İlkbaharı nergis çiçeği haber verir, gül ise taçlandırır. Afrodit’in ayı nisanda Ege’nin kuzeyine doğru adımlayın.
İlkbahar rüzgârı, denizlerin deniz, dağların dağ, ovaların ova gibi olduğu Anadolu’muza yeniden erişti, geldi. Bu yıl da Anadolu’nun bilim ve sanat yurdu Ege Bölgesi’nin antik şehirleri kır çiçekleriyle süslenecek. Özellikle Kuzey Ege’de ilkbahar bir başka türlü cömerttir. Deniz alabildiğine mavi, ovalar her daim yemyeşil kutsal zeytin ağaçlarıyla süslü. Yıl boyunca denizin mavisi ile zeytin ağaçlarının yeşilliğini, bahar renk renk çiçekleriyle süsler. Afrodit’in ayı nisanda Ege’nin kuzeyine doğru adımlayın. Troya’da kahramanımız Hektor ile buluşup sohbet edin; sonra dağlara yönelin. Olimpos dağımız İda’da, Sarı Kız bekler sizi. Olimpos’un zirvesinde rüzgârların geçmişten getirdiği haberleri dinleyin. Akabinde Ege’nin mavilikleriyle el ele verin Asos Limanı’nın bir köşesinde. Bu defa Aristo’dan dinleyin doğanın çiçekler aracılığıyla söylediklerini. Altınoluk, Güre, Edremit üzerinden Gömeç’ten yukarı doğru çıkıverin. Zeytin ağaçları büyük bir sevgiyle yerini çam fıstığı ağaçlarına bırakıverir sessizce. Kozak Yaylası diye bilinen bu yemyeşil bölgede Perperene antik şehrine Aşağıbeyli köyünden ulaşabilirsiniz. Ya sonrası? Elbette anıtsal şehir mimarisinin en görkemli ilk şehri Bergama’da Kuzey Ege ilkbahar gezisini tamamlarsınız.
Her bölgenin ilkbaharı
İlkbaharın son ayı olan mayısta ise Doğu Karadeniz’den başka bir yere yönelmek pek mümkün olmamalı. Çünkü dereler tüm görkemiyle sizi bekler; coşkulu ve gür sesleriyle size şarkılar söyler, “On Binlerin Dönüşü”ne katılmış askerlerin hikâyelerini aktarır; ara ara derelerin şırıltılarına tulum ve kemençe eşlik eder. Başta Pokut, Elevit, Gito, Sal yaylaları olmak üzere Kaçkar Dağı’nın eteklerinde bulut denizlerinin üzerinde tek başınalığın tadını çıkarırsınız. Ayder Yaylası ve Uzungöl gibi kültürden yoksun turizm tarafından tüm kimliğini kaybetmiş yerlerden uzak durmak gerekir. İlkbaharın en geç halini Akdeniz’de görürsünüz. Özellikle Karya, Likya, Pamfilya olarak bildiğimiz Muğla ile Alanya arasında bitki örtüsünü çeşit çeşit meyveler süsler. Adana’dan başlayarak Antalya’ya kadar olan şeritte birçok festival düzenlenir. Tanrı ve tanrıçalar yaratan toprak, Anadolu’nun tüm hikâyelerini bu festivallerde sunulan tatlarla bir başka türlü dinler ve tadarsınız. Perge, Sergen, Aspendos, Ksantos, Myra, Patara, Pınara başta olmak üzere antik şehirleri ziyaret edin. Kimisinden Akdeniz’i seyredin kimisinde Toros Dağları ile iç içe olun.
Mayıs ayının ikinci yarısında gül hasadı ve şenliği için Burdur’a, Isparta’ya yani Psidya’ya (Göller bölgesi) gidiniz. Sagalassos antik şehrinde Antoninler Çeşmesi sizi büyüler. Akabinde Salda Gölü’nde yürüyün elbette. Suda yürümek sizi Hz. İsa’ya yaklaştırır. Ötesi ise ilkbaharın en güzel gün batımı seyir şehri olan Pamukkale (Hierapolis) olmalıdır. İlkbaharın güneşi sizi dinlendirir ve yavaş adımlarla kutsal havuza doğru yönlendirir. Yaz mevsimi sıcaklardan dolayı şikâyetlerle geçecektir yine. Dert etmeyin sıcakları! İlkbahar sizi biriktirdiğiniz anılarla sonbahara kolayca taşıyacaktır.