Türkiye’de kiminle konuşsam ya da TV’de herhangi bir açık oturum programına rastlasam, “Ya, Biden kazanırsa?” ile başlayan yorumlar geliyor. Hatta, Demokratların başkan adayı Joe Biden”ın Donald Trump’tan önde olduğunu söylediğiniz anda bile memnun olmayan ciddi bir kesim var. Olayları Beyaz Saray’ın içinden takip eden biri olarak, son bir ayın Trump aleyhine işlediğini söyleyebilirim. Geçtiğimiz gün Trump’a daha çok oy çıkmış bir kentte, iki kadının marketteki konuşmasına şahit oldum. Kadın “2016’da Trump’a oyumu vermiştim, şimdi asla vermem. Biden da çok iyi değil ama oyumu ona vereceğim” diyordu. Yani halkta çok ciddi bir bıkkınlık var.
Son iki haftada toplam 13 anket firmasının sonuçlarına baktığımızda Biden, Trump’a ortalama yüzde 9.6 farkla önde görülüyor. 2016’da, yine bu dönemdeki anketlerde de Hillary Clinton, ortalama yüzde 5.3 puanla Trump’ın önündeydi. Evet, 2016’da tüm anket firmaları sınıfta kalmıştı. 2020’deki tahminlerin ne kadar doğru veya yanıltıcı olacağını ise yakında göreceğiz.
Biden’in Türkiye Karnesi ve Arkasındaki Güçler
Demokratların adayı Biden, son olarak Türkiye konusunda, “New York Times” gazetesine yaptığı haddini aşan açıklamalarla ülkemizde büyük tepki çekmişti.
Biden’ın karnesi, S-400 nedeniyle yaptırım istemek, sözde Ermeni soykırımını tanımak, İncirlik Üssü’nden nükleer enerji silahlarını çekilmesini savunmak, YPG-PKK ile ABD’nin altın yıllarına dönmek, Yunanistan ve Azerbaycan-Ermenistan geriliminde taraflı olmak gibi çıkışlar nedeniyle bir hayli sıkıntılı. Biden’ın kampanya ekibinde tanıdığım birçok isim var. Bırakın Ermeni ve Rum-Yunan lobilerinin kampanyada üst düzeyde görev almasını, neredeyse tüm anti-Türk grupları Biden kampanyasında çalışıyor. Ermenistan-Azerbaycan gerilimi oluyor, ilk açıklama Biden’dan... Doğu Akdeniz krizi oluyor, yine ilk açıklama ondan... Yani kampanya içinde sistematik, hep Türkiye aleyhine açıklama yapılmasını isteyen bir kesim var. Tabii ki Biden’ın dış politika kurmayları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başkan Trump’ın ilişkisine de karşı çıkıyor. Burada net olan, seçim sürecinde Biden’ı kullanıyorlar.
Zira kendisinin Türkiye’ye çok ciddi bir nefreti olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’ye Başkan Yardımcısı olduğu dönemde 4 kez gelmiş ve yaptığı hadsiz açıklamalar nedeniyle 2 defa özür dilemiş bir Biden’dan bahsediyoruz. Her ne kadar Türkiye’de Erdoğan ve Trump’ın yakın ilişkisinden bahsedilse de, Obama-Biden’ın ilk döneminde Türk-ABD ilişkileri altın yılını yaşamıştı. Barack Obama kazandıktan sonra ilk ziyaret ettiği ülkelerden biri Türkiye olmuş, üstüne de Erdoğan, görüşmelerinde “Dostum Obama” diye hitap etmişti.
Yani Trump döneminde ikili ilişkiler harika mıydı? Hayır! Neredeyse hiçbir sorun çözülmedi sadece ertelendi veya geçiştirildi diyebiliriz.
Tabii ki krizlerin atlatılmasında önemli oldu, bunu da inkar edemeyiz. Ancak, burada çıkar ilişkisine dahil bir müttefik anlayışını olduğunu söyleyebiliriz.
Diyelim ki, 21 Ocak’ta Joe Biden kazandı. Ne olacak? Türkiye ile hemen ipleri koparacak mı? Hayır! Türk-ABD ilişkileri, Başkan Obama’nın 2. döneminden daha sıkıntılı bir dönem yaşayabilir ama ipler kopmaz. Ancak Biden-Harris’in, Ankara’nın gözüne sokarak YPG-PKK’yı maddi-manevi güçlendirilmeye çalışmasına da Türkiye asla sessiz kalmaz.
