Haftanın en önemli gündem maddelerinden biri de üniversite sınavıydı. 3.5 milyon aday yarıştı. Kaldırılacağına yönelik iddialar ve karşı söylemler gündeme geldi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “sınavsız günlerin” yakın olduğunu söyledi. YÖK Başkanı Erol Özvar “Gündemimizde bu yönde bir çalışma yok” dedi.
Peki, sınavlar kalkar mı, kaldırılabilir mi? Kaldırılmalı mı? Umut tacirliği yerine gençlerimize daha sağlıklı bir yol haritası ve farklı seçenekler sunulmalı mı?
Hayır demek mümkün değil.
Gelin önce bu yöndeki gelişmelere bir göz atalım sonra da hep birlikte sesli düşünelim.
Bahçeli ne demişti?
Bahçeli, milyonlarca öğrenciyi, veliyi ve dershane sektörünü heyecanlandıran şu açıklamayı yapmıştı:
*Sınavlar gelip geçer, kaldı ki hayat gelip gidiyor. Ülkemizde 19 milyonu temel öğrenimde, 8 milyon da yükseköğrenimde olmak üzere 27 milyon öğrenci vardır. Pek çok ülkenin nüfusundan fazladır bu sayı.
*Gayret gençlerimizden, himmet de aile, öğretmen ve siyasi sorumluluk taşıyan bizlerin görevidir. Zamanın ruhu neyi işaret ederse etsin, endüstri devrimlerinin derecesi ne olursa olsun, sahip olduğumuz beşeri Türk gençliğidir.
*Sapkın akımlarla başa çıkabilmenin ana cephesi Türk gençliğidir. Biz gençliği sınavlarla bulmadık, bu yolda da kaybetmeyeceğiz.
*Ümit ediyorum ki geniş bir mutabakat sağlayarak üniversite sınavını kaldıracağımız günler uzak değildir.
YÖK Başkanı ne dedi?
YÖK Başkanı Özvar, üniversiteye giriş sınavının kaldırılmasına ilişkin bir çalışmanın şu an gündemde olmadığını belirterek, “Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bizlere bir talimatı olursa biz bu konuda çalışabiliriz” dedi.
Özvar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Üniversite sınavlarını kaldıracağımız günler de çok uzak değildir” açıklamasının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
*Dünyada üniversiteye seçme ve yerleştirme usulleri farklı olabiliyor. Bazı ülkelerde herhangi bir genel sınav yapılmıyor. Çocuklar ilk, orta eğitimi boyunca ortaya koydukları akademik başarıyla üniversitelere müracaat ediyorlar, üniversiteler kendi içinde bu öğrencileri değerlendirerek seçim yapabiliyor.
*Bizim gibi ülkelerde de genel bir üniversite giriş sınavı yapılıyor. Bizde yapılmasının sebebi üniversiteye erişmek isteyen aday sayısının çokluğu.
*Burada tabii siyasilerin iradesi önemlidir. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bizlere bir talimatı olursa, biz bu konuda çalışabiliriz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bu konuda bir iradesi olursa, sınavlar konusunda alternatif çalışmalar yapabiliriz.
*Bu sistemin bir bütün olarak inşa edilmesi lazım. Ortaöğretim ve yükseköğretimi bir bütün olarak değerlendirerek ancak yapabileceğimiz bir iştir bu. Bizim şu anda herhangi bir hazırlığımız yok.
Sınav muhasebesi?
Milyonlarca adayın katıldığı 2023 sınav maratonunun ilk ayağı bitti sayılır. Peki, dönüp baktığımızda hayal kırıklıkları, boşa giden emek ve harcanan paraların ötesinde geriye ne kaldı? Yeni öğretim yılında neler değişecek?..
Milyarlık “sınav ekonomisi”nin muhasebesini yapan var mı?
Sınavlardan neden vazgeçilmiyor?
Neden ısrarla devam ettiriliyor?
Sınavlar akademik mi yoksa ekonomik mi?
Artıları, eksileri neler?
Kazananı kim?
Sınavı kazanamayanlar mutsuz da kazananlar mutlu mu?
Yetkinlik, sanat, spor, vizyon, üretim, girişimcilik ve önemlisi de iş ve mutluluk bu sistemin neresinde?
Liselere ve üniversiteye giriş sistemi sürekli değişti ve her defasında öğrenciyi daha da mağdur eder hale geldi! Velileri üzmenin ötesine geçemedi. Yönlendiren değil eleyen; bildiklerinizi değil, bilmediklerimizi ölçen; geliştiren değil ezberleten; umut veren değil enkaza çeviren; yaratıcılığı besleyen değil körelten oldu.
*Dershaneler mesleki eğitim merkezlerine dönüşemez mi?
*Sınavlar tümden kaldırılamasa bile doğru yönlendirmeyle katılımcı sayısı minimuma indirilmez mi?..
Özetin özeti: Devlet Bahçeli halkın duygularına tercüman oldu. Özvar, talimat beklemeden ortaya seçenekler koymalıydı. Öğrenci ve veliler bu tartışmaya mutlaka katılmalıydı.