Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şaman din adamları kamlara göre, “Türklerin atasının yaratıldığı gün” olan nevruz, 12 hayvanlı Türk takviminde yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilir


Öncelikle Orta Asya’da geçmişi binlerce yıl gerilere giden Türk devletlerine baktığımızda nevruz ve nevruz kutlamalarıyla ilgili detaylı bilgi veren çok önemli insanlar karşımıza çıkar. “Dîvânu Lugâti’t-Türk” isimli eserin yazarı Kaşgarlı Mahmut ve “Kutatgu Bilig” adlı eserin müellifi Yusuf Has Hacip, nevruz ile ilgili çok önemli bilgiler verirler.
Öte yandan, şair ve düşünür Ömer Hayyam, düzenlediği takvim için yeni yılın başlangıcını 21 Mart olarak gösterir. Ve Akkoyunlu Türk hükümdarı Uzun Hasan’ın Nevruz Bayramı’nı coşkuyla kutladıklarını kaynaklar göstermektedir.

Orta Asya Türkleri için yüzyıllar boyu bir din niteliğinde olmuş Şamanizm’de din adamı kamlara göre nevruz, “Türklerin atasının yaratıldığı gündür.” Mani dinini kabul eden Uygur Türklerinde nevruz kutlamalarına büyük yer verilir. Uygur minyatürlerinde, nevruz üzerine resmedilmiş oldukça fazla konu vardır.

Orta Asya ve Anadolu’da Nevruz kültü



Mart ayının 21’inci günü

İslamiyet öncesi Türk devletlerinin çoğunluğu on iki hayvanlı takvimi kullanıyorlardı ve bu takvimde yeni yılın başlangıcı mart ayının 21’inci günüydü. Yani yılbaşı olarak baharın ilk gününü kabul etmişlerdi. Bunu da bayram olarak kutlarlardı.

Türkler Anadolu’ya yerleştikten sonra da Nevruz Bayramı’nı (Bahar Bayramı) aynı coşkuyla kutlamaya devam ettiler ve yeni anlamlar yükleyerek millî kültürlerinin en önemli bayramlarından biri haline getirdiler. Kadim Türk millî kültürünün gelenek ve dinî içerikli Nevruz Bayramı için, 12. yüzyılda Sivas hükümdarı Kadı Burhaneddin ile I. Ahmet, IV. Murat gibi padişahlar; kazasker Baki Efendi, Şeyhülislam Yahya Efendi, şair Kuloğlu, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Fuzuli, Nedim, Baki ve Namık Kemal başta olmak üzere pek çok Türk şair ve düşünürün, “Nevruziye” ve “Bahariye” denilen kasideleri mevcuttur. Özellikle divan şiirinde divanların “nevruziye” kısmında şu beyitteki bahar tasvirleri yapmak önemlidir:

“Erişti bahar oldu yine hemdem-i nevruz.
Şad etse nola dilleri cam-ı cem-i nevruz.”

Öte yandan Nevruz, Türk musikisinin en önemli mürekkep makamlarından birisinin de ismidir. Nevruz-ı asl, nevruz-ı Arap, nevruz-ı bayati, nevruz-ı hicaz ve nevruz-ı acem gibi makamlar mevcuttur.

Ertuğrul Gazi’nin mezarı

Osmanlı’da ilkin Ertuğrul Gazi’nin mezarının başında nevruz törenleri yapıldığı görülür. Tüm Osmanlı tarihi boyunca nevruzdan önce üç hafta boyunca “Kuru yemiş bayramı” ilan edilirdi. Zira bu, nevruzdan sonra tazelerinin çıkacağı düşünülerek kuru yemiş satan esnafın elinde bulunan malların satılmasına yönelik bir uygulamaydı ki, hem esnaf zarar etmesin hem de halk bayramdan önce ucuz kuru yemiş alabilsin.

Bu şekilde kuru yemişini alanlar, nevruz akşamı (20 Mart akşamı) “S” harfiyle başlayan yedi nesneyi (süt, simit, salep, soğan, sirke, semek (balık) ve sefercil) içi kuru yemiş dolu bir tepsinin en üstüne yerleştirerek aile reisine sunarlardı. Bu sayede yeni yılın aile reisinin nezdinde kendilerine bereket getireceğine inanılırdı.
Osmanlı’da mali yıl başlangıcı nevruz olarak alınmıştı. İlk vergi taksitinin toplandığı aydı ve bu takvim 1980 yılına kadar devam etmişti