İsrail birkaç gündür saldırılarını artırdı.
Ateşkesi bozdu, 3 günde 200’e yakın çocuk öldü.
Evleri yok, yiyecekleri yok, suları yok.
Hastalıklar artıyor. Hastane yok, doktor yok.
İnsanlık nerede? Vicdanlar nerede?
Batı nerede? İnsan hakları nerede? Avrupa kriterleri nerede?
Çocuklar ölürken neden gözlerini kapatıyorlar?
Neden bir türlü durmuyor İsrail?
Sıfır atık, israfın önlenmesi, kaynakların verimli kullanılması, geri kazanım.
Yani sürdürülebilir gelecek.
Yani genç nesillere yaşanabilir dünya bırakmak.
Bunun için herkesin taşın altına elini koyması gerekiyor. Dün yaptığımız çevreci olmayan eylemleri yarın tek tek bırakmamız gerekiyor.
2017 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğü ile başladı Sıfır Atık Projesi.
Emine Erdoğan “Ben merkezli anlayıştan, insan merkezli anlayışa geçmezsek her şey için çok geç olacak. İşte bu nedenle, sizleri çevre sorunlarının çözümünde rol almaya davet ediyorum” diyerek Sıfır Atık Projesi’ni başlatmıştı.
Sıfır Atık Projesi dünyaya örnek oldu, BM’de büyük takdir topladı.
Emine Erdoğan’a lider eşleri bu projeyi sordu, bilgi aldı.
İhtiyatlı iyimserlik mi yoksa eksiksiz uygulanmasını takip etmek mi?
Türkiye baştan beridir Suriye’de toprak bütünlüğünden yana bir tavır aldı.
Aynı zamanda Suriye’den gelecek terör ve terör eylemlerini de bitirmede kararlı adımlar attı.
Bunu Türkiye bütün muhataplarına iletti.
Ve bu kararlılığından Türkiye hiç ödün vermedi.
MİT ve TSK tek tek imha etti ve etmeye devam ediyor.
Sonuç ortada. Terörle mücadeleden taviz yok. Ya bitecek ya bitecek.
Suriye’nin yeni yönetimi ile SDG arasında bir anlaşma imzalandı.
ABD ile yaşadığı krizlerin ardından Avrupa’nın düştüğü durum ve geleceği önümüzdeki günlerde çok tartışılacak.
Avrupa endişeli, Avrupa güvenliksiz, Avrupa’da lider sorunu çok.
Avrupa’nın birçok ülkesinde geçmişte hükümet kurulmasının aylarca sürdüğünü hepimiz hatırlarız.
Ve bir de aşırı sağın güçlenmesi ve dengelerin değişmesi.
Merkel’in Almanya başbakanlığı sonrası da bir süredir Avrupa liderini arıyor.
Fransa ve Macron, yeni lider olmak için öne atılıyor.
Macron’un son Trump görüşmesindeki fotoğrafını da bu açıdan iyi görmek gerekiyor.
Almanya ne ölçüde Avrupa’nın liderliğini Fransa’ya bırakır bilinmez ama güvenlik sorununu Türkiye olmadan çözmeleri zor.
ABD Başkanı Trump yeni bir dünya kurmaya çalışıyor.
Öncelik para ve Amerika çıkarları. Bir tüccar misali sadece kâr hesapları ve planları.
Ukrayna, Grönland, Kanada, Panama Kanalı...
Avrupa şaşkın, AB çıkış yolları arıyor.
Çin resti çekti, beklemede. “Gerekirse savaşırız” dedi Çin.
Herkes Avrupa’nın ne yapacağını tartışıyor ama asıl sormamız gereken NATO ve BM ne olacak, neler yapacak?
NATO ve BM yeniden şekillenecek mi?
Yeni dengelerde Türkiye nasıl bir güç elde edecek?
Terörsüz Türkiye’yi kim istiyor, kim istemiyor? Bu önümüzdeki günlerde daha açık bir şekilde ortaya çıkacak.
Yeni süreç tarihi fırsatlar içeriyor.
Ama bir o kadar da zorlu bir süreç.
Terörsüz Türkiye’yi istemeyenler süreci sabote etmek için elinden geleni yapacaktır.
Özellikle Türkiye’nin güçlenmesini, ekonomik olarak daha da büyümesini istemeyen dış güçler PKK’yı desteklemeye devam edecek. Provokasyonlar yapacak zaman zaman.
Bu oyunları görmek ve bozmak gerekiyor. Bu süreçte birlik ve beraberlik içinde olmak gerekiyor. Dış destekleri ve PKK’yı ülkelerinden besleyen özellikle Avrupa ülkelerini iyi izlemek lazım. Önümüzdeki günler kolay olmayacak ama başarılı olduğu zaman güzel günler bekliyor Türkiye’yi. Terörsüz Türkiye’yi istemeyenler ne olacak? Onlar arkada kalacak ve paçadan çekmeye çalışacak.Onlar yine oyunlar oynamaya devam edecek. Belki de yeni vekalet savaşları yapacakları
Terörle mücadelede tarihi günler yaşanıyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan süreç, ‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ açısından önemli bir dönemeçten geçiyor.
Çocukları dağa kaçırılan ve 2 bin günün üstünde Diyarbakır’da eski HDP il binasının önünde oturma eylemi yapan anneler için yeni bir dönem başlıyor.
Fırsat iyi değerlendirilirse, taş koyan olmazsa, artık çocuklarımız daha huzurlu yaşayacaklar.
Herkes terörsüz Türkiye’ye destek olmalı.
Birlik ve beraberlik bu süreçlerde çok değerli.
Herkes üzerine düşeni yapmalı.
Huzur için Türkiye için.
“HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK.” Bu cümle ilk olarak 14 Ağustos 2001’de söylendi. AK Parti’nin kurulduğu gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söyledi.
2001’deki ana mesaj halkın sorunlarını çözecek yeni siyaset anlayışı için değişim zamanı.
Yani yeni dönem yeni siyaset.
Bu AK Parti için 2001 ruhudur. Bu ruh önemliydi ve halktan 22 sene büyük destek gördü.
Erdoğan 2001’deki mesajının altını doldurdu ve Türkiye’de birçok şey değişti.
Bunu kazandığı seçimlerle gösterdi. Üst üste 7 genel seçimde 1’inci parti çıktı.
AK Parti 2024 yerel seçimlerinde ise kurulmasının ve 23 yıllık iktidarında ilk defa 2’nci parti oldu.
Nedenleri çoktu. Ekonomik nedenler vardı.