İNGİLTERE Milli Eğitim Bakanı görme özürlü. Ekonomiden sanata, bürokrasiden medyaya her alanda pek çok benzer örnek görmek mümkün. Ayrıca, çağdaş ülkelerin hemen hemen hepsinde, kütüphanede, markette, spor alanlarında, okullarda, trafikte, kısacası yaşamın her alanında özürlülerin de toplumun önemli bir parçası olduğu göz önünde bulundurularak özel önlemler alınıyor. Amaç, birey olarak, en az sağlıklılar kadar onları da mutlu kılmak...
Önceki gün Ankara'da özürlülerden sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici'yi dinlerken, onları ne kadar ihmal ettiğimizi bir kez daha hatırlayarak kahroldum...
Rakamlar, toplum olarak özürlülere karşı ne kadar duyarsız olduğumuzu apaçık ortaya koyuyor.
Tahminen 7.5 milyon özürlü var. Bunlardan özürü az olan 2.5 milyonu eğitim sisteminin içerisinde. Geriye kalan 5 milyondan ise sadece ve sadece 32 bini eğitim olanağından yararlanabiliyor. Kısacası, onları kaderleriyle baş başa bırakmışız. Ne korkunç!..
Mevcut yasalara göre, her kuruluş personelinin yüzde 2'si kadar özürlü çalıştırmak zorunda. Bakan'a, bu yasaya ne kadar uyulduğunu sordum. Aldığım cevap yine üzüntü dolu. Çünkü yasaya uyan yok gibi...
Bakan Gemici olaya farklı bir bakış açısı getiriyor. 7.5 milyon özürlünün sisteme katılma yerine evde oturmasının ekonomiye getirdiği yükü, aksinde ise yaratacağı canlılığı uzun uzun anlatıyor. Şaşkına dönüyoruz. Yasaya rağmen özürlü çalıştırmayanlara verilen ceza 500 bin lira. Yani bir sigara parası. Cezanın 7.5 milyon liraya yükseltilmesi ve gelirin yine özürlüler için kullanılması için yasa teklifi hazırlanmış ama, ne zaman çıkacağı mechul...
Meclis gündeminde bekleyen söz konusu yasal düzenleme, özürlülerin yanı sıra, ailelerine de yeni olanaklar sağlıyor. Örneğin onlar da, özürlüler gibi vergi indiriminden yararlanabilecek.
Bakan Gemici, özürlülere, özür şeklini ve derecesini gösteren kartlar vereceklerini ve bu kartlarla, işe girişte öncelik, vergi indirimi, ulaşımda yüzde 50 indirim, malüllük aylığı gibi olanaklardan yararlanacaklarını söyledi. Projenin kapsamına 