Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       YÖK'ün 17. yılı kavgalı gürültülü kutlanadursun, yaptıkları daha uzun süre tartışılacak...
Kuruluşundan bu yana yaptığı her doğruya karşın en az üç yanlış yapan YÖK, akademik erozyonu hızlandırdığı yetmiyormuş gibi şimdi de boğazına kadar siyaset ve çeşitli entrikaların içine bulaştı.
En son marifeti, oldu bittiye getirerek yüz binlerce mağdur yaratan tek basamaklı üniversiteye giriş sınavıydı. Sistem iyi düşünülmüştü. Ancak dayatmacı anlayış yüzünden, en büyük destekçisi olması gereken öğrencileri bile karşısına aldı.
YÖK'ün yaptıklarını eleştirmeyen bir tek radikal İslamcılar kalmıştı. Zikzak çizen türban uygulamaları nedeniyle onlar da bu kervana katıldı. Üstelik kendilerini doğuran, besleyen YÖK'ü yercesine.
YÖK miadını, yani kullanım ömrünü çoktan doldurdu. Son dört seçimdir neredeyse tüm siyasi partilerin seçim vaatleri arasında YÖK'ü kaldırmak vardı. Ama nedense seçimler bitip iktidar dönemi başlayınca YÖK konusunda verilen sözler unutulup gidiyor.
YÖK gereksiz mi? Kesinlikle hayır. Hükümetlerle üniversiteler arasında YÖK benzeri bir ara kurum mutlaka gerekli. Ama bizdeki gibi değil. Dünyanın pek çok ülkesinde yükseköğretim sistemlerini yerinde inceledik ve gördük ki, YÖK benzeri bir koordinasyon kuruluna mutlaka gerek var.
Onlardaki yükseköğretim kurulları gerçek anlamda bir koordinasyon ve planlama yapıyor. Vizyon geliştiriyor. Bizimki ne yapıyor? Asıl yapması gerekenleri değil, yapmaması gerekenleri...
Kemal Gürüz, YÖK Başkanı olmadan önce "Eğer YÖK'ü eleştireceksek yaptıkları için değil yapmadıkları için eleştirmeliyiz" derdi. Ne oldu? O da kendisini yaratan düzenin bir parçası oldu çıktı.
Ve işte YÖK'ün son marifeti: Kocaeli Üniversitesi'nde iki hafta önce rektörlük seçimi yapıldı. En yüksek oyu kurucu rektör Prof. Dr. Atıf Ural aldı. Ama rektörlüğe iki yıl önce dekanlığı sırasında yine YÖK tarafından görevden alınan Prof. Dr. Baki Komsuoğlu atandı. Hocayı tanımayız, bilmeyiz. Ama YÖK'ün aynı kişi konusundaki tavrını anlamak mümkün değil. Bir gün görevden alıyor, ertesi gün rektör yapıyor.
Özetin özeti: Dün YÖK'ü protesto edenlerin hiçbiri samimi değildi. Onlar ortalığı karıştırmak için bir bahane arıyorlardı. YÖK'ün kuruluş günü bir gerekçe oldu. YÖK elbette eleştirilmeli. Ama ideolojik olarak değil, akademik olarak.




Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr