oldu. 1926 yılında verilmeye başlayan Michelin yıldızının derecelendirilmeye başlaması ise 1931.
Michelin yıldızının Türkiye’ye gelişi ise 2022’nin son çeyreğinde oldu. İstanbul’daki beş restorana Michelin yıldızı verildiğinde takvim yaprakları Ekim 2022’yi gösteriyordu.
Yeme içmeye ciddi para harcamaktan kaçınmayan zengin turistlerin çok önemsedikleri, restoran tercihlerini buna göre yaptıkları Michelin yıldızları bize niye neredeyse bir asır sonra geldi?
Alanya’daki Tropikal Meyve Festivali’nin açılışına katılanlar arasında Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Kılıç da vardı. Kılıç’ın kurucu rektörlüğünü yaptığı Nevşehir Üniversitesi’ne dair anlattığı bir anekdot, Türkiye’nin gastronomide ne kadar geç kaldığının, Michelin yıldızlarının bize neden geç geldiğinin kanıtı. Kılıç, üniversitenin kuruluşunda Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü de açmak istediklerini, ancak bunu yıllar sonra hayata geçirebildiklerini söyledi. Konuşmasını tamamladıktan sonra Prof. Dr. Kılıç’a o süreçte yaşadıkları sorunu sordum, “Nevşehir Üniversitesi’ni 2009 senesinde açarken Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’ne hoca bulamamıştık” dedi ve ekledi:
“Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’ne üç yıl sonra öğretim üyesi bulup, 2012’de öğrenci alıp eğitime başladık.”
1926 yılından beri dünyanın gelişmiş pek çok ülkesindeki restoranlara verilen Michelin Yıldızları’nın bize bu ay gelmesinin sebebini bilmem anlatabildim mi?
GÜNÜN SÖZÜ
“Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” (Tolstoy)