Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye yaptırımların görüşüleceği AB zirvesi öncesi Azerbaycan yolunda net mesajlar verdi.
Türkiye’nin müzakerelere açık olmasına rağmen Yunanistan’ın masadan kaçma başta olmak üzere tutumunu eleştiren Erdoğan, Türkiye’ye zaten yıllardır yaptırım uygulayan AB’nin kendine çeki düzen vermesi gerektiği vurgusu yaptı.
AB ülkelerinin artık Türkiye’yi yaptırımlarla bir yere götüremeyeceğini anlaması lazım.
Türkiye, Doğu Akdeniz başta olmak üzere bölgede hakkını istiyor.
Bazı Avrupa ülkeleri ne istiyor? Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetmek.
Böyle bir şey olmayacağını herkesin görmesi gerekiyor.
Son gelişmelerde Ermenistan’ı destekleyen Fransa orada başarılı olamadı şimdi Yunanistan simidine sarılmak ve Türkiye’yi Akdeniz konusunda köşeye sıkıştırmak istiyor.
Ama Türkiye yaptırım tehditlerine de boyun eğmez ve eğmeyeceğini de önümüzdeki günlerde gösterir.
Geçmişte AB denince insan hakları, hukuk, demokrasi akla gelirdi.
Şimdi ise Fransa ve Yunanistan’ın oyunları akla geliyor.
Hatta Almanya’nın da dahil olduğu oyun içinde oyunlar.
Son örnek Türkiye bandıralı insani yardım taşıyan geminin Alman fırkateyni tarafından durdurulması.
Yunanistan ve Fransa’nın arkasında olduğu operasyonda ne hukuk kalmış ne de müttefiklik.
Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin hakkını istemesini bu iki ülkenin de başta olduğu bazı Avrupa ülkeleri hala içlerine sindiremiyor.
Yazık ki ne yazık.
Ama
Türkiye’nin hedefi sağlık turizminde dünyadaki ilk 3 ülke arasına girmek. Yıllık 2 milyon kişinin üstünde de sağlık turizmi için Türkiye’ye turist gelmesi hedefleniyor. Hem turizmde hem de sağlık turizminde önemli ilimiz olan İzmir’de hizmeti yerinde gördüm. İzmir’e en çok hematoloji, ortopedi, onkoloji, estetik cerrahi, organ ve doku nakli, kalp damar cerrahisi için geliniyor.
İZMİR
Salgın döneminde sağlık hizmetleriyle Türkiye, dünyaya örnek olarak öne çıktı. Pandemi sürecinde Türkiye’nin başarısını takdir eden diğer ülkelerden de Türkiye’ye sağlık turizm akını başladı.
İzmir, İstanbul, Antalya sağlık turizmindeki talepte önemli şehirlerimiz.
Türkiye’nin 2023 sağlık turizmi hedefi 10 milyarın üzerine çıkmak. 2 milyonun kişinin üstünde de sağlık turizmi için Türkiye’ye turist gelmesi hedefleniyor.
Bir kaç hafta önce, deprem yaşayan İzmir’deydim. Yaraların sarılmasını yerinde gördüğüm bu gezimde sağlık turizmi ile ilgili de temaslarım oldu.
İzmir &o
Pandemi ile mücadelede yeni önlemler ve kısıtlamalar geldi.
Bu daha da ne zaman sertleşecek? Vatandaşımız ne yapmalı? En çok bulaş nerede oluyor? Kimlere ne görevler düşüyor?
Bu gibi soruları Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi olan Gazi üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan’a sordum.
Yeni vaka sayısının 4 bini, aktif vaka sayısının da 50 bini geçtiğini belirten İlhan, “Bu yüksek rakam. Haziran Temmuz aylarını iyi kullanamadı halkımız. 780 idik, 4 bin oldu. Bulaşma riski en fazla 15 gün olarak varsayarsak önümüzde 3 dönem olarak kabaca 45 gün gibi uzun bir süre var. Eğer artış hızı yavaşlama eğilimine girerse, yavaş yavaş aşağı dönerse bu kısıtlamalar bu şekilde devam eder.. Ama 5 bini görüp ikinci piki görürsek bu defa önlemler daha da sertleşir. 31 Aralık’ı beklemeden de sertleşir açıkcası. Tedbirler artar. Bu defa sokağa çıkma kısıtlaması hafta içine gelir. Hafta sonu temelli sokağa çıkma kısıtlaması gelir. Baştan ne yaptıysak aynı şeye geri döneriz. Herkesin buna hazır
Kılıç ile ABD seçimlerini, Ermenistan gelişmelerini, Avrupa’da artan ırkçılığı, Doğu Akdeniz’de oynanan oyunları ve Fransa’nın tavrı olmak üzere dış politika konularını konuştuk. Biden’ın Obama’nın yaptığı yanlışları yapmaması gerektiği üzerinde duran Kılıç, Avrupa’daki ırkçı yaklaşımların tehlikeli ve yanlış olduğunu dile getirdi.
Dış politika hareketli.
ABD’de yeni başkan, Dağlık Karabağ gelişmeleri, Avrupa’daki artan ırkçılık, Doğu Akdeniz...
Bu gibi gelişmeleri ve dış politika gündemini eski Bakan olan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç ile değerlendirdik.
Kılıç Milliyet’in dış politika ile ilgili sorularını şöyle yanıtladı:
ALIŞILAGELMİŞ ŞEYLERİ YAPARSA SIKINTI YAŞARIZ
- ABD’deki seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiniz? Türk-ABD ilişkileri nasıl etkilenir?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan deprem sonrası İzmir’de yaraların sarılması için bütün bakanları seferber etti.
Erdoğan, hem bakanlara “vatandaş-larımızın hiç bir eksiği olmasın, tüm eksikleri giderilsin” talimatı verdi hem de bakanları sık sık arayarak yaptıklarını soruyor.
Erdoğan bu çerçevede İzmir’den ayrılmayan ve sürekli arazide olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile de belirli aralıklarla görüşüyor.
Erdoğan’ın İzmir ile ilgili bir diğer hassasiyeti de deprem sonrası yüksek binalar yapılmaması.
Deprem sonrası İzmir’e hem depremin olduğu yerde binalar yapılacak hem de rezerv alanı olarak belirlenen Şehir Hastanesi’nin yakınında yeni bir yaşam alanı kurulacak.
TOKİ hazırlıklara başladı ve evleri 1 sene sonra teslim edecek.
TOKİ yapacağı projelerle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geçtiğimiz günlerde brifing verdi.
Bu toplantıda Erdoğan,
Şehircilik Bakanı Kurum ile deprem sonrası İzmir’de dolaştım. Kurum dönüşümü 81 ilde yaygınlaştırmak gerektiğinin altını özellikle çizdi. Depremi sadece binalar yıkılınca hatırlamamak gerektiğini belirten Kurum, “Türkiye ciddi bir deprem tehdidi ile karşı karşıya. Geç olmadan da bu süreçte konutlarımızı dönüştürelim” vurgusu yaptı
İZMİR
Deprem Türkiye gerçeği.
Yeni depremler olmadan önlemleri almamız gerekiyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile birlikte İzmir’deydim geçen hafta.
Depremde yıkılan binalardan Rıza Bey Apartmanı’nın olduğu alana gittik. Ayrıca enkaz kaldırma çalışmaları süren Barış ve Cumhuriyet sitelerinin olduğu alanda dolaştık.
Bakan Kurum hem İzmir için yapılanları ve yapılacakları anlattı hem de 81 ile deprem uyarısı ve çağrısı yaptı. Depremi sadece binalar yıkılınca hatırlamamak gerektiğini belirten Kurum, “Türkiye ciddi bir deprem tehdidi ile karşı karşıya. Dönüşümü 81 ilde yaygınlaştırmamız lazım. Geç olmadan bu sürece ilişkin adımlarımızı atmamız lazım. Yani
İZMİR
Deprem yaşayan İzmir’deydim iki gün.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile dolaştım.
Yıkılan evleri, yan yatan evleri ve enkazları gördüm.
Enkazdaki bir fotoğraftan, oyuncaklardan ve eşyalardan acıları hissettim.
Televizyonlarda bir canın kurtarılmasının ardından mutlu olmuştuk, ağlamıştık hatta.
Ama yıkılan ve temizlenen alanlarda dolaşınca insan daha farklı oluyor.
Devlet ve Türkiye’nin her yerinden