Üniversite sınav sonuçları dün açıklandı. Yüzbinlerce evde heyecan dorukta. Sevinç de var, hüzün de.
Sınav sonuçlarıyla birlikte bir kez daha şapka düştü, kel göründü ama ortaya çıkan başarısızlığı ne MEB kabulleniyor ne de YÖK ve ÖSYM!..
Bu zorlu yarışta gece gündüz demeden alın teri döken, dirsek çürüten tüm adayların hayalini kurdukları üniversiteye ve mesleğe kavuşmalarını diliyoruz.
Üniversite giriş maratonunda asıl zorlu süreç şimdi başlıyor. Hangi üniversite, hangi kent, hangi meslek, vakıf mı, devlet mi, ev mi yurt mu, mezuna kalmak mı, yoksa bu yıl neresi olursa girmek mi?
Zor sorular, zor kararlar. İşte bu yüzden çok dikkatli olmak gerekiyor. İyi puanlar her kapıyı açan altın bir anahtar olmadığı gibi kötü puanlar da hayatın sonu değildir! Yeter ki paniğe ve karamsarlığa kapılmayın.
Kaçırdıklarınız ya da kaçıracaklarınız yerine girebileceğiniz yerlere odaklanın. Gerisi gelecektir…
Puanınızın ya da başkalarının sizi yönlendirdiği yere değil, hayalinizi kurduğunuz mesleğe odaklanın ve o nerede ise gidin orada öğrenim görün. Üniversite elbette önemli ama hepsi hepsi dört, beş yıllık bir süreç. Asıl önemli olan ise ömür boyu süren meslektir.
Bu yüzden tercih sıralaması yaparken önceliğiniz üniversiteden çok meslek olmalı! Ama popüler olan değil, sizin için en doğru olan meslek olmalı! Hemen her yıl yüzbinlerce öğrenci öğrenim gördüğü üniversiteyi ya da mesleği bırakıp, yeniden sınava giriyor. İçlerinde on binlerce üniversite mezunu da var.
Ne olur siz de onlardan birisi olmayın…
Tercih süresince sizin için en doğru olanın neler olacağı konusunda tüm ayrıntıları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz…
Hormonlu notlar!
MEB, YÖK, ÖSYM’ce zerre kadar dikkate alınmayan hormonlu notlar, bu yıl da sıralamaları altüst etti! Sınav başarısı yüksek ama mezuniyet notu düşük olan adaylar yerleştirme puanında çok aşağılara kadar inerken, sınav puanı düşük 100 tam puanlı mezunlar üst sıralara tırmandı!
Okul başarısı elbette önemli ama böylesi değil! Her şeyden önce adil, objektif ve ülke genelinde standart olmalı!
Çelişkiler yumağı
YKS sonuçları tam bir çelişkiler yumağı! MEB, YÖK ve ÖSYM ellerindeki verileri paylaşmadıkları gibi başarısızlığın sorumluluğunu üstlenmiyorlar.
Önceki yılların şampiyonlarını çıkartan iddialı fen liseleri, kendi alanlarında değil de dil puanında birinci olurken, Ankara Fen Lisesi gibi milyonluk kolejler de açıklanan şampiyonlar listesinde yok!
Bireysel başarı gibi okul başarıları da açıklanmalı ki tablo çok daha net görülebilsin. Örneğin şampiyon çıkartan liselerin genel puan ortalaması mı daha yüksek yoksa en yüksek puanlarla öğrenci alan liselerin puanları mı?..
Örneğin mezuniyet ortalaması 100 olan okullar, genel sıralamada neredeler? TYT’de yeni mezun adaylar bile Türkçe dışında yetersiz kaldıysa, eski mezunlar kim bilir nerede?
ÖSYM onları neden açıklamadı. Dahası, eskiden net sayılarına göre bir ortalama çıkartılırken şimdi neden doğru cevap sayısına göre bir tablo açıklanıyor. Yoksa diğer tablo çok daha vahim mi?
Okul birincileri?
Ülkemizde 12 bin civarında lise var. Lise birincilerine özel kontenjan ayrılıyor ve kendi aralarında yarışıyorlar. Peki kaçı ilk 1000’e girdi?
Bu arada şampiyonlar çarşaf çarşaf açıklandı da sıfır çekenler neden açıklanmadı?
Yüzbinlerce aday başvurduğu halde sınava neden girmedi? Okul başarısı ile sınav başarıları ne kadar örtüştü?
Ortalamalar?
2024-TYT’de yani Temel Yeterlilik Sınavı’nda lise son sınıf öğrencilerinin doğru cevap sayısı ortalamaları Türkçe dışında yerlerde süründü. İşte tablo: Türkçe 40/21,427, Sosyal Bilimler 20/9,001, Temel Matematik 40/7.955, Fen Bilimleri 20/3,478.
AYT’de ise durum daha da vahim:
Matematik 40/5,547, Fizik 14/2,247, Kimya 13/1,457, Biyoloji 13/2,324, Türk Dili ve Edebiyatı 24/5,935, Tarih-1 10/2,484, Coğrafya-1 6/2,103, Tarih-2 11/2,076, Coğrafya-2 11/2,416, Felsefe grubu 12/1,964, (DKAB) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi/ek felsefe grubu 6/1,275.
80 sorunun yer aldığı yabancı dildeki tablo da şöyle: Almanca 39,393, Arapça 27,939, Fransızca 46,334, İngilizce 35,638, Rusça 52,332.
Özetin özeti: Hâlâ mı sorumlu aramayacağız?..
