Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bütünsel anlamda özgür olanlar bilgelerdir. Bilgeler doğru olanı seçer, sabırla katlanır ve adaletle dağıtır. Kavramları olduğu gibi nakledenler tarif ehli kişilerdir, karşılaştığı kavramı yaşama indirgedikten sonra onu yeniden tarif edenler ise bilgelerdir. Özgürleştiği için bilge sıfatı yakıştırılan kişiler dolaysızca bakar ve dolaysızca anlamaya çalışır. Özgürleşme sürecini tamamlayamamış kişiler bir şeyin varlığına odaklanırlar ve böylece o şeyi sadece tarif edebilirler. Oysaki bilge; maddi varlıkları ve manevi algıları mahiyetleriyle bilme derdindedir. Keza bir şeyin varlığını bilmek ayrıdır. O şeyin mahiyetini anlamak ise onun özdeksel yapısına yaklaşmak demektir. Özgür bir bilge ilkin karşılaştığı her şeyi tanımlayarak öğrenir akabinde ise o tarif ettiği şeyi yaşayarak ondan kurtulur. Yani rafa kaldırmaz. Hamal gibi bilgileri biriktirmez; her bildiğini öğrenerek ondan muhaf hale gelir. Buna hal bilgeliği denir. Zaman, mekan ve makamlara göre tarif edilen şeyin tarifine giderek sorgular, doğrular ve nihayetinde uygular.

Haberin Devamı

Özgürleşme  yolunda

Bedenin esiri olmak

Özgürleşme yolunda yol alan soylu kişi söylediği şeyi yaşar, yaşadıktan sonra da yeni şeyler söyler. Ahkamlarını zamana göre uyarlayarak toplumun her kesimine hitap eder. İyi olanı bilmek önemlidir. Ancak iyinin tarifine gittikten sonra ise bu iyi vasıtasıyla insanları iyileştirmek çok daha önemlidir ki bunu özgürleşmiş bilgeler yaparlar. Bildiğini uygulayan kişi her defasında daha fazla özgürleşir ki bu mahiyetteki bir özgürleşmenin sonu yoktur. Bu bağlamda özgürlüğü doğrudan bilen bilge hiçbir zaman özgürüm diyemez. Adı özgür olan yolda sadece yol almaktadır.

Kişinin özgürleşmesinde bedenin istek ve arzularını temsil eden nefs ile ruhun yönelişlerini ifade eden ruh arasındaki mücadele önem arz eder. Bedenin ne istediği değil neye ihtiyacı olduğunu ruh bedene öğretmelidir ve beden de ruhtan öğrendiklerini normal ve anormal koşullarda uygulayabilmelidir. Bununla birlikte sadece bedene bağlanan kişi bedenin esiridir. Bedenin istek ve arzularını yok sayan da ruhunun esirdir. Bedenin istekleri kişiyi kendisine bağlar ruhun dilekleri ise kişiyi herkese bağlar. Herkesle birlikte olabilenler yoldadırlar; sadece kendi merkezini yaratanlar ise esaret altındadırlar.

Haberin Devamı

Bilge özgürler

Özgür kişi içerisinde ben öznesi olmayan tanımlar yapar ve yaşar. Kişi ne denli bilgi yüklü, donanımlı olursa olsun şayet ben öznesiyle tanımlar yapıyor ve ben odaklı davranıyorsa o kişi bildikleri kadar cahildir, özgür değildir. Çünkü kibir ve gururun esareti altındadır.

Kendisinden memnun olan insan özgürdür. Doğasına göre yaşayabilen insan da özgürdür. İçinde bulunduğu toplumun değerlerine intikal etmekle kalmayıp değerleri daha da değerli kılan davranışlar sergileyenler bilge özgürlerdir, nefsani doğasına uyarak her istediğini toplumsal hiçbir kaygı gütmeden pervasızca yaşayanlar da cahil özgürlerdir. Kişiler özgürce hangi özgürlüğü seçerlerse seçsinler aralarındaki fark toplumun bütünsel özgürlüğü için önemlilik arz eder.

Yaradanın ahlakı ile zamana, mekana ve makama göre ahlaklananlar zamanın eseri olan özgür kişilerdir ki bu kişiler özgürleşebildikleri oranda Yaradan’a yakındırlar. Özgür kişi entelektüel çeşitliliğiyle kültür tarihi derinliğinde bağ kurarak biz demeyi öğrenir. Akabinde de Yaradan’a yönelerek “Her şey o’durdan ziyade her şey o’ndandır” diyerek ben yerine sen demeyi birçok defa deneyimler. Ve nihayetinde elde etmiş olduğu derinlik “ilim” ve yükseklik “aşk” donanımlarıyla kainattaki her şeyi, herkesi tüm genişliğiyle kucaklar.

Haberin Devamı

Ne kadar derinsen, yükseksen ve genişsen o kadar özgürsündür.