Burada önemli olan, Türkiye’nin, ABD’nin attığı adımlara yönelik NATO içinde nasıl davranacağına ilişkin A,B, C planlarını yapması... Bence Biden gelse bile, atayacağı Dışişleri ve Savunma bakanların Türkiye’ye bakışı, iki ülke arasındaki sorunların Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Biden tarafından devlet geleneklerine uygun diplomasiyle çözülebilmesi açısından önemli olacaktır.
Kovid-19 Beyaz Saray’ı da vurdu
ABD Başkanı Donald Trump’ın doktorları her ne kadar Kovid-19 testinin negatif olduğunu hala açıklayamadıysa da, Başkan’ın hafta sonunda yaptığı balkon konuşmasının yankıları sürüyor.
Trump umursamasa da, geçen hafta Beyaz Saray’da yeni vakaların ortaya çıkması büyük endişe yarattı. Yaklaşık 40’a yakın çalışan Kovid-19’a yakalandı. Hatta Beyaz Saray Güvenlik Müdürü’nün Eylül’den beri ağır hasta olduğu ve hastaneye yatırıldığı ortaya çıktı. Bu şartlarda “3 Kasım seçimlerine Kovid-19 damga vurdu” diyebilirim. Zira Beyaz Saray’daki vaka sayısı Yeni Zelanda, Tayvan ve Vietnem’ın toplamından daha fazla. Bakalım seçimi Kovid-19 mu yoksa Trump mı kazanacak?
ABD’de unutulan Türk izleri
Harvard Üniversitesi ve daha sonra George Mason Üniversitesi’nde çalışmış, Almanya ve İtalya’da da tecrübesi olan Işıl Acehan, ABD’de geçmiş dönemdeki Türklerin hikayelerini araştırıp bulan, önemli bir akademisyen. Türk-ABD ilişkilerine ciddi katkıları olan Acehan’ın bana verdiği bilgiler çok değerliydi. Nitekim Acehan, ABD’deki Türk izlerine ilişkin 5 önemli yerden bahsetti:
- New York Osmanlı Camii,
- St Louis Osmanlı Bahçesi,
- Washington Anıtı’ndaki Türk mermeri,
- Osmanlı diplomatı Sıdkı Bey ve eşinin New Jersey’de kurduğu boks kampı,
- ABD sigara endüstrisinin devlerinden Moris Şinasi’nin Wall Street’teki Schinası Brothers (Şinasi Biraderler) binası.
Acehan, ABD’de Türk izlerinin, tarihi perspektif çerçevesinde tanıtılması amacıyla etkinlik ve sergilerin düzenlenmesi, bir web sitesi kurulması, güçlü bir iletişim ağının oluşturulması, kar amacı gütmeyen bir kurumun kurulması gerektiğini belirtiyor. Hatta Acehan, bir Amerikan üniversitesinde kürsü kurulmasının, Türklerin izlerinin araştırılması ve Türk dilinin tanıtılması için çok değerli olacağının da altını çiziyor.
ABD’DE GÖZDEN KAÇANLAR
- Siyahi Amerikalı George Floyd’u öldüren polis, 1 milyon dolar kefaletle serbest kaldı,
- ABD’de Sahil Güvenlik Komutan Yardımcısı Charles Ray’in koronavirüs testinin pozitif çıkması üzerine Genelkurmay Başkanı Mark Milley gönüllü karantinaya girdi,
- Green Card’ın 2022 yılı başvuruları başladı,
- İkinci Biden-Trump münazarası iptal olunca, iki aday, ayrı TV kanallarında programa çıkacak,
- Ticaret Bakan Yardımcısı Tuna Turagay, ABD ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin Kovid-19 sürecinde arttığını açıkladı,
- ABD, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 18 ülkeye, 1.96 milyar dolar değerinde alüminyum levha ürününe ek gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu,
- Ohio’da 50 bine yakın seçmene yanlış oy pusulası gönderilirken, Brooklyn’de 100 bin seçmene giden oy pusulasının yanlış basıldığı açıklandı.