Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rektörlük seçim sistemi değişmeli” dedi.

YÖK Başkanı Saraç da, seçimlerin üniversitelere zarar veren bir uygulama olduğunu dile getirerek, kendisine destek verdi.

Peki, sistem değişirse, her şey çok daha güzel mi olacak?

Üniversitelerimiz çağ mı atlayacak?

Çok daha önemlisi, seçim sisteminin ortaya çıkardığı arızalar neler?

Hangi üniversitede seçim nedeniyle kutuplaşma oldu, olaylar yaşandı?

Ayrıca, her ne kadar seçim yapılıyor olsa da sonuçta seçim kazanan adaylar değil de istenilen adaylar atanmıyor mu?..

Haberin Devamı

Dünden bugüne?..

Benzeri tartışmalar yıllar önce de yapılmıştı.

Hatta seçimlere karşı olan dönemin YÖK Başkanı İhsan Doğramacı, görev süresinin dolmasına birkaç ay kala istifa ederek şov yapmıştı...

YÖK o dönemde kimi aday gösterse, o rektör seçiliyordu.

Evren, Özal, Demirel de Doğramacı kimi isterse onu atıyordu.

O dönemde öylesine kel alaka isimler rektör oldu ki sonunda siyasetçiler, “Yeter artık Hoca!” demek zorunda kaldı ve seçimler getirildi.

O zaman da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği kutuplaşma iddiaları vardı ve fazlasıyla tartışıldı.

Üniversiteleri böler diyenler kadar, demokrasi ve özgürlük getireceğini savunanlar da oldu.

Gelinen nokta ise ortada...

Dün ne ise bugün de o.

Yani değişen hiçbir şey yok!

12 Eylül yönetimi, kamplaşma yaratıyor gerekçesiyle seçimleri kaldırmış ve yerine atama sistemini getirmişti.

Otoriter yaşam sona erip sivilleşme başladığında da Demirel ve Özal seçim yolunu açtı, bugünlere kadar gelindi.

Peki, üniversitelere gerçek anlamda demokrasi geldi mi?

Evet demek mümkün değil.

Gelen her Cumhurbaşkanı, söylemlerinin tam tersini yaptı.

Sandık her şey dediler, sonra da en az oyu alanları bile atadılar.

O kadar çok ilginç örnek var ki sandığa saygı duydum diyen yalan söyler!..

Bilim Bakanı ne diyor?

Bazen öyle sözler söyleniyor ki hangimiz olsak altına imza atarız.

Ama bir süre sonra söyleyenin kimliğine bakıp, eğer icra makamındaysa yerine getirmesini bekler, yok eğer dışarıdan gazel okuyan biriyse, elini taşın altına koymasını bekleriz.

Haberin Devamı

Şimdi gelin o sözlere bir göz atalım:

“Yüksek-öğretim sisteminde birçok reforma ihtiyaç var.

Üniversitelerin en büyük ihtiyacı, yeni binalar veya büyük bütçeler değil, demokrasi ve özgürlüktür.

Yükseköğretim sistemini de bu temel ihtiyaca göre revize etmeliyiz. Ancak, sadece yükseköğretim sistemini revize etmek yetmez. Ülkenin sistemini de yenilememiz gerekiyor.

Daha özgür ve şeffaf, daha demokratik bir ortam inşa etmeliyiz.

Daha hızlı kararlar alınabilen, alınan kararların hızla uygulanabildiği, bununla birlikte hesap verebilirliğin, denetimin iyi işlediği bir sisteme Türkiye’nin ihtiyacı var...”

Yukarıdaki sözler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’ye ait.

Karabük Üniversitesi’nin açılışında söyledi.

Kendisini tebrik ediyoruz.

Hele bir de bu ortamı sağlarsa ayakta alkışlamaya hazırız…

YÖK Başkanı ne diyor?

YÖK Başkanı Saraç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerin de ülkenin de yararına olacağı” şeklindeki açıklamasına, şu değerlendirmede bulundu:

Haberin Devamı

“Burada tabii ki öncelikle dikkate alınması gereken husus, rektör adayları için akademinin ve hatta kamuoyunun içine sinecek açık, net ve nesnel kriterlerin, sağlıklı bir şekilde belirlenmesi gerektiğidir.

Bu da istenirse, halledilmesi çok zor bir konu değil.

Dönemsel olarak da bu atanan rektörlerin, hem kendi akademisine hem de atayana performans temelinde hesap vermesi icap ediyor.

Hatta geri çağırma modeli de düşünülebilir.

Öncelikle kendimize şu soruyu sormalıyız:

Mevcut haliyle rektörlük seçiminin genelde doğru işlediğini söyleyebilir miyiz?

Cevabımız bir iki istisna dışında ‘hayır’ olacaktır...”

Özetin özeti: Üniversitelerimizin asıl sorunu, rektörlerin nasıl atanacağı değil, atananların görevlerini ne kadar hak ettikleri ve layıkıyla yapıp, yapamadıklarıdır. Liyakatin olmadığı yerde bilim de olmaz. Peki, atamalarda liyakate önem veriliyor mu? YÖK Başkanı asıl bu soruya cevap vermeli!