ÖSYM Başkanı Dr. Fethi Toker, dün aniden izne ayrıldı. Gerekçe: Zamanını "çok önemli" bir proje için harcayacak...
Milyorlarca gencin kaderini belirlemekten daha önemli ne olabilir ki diye sorduk soruşturduk. Hemen herkes "çok önemli" diyor. Başka bir şey demiyor. Sanki, üniversite sınavlarını kaldırıp, bütün öğrencileri üniversiteye alacaklar. O da değil. Peki başka ne olabilir diye araştırdıkça, projenin ana hatları ortaya çıktı.
Evet, sıkı durun! Önümüzdeki öğretim yılında üniversite giriş sınavları sil baştan ele alınıyor. Henüz detaylara karar vermemişler ama alınacak kararlar, hemen hemen belli.
ÖSS, yani birinci basamak sınavı çok büyük bir ihtimalle kaldırılıyor. Onun yerine lise 1 ve 2. sınıfta yapılacak merkezi bir sınav ya da lisedeki başarı ortalaması esas alınacak.
Anlayacağınız, okul içi eğitimin önemi daha fazla artırılarak, öğrencilerin dershaneye olan bağımlılığı azaltılacak. Peki YÖK ve ÖSYM'nin "çok gizli" olarak yürüttüğü bu "çok önemli" proje, yükseköğretime geçişteki sancıları ortadan kaldıracak mı? Evet demek gerçekten çok zor.
"Çok önemli" proje için ÖSYM Başkanlığı'nı bir kenara iten Fethi Toker'in son yaptıklarına bakarsak, temmuzda açıklanması beklenilen proje şimdiden tartışmalara gebe.
YÖK Başkanı Gürüz ve Toker'in, bu öğretim yılında uygulamaya koyduğu iki önemli değişiklik, hatırlayacaksınız Danıştay'dan dönmüştü.
Bu kararlardan ilki, üç kez ÖSS'yi kazanamayanların, bir daha bu sınavlara girememesini, ikincisi de eski mezunlara az, yeni mezunlara çok puan verilmesini öngörüyordu. Her iki karar da Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu için uygulamadan kaldırılmıştı.
Ayrıca bir soruyu yanlış yapan öğrenciler üniversiteye girme şansını yitirirken, onca uzmanın görev yaptığı ÖSYM'nin hazırladığı iki soru, yanlışlığı nedeniyle iptal edildi...
ÖSYM son yıllarda öylesine çok hata yaptı ki, hazırlayacakları proje ne kadar önemli olursa olsun, olaylara hep aynı gözlükle baktıkları için mutlaka yine mahkemelere düşecektir.
Nedeni açık:
"Çok önemli" proje çerçevesinde Orta Öğretim Başarı Puanı'na (OÖBP'na) daha fazla önem vereceklermiş. Bu yöntem Batılı ülkelerde geçerli. Çünkü onlarda ortak bir eğitim standardı var. Ayrıca öğrenci üniversite önüne yığılmıyor, daha alt kademelerde eleniyor. Bizde ise bırakın Doğu ile Batı'yı, İstanbul'un yan yana iki ilçesinde bile uçurumlar var. Üstelik tarikat okullarının süper liseler örneğinde olduğu gibi öğrencilerine yüksek puan verdikleri de hala hatırlarda...
Meslek lisesi mezunlarının üniversiteye sınavsız girişi de hayalden öteye geçmez...
YÖK ve ÖSYM'nin kamuoyundan gizleyerek aldığı tüm kararlar, daha sonra iflas etti. Umarız bu "çok önemli" proje de aynı akıbete uğramaz.
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr