Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul Lisesi ülkemizin en köklü ve en başarılı liselerinden biri.
Üç Başbakan, yüzlerce bakan, sanayici, işadamı, sanatçı çıkardılar.
Modern Türkiye’nin inşasında büyük rol oynadılar...
Günlerdir manşetteler.
Niye?
Çünkü mezuniyet töreninde, okul müdürü konuşurken, öğrenciler sırtını döndü.
Yani bir anlamda kendisini protesto ettiler...
Sakın onları, ne yaptıklarını bilmeyen, daha dünkü çocuklar olarak görmeyin!
Ağabeyleri Çanakkale’de şehit, Sakarya’da Gazi oldu.
Renklerindeki siyah da matemin sembolü!..
Galatasaray Lisesi ile birlikte, Türkiye’nin en yüksek puanlı okullarından biri.
Almanca eğitim yapıyor ve mezunları dünyanın en iyi üniversitelerinden kabuller alıyor.
Sırt dönme, yaptıkları ilk eylem değil.
Torba skandalı olduğunda da ayağa kalktılar, haksız kayıtlar, nakiller gerçekleştiğinde de.
Bu yüzden yapılan eylemi farklı yönlere çekmemek gerekir.
İsterseniz gelin, bu noktada, sözü yine kendilerine bırakalım ve hemen kızmak ya da alkışlamak yerine, önce onları anlamaya çalışalım!
Niye sırtımızı döndük?
“Mezuniyet gecemizde yaptığımız protesto hakkında tarafımızdan bilgi alınmadan yapılan haberler bu açıklamayı elzem kılmıştır.
Öncelikle belirtmek istiyoruz ki yapılan protesto, kimsenin politik görüşüyle alakalı değildir. İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri, tüm fikirlere saygılı olmayı ilke edinmiş ve çatısının altında yaşattığı zengin fikir mozaiğiyle her zaman gurur duymuştur.
Ancak Okul Müdürü Hikmet Konar’ın gelmesiyle birlikte başlayan bazı kısıtlamalar, bu zenginliğe karşı bir tehdit oluşturmaya başladığından, asırlık kültür mirasımızı, değerlerimizi ve sarı-siyah renklerimizi korumak adına böyle bir tepki gösterme gereği duyduk.
Yaşanan olayları kısaca özetlemek gerekirse,
- Senelerdir düzenlenen Kültür Etkinlikleri Haftası’na davet edilen sanatçı ve düşünürlerin konferansları, politik duruşları hatta cinsel yönelimleri sebebiyle iptal edilmiştir. Buna karşın modern eğitim anlayışıyla çelişen konferans ve etkinliklere izin verilmiş ve çeşitli baskılarla bunlara katılım zorunlu tutulmuştur.
- Öğrenciler tarafından düzenlenen müzik etkinliğinde kız öğrencilere pantolon giymek zorunlu tutulmuştur. Ayrıca etkinliğe okulumuzla herhangi bir bağı olmayan vakıf ve kuruluşlar davet edilmiştir.
- Okulumuzun bir başka zenginliği olan köklü etkinliklerinin içerikleri, komik bahanelerle kısıtlanmakta ve bu süreçte okul müdürü öğrencinin yanında durmamaktadır.
- Eğitim ve öğretimle bir ilgisi olmayan oluşumların kendi düşüncelerini, bir eğitim öğretim yuvası olması gereken lisemize empoze etmek amacıyla yaptığı çalışmalara, okul müdürümüz tarafından destek verilmiştir.
- Bu ve bunun gibi birçok sebepten ötürü İEL öğrencileri olarak mezuniyet gecemizde tepkimizi, müdürün konuşması sırasında arkamızı dönerek gösterdik.
- Okul Müdürü Hikmet Konar’la birlikte okula yerleşmekte olan baskı ortamı bu davranışlarımızın temel sebebidir, yaptığı konuşmayla bir ilgisi yoktur ve başka şekilde yorumlanmamalıdır. Medyada çıkan eksik ve bazı yönlerden gerçeği yansıtmayan haberler okulumuzu ve camiamızı zedelemektedir. Bu ve bir ay önce yazmış olduğumuz veda manifestomuz dışındaki hiçbir açıklamaya itibar edilmemelidir. İEL’16”
Nasıl gelindi?
Kırk yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda İEL’yi hep çok yakından izledim.
Gelen her iktidar, okulda kendine yakın yönetim istedi.
Bu bazen gerçekleşti ama çoğu zaman da mevcut hiyerarşiye saygı duyuldu.
Öğrencileri gibi öğretmen ve okul yöneticileri de hep titizlikle seçildi.
İki yıl önce dershaneleri kapatma yasasına ek bir madde konularak İEL gibi çok başarılı on kadar lise Proje Okul ilan edilerek, yönetici atamaları, hiçbir liyakat aranmadan Milli Eğitim Bakanı’nın inisiyatifine bırakıldı. Dönemin Bakanı Nabi Avcı da yıllardır boş duran bu kadroya, öğrencilerin sırtını döndüğü müdürü atadı...

Haberin Devamı

Vizyonu ve misyonu

Haberin Devamı

Vizyonunu “Okulumuzu, Türkiye’nin çağdaşlaşma ve 21. yüzyılda ‘Bilgi Toplumu’ olma hedefini gerçekleştirmede öncü rolü oynayan, uygulamaları ve eğitimiyle diğer okullara örnek olan, uluslararası başarılarıyla “‘eğitimde dünya markası’ bir eğitim kurumu haline getirmektir” şeklinde belirleyen, misyonu da “Öğrencilerimizi, ulusal ve evrensel değerleri özümsemiş, Atatürkçü düşünce sistemine bağlı, akıl ve bilimin aydınlık yolunda ilerleyen, çağdaş dünyayla iletişim kurup uyum sağlayabilen, nitelikli, verimli ve başarılı aydınlar olarak yetiştirmektir” şeklinde ilan eden bir okuldan böylesi çıkışlar beklemek şaşırtıcı olmamalı...

Haberin Devamı

Özetin özeti: Müdür Bey ve MEB bu konudaki suskunluğunu sürdürüyor. Keşke onların da söyleyecek bir sözleri olsaydı!..