ECEVİT'e hükümeti kurma görevinin verilmesi, 20 yıl aradan sonra başbakanlık koltuğuna sol eğilimli bir liderin oturmasına olanak sağlayacak.
Merkez sağ ve dinci kadroların elinde irticayı en büyük sorun noktasına getiren devlet, belki yeni kurulan hükümetle gerici kadrolaşmanın önünü kesebilir. Avrupa'da bir bir iktidara gelen sol partilerle diyaloğunu artırarak da dünyadaki yanlızlığımıza son verebilir.
Ecevit'e, Başbakanlık yolunun açılması, hem Türkiye, hem merkez sağ partiler, hem de sol açısından, gerçek anlamda tarihi bir fırsattır. Eğer yıllardır yılan hikayesine dönen sol birleşme mümkün olursa, merkez sağ da birleşecek ve bugünkü çarpık siyasi tablo bir anlam kazanacaktır.
Ancak yakalanan bu tarihi fırsat, Ecevit ve Baykal'ı fazla ilgilendirmişe benzemiyor. Ecevit, yeni hükümeti kurma çalışmalarına öncelikle ANAP ve DYP'den başlayacağını acıklayarak CHP'yi dikkate almayacağını ima ederken, Baykal da, Ecevit'in başbakanlığına sıcak bakmadığını her fırsatta dile getiriyor.
O Baykal ve CHP ki, Demirel'i, Çiller'i, Yılmaz'ı başbakanlık koltuğuna oturturken hiç de öyle katı davranmadı. SHP ve CHP, hemen her konuda en fazla eleştirdikleri partilere destek oldular, ama söz konusu aynı yelpazedeki bir parti olunca çarkediyor!
DYP ve ANAP gibi CHP ve DSP'nin birleşmeleri gerektiği yıllardır dillerden düşmüyor. Madem ki aynı tabanı temsil ediyorlar, neden birleşmiyorlar sorusu yıllardır gündemde. Baykal'ın diğer partilerden önce çıkıp, kayıtsız şartsız Ecevit'in başbakanlığını desteklemesi, belki Ecevit'i kısa bir dönem için başbakan yapar, ama daha da önemlisi "yıkıcı", "hizipçi" damgası yiyen CHP'yi, bu haksız suçlamalardan kurtarır. Üstelik CHP ve Baykal'ı da, uzun siyaset yarışında avantajlı duruma getirir...
Aslında yeni kurulacak hükümetle ilgili değerlendirmeleri, biraz da yapılacak acil seçim sonrasında oluşacak gelişmeler çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. ANAP ısrarla Ecevit'in başbakanlığını istiyor. Çünkü güçlü bir DSP onun için en iyi koalisyon ortağı olacak. Bu açıdan önceki hükümetlerde CHP'nin partneri olan DYP'nin bu oldu bittiyi kayıtsız, şartsız desteklemesi çok zor görünüyor. DYP penceresinden bakıldığında DSP'ye göre CHP'nin güçlenmesi daha mantıklı görünüyor. Bu yüzden, Çiller de çıkıp illa da Baykal başbakan olsun diye tutturursa hiç şaşırmamak gerekir.
Özetin özeti: Şu ana kadarki gelişmeler, Türkiye'yi krizden kurtaracak bir hükümet arayışının varlığını ortaya koymuyor. Varsa, yoksa kısır siyasi çekişmeler ve ayak oyunları...
Nereden bakarsanız bakın, seçim sonrası gelişmeler, şu anda kurulacak hükümetten çok daha önemli. Bu yüzden, atılacak her adım, bugünden çok seçim sonrası gelişmeler dikkate alınarak atılmalıdır...
Hiç olmazsa bundan sonra kazanan, çirkinlik değil, Türkiye ve siyasi istikrar olmalıdır.
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr
