Teknolojinin tohumu. Bunu ilk Japonlardan duymuştum.
Yani nadir toprak elementleri. Bugünlerde çok konuşulmaya başlandı.
Bu nedir diyeceksiniz?
Bu elementler havacılık, savunma, uzay sanayii, nükleer, biyomedikal, fiber optik, lazer, sensör, rüzgâr türbinlerinin motor ve jeneratörleri, hibrit otomobil motorları, uydu, akıllı füzeler gibi alanlarda hayati öneme sahip. O yüzden Japonlar teknolojinin tohumu diyor bu elementlere.
Daha da açarsak nadir toprak elementleri olmazsa F-35 uçamaz. Bir F-35’te 45 kilo nadir toprak elementi kullanılıyormuş.
Her yerde çıkmayan ve bir dönem ABD ile Çin’in sert tartışmalar yaşadığı nadir toprak elementleri önümüzdeki günlerde yeni savaş ve barış nedeni olacak.
Özetle teknolojinin tohumu krizleri, sancıları, savaşları ve barışı yaşayacağız.
Ve arkasından paylaşımlarla yeni düzen, yeni dünya. İlk örneği de Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinden sonra ilk işlerinden biri Ukrayna’nın nadir toprak elementlerini istemesi olmuştu. Bunun için ABD Hazine Bakanı Ukrayna’ya bile gitmişti.
Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın başından beri sorunun masada müzakere ile çözülmesinden yana tavır aldı.
İki tarafla da görüştü ve hatta tarafları İstanbul’da buluşturdu.
Tam anlaşma metni imzalanacaktı ki gölgeler devreye girerek mutabakatı bozdu.
Savaş uzadı da uzadı. Bombalamalar, ölümler...
Şimdi Trump, Putin ile görüştü. Ukrayna’nın güvendiği dağlara kar yağdı.
ABD, Ukrayna’nın madenlerine göz koydu. NATO fikir birliğinde bölündü.
Savaşın nedeni neydi? NATO sınırlarının genişlemesine Rusya’nın tepkisi.
Ukrayna Lideri Zelenskiy, Avrupalı liderlerden “özel ordu” istedi ama sizce kurulur mu?
Savaş ve barışlarda yeni bir dünya düzenine doğru gidiyoruz.
Savaşlar bitecek ama nasıl bitecek? ABD Başkanı Trump’ın istediği şekilde mi bitecek?
BM kayıp, Avrupa şaşkın, Trump her yerde. Trump ile Rusya lideri Putin arasındaki görüşme de yeni dönemin ilk şifreleri.
ABD ve Rusya liderini Suudi Arabistan’da buluşturma da Arap dünyası açısından tartışılacak bir konu.
Ayrıca iki lider birbirlerini ülkelerinde de ziyaret edecekmiş. Karşılıklı davet olmuş.
Trump’ın hem Putin ile hem de Ukrayna lideri Zelensky ile görüşmesi de Avrupa’nın bazı planlarının değişmesine neden olacak. ABD ile Avrupa ülkelerinin arası da eskisi gibi olmayacak gibi.
Avrupa liderleri Trump’ın adımlarını eleştirmeye başladı bile. Fransa’dan ilk tepki sert geldi
Putin yıllarca üzerine bomba attığı Suriye’nin yeni Cumhurbaşkanı Şara ile görüştü.
“Taşındık”. Bu fotoğrafı geçen hafta Hatay’ın Kurtuluş Caddesi’nde çektim.
Yani dünyanın ilk ışıklandırılan caddesi.
Birbirine çok yakın camisi, kilisesi ve sinagogu ile dinler arası diyaloğun simgelerindendi.
Şehrin kalbiydi. Bu cadde büyük oranda yıkıldı, tanınmaz halde.
Birçok esnaf bu cadde ve çevresindeydi.
Bu caddenin tekrar ayağa kaldırılması için özel bir çalışma yapılıyor.
Kurtuluş Caddesi’nin tarihi dokusunun korunması ve canlandırılması için 56 tescilli yapı restore edilecekmiş, 126 yapı özgün dokuyla uyumlu bir biçimde inşa edilecekmiş. Ve tekrar ışıkları yakılacak.
Asrın felaketinin dün 2. yıldönümüydü. Depremden büyük etkilenen Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay’da 3 gün geçirdim.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın organize ettiği ve yabancı basının da katıldı turda yaraları sarmak için yapılanları yakından gördüm. Şaşırdım, duygulandım, çabayı ve dayanışmayı alkışladım.
Deprem ve sonrasıyla ilgili konuşmadan önce etkilenen bu 11 ili herkesin dolaşmasını öneririm. Ben hem deprem sonrası, 1. yılında ve şimdide 2. yılında gittim.
Kolay değil depremi yaşamak, acılar hâlâ taze. Ama devletin tüm organları seferber olmuş.
Şehirler şantiyeye dönmüş. Toplam 3481 şantiyede 200 bine yakın kişi gece gündüz çalışıyor. Örneğin Adıyaman’da 5 milyon 238 bin metrekarelik bir alana 65 bin kişinin yaşayacağı bir yeni yerleşim yapılıyor. İndere. Binalar 4-5 katlı. Oyun alanları ve okulları da var. Başka bir noktada Baykar Konutları bitmiş, oturuluyor.
11 ilde 453 bine yakın konutun yapımına aynı anda başlanmış ve bu yılın sonuna kadar bitirileceği belirtiliyor.
İnanın ve araştırın, dünyanın hiçbir yerinde
Hafta sonu bir Anadolu şehrindeydim. Kütahya’da.
Hem bölge için hem de Kütahya için önemli bir açılışa davetliydim.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da katıldı.
Nafi Güral ve eşi Gülsüm Güral, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne bir okul binası yaparak bağışladı.
İçi de Güral Ailesi tarafından özel dizayn edilen bu okul Gülsüm Güral Diş Hekimliği Fakültesi ve Ağız Diş Sağlığı Hastanesi olarak hizmete açıldı.
Çok modern olarak yapılan binada havuz, kütüphane ve oyun salonları da var.
64 yıldır iş hayatında olan Kütahya’nın önemli iş insanı Nafi Güral’ın daha önce ilde yaptığı fabrikaların açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılmıştı.
Bir dönem Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 6’lı masa vardı. Son günlere kadar aday belirlenmedi ve kriz üstüne kriz yaşandı.
Şimdi CHP aday belirleme sürecini öne çekti. Bunda açılan davaların da etkisi var. Davaları da oya çevirme taktiği olabilir.
Ama bu da farklı tartışmaları gündeme getirecek gibi parti içinde. Ön seçim kararı alındı. Üyeler oy kullanacak.
Genel anketlerle parti içindeki oylar farklı çıkabilir.
Genel Başkan Özgür Özel sürpriz çıkışları ile CHP’de farklı bir dönem başlattı.
Bütünleştirici olmaya çalışıyor ama bu yöntemde özellikle aday adaylarının kadroları arasında sıkıntılara ve krizlere neden olabilecek gibi.
Yani muhalefet içinde muhalefet.
İsmi adaylık için geçen Ekrem İmamoğlu’nun ekibi aylardır adayın erken belirlenmesini istiyordu.
Grand Kartal Otel’deki yangın hepimizi üzdü. Yangın sonrası “kim sorumlu tartışmasını” izliyoruz uzun uzun.
Sorumlu belli. Oteldeki eksikler belli. Yaşananlar belli.
Suçlu da belli; otel sahibi. Yangına yönelik yatırım yapılmamış otele.
Denetleme yapan da belli. Raporu geri çeken ve raporu görmezden gelen de belli. Daha neyi tartışıyoruz ki.
Peki ya dersler. Oteller biraz masraf yapıp tedbirlerini artıracak mı?
Oteller bu acı olaydan sonra daha iyi denetlenecek mi?
AVM’ler, siteler tedbirlerini artıracak mı?
Yoksa “bize bir şey olmaz” denmeye devam mı edilecek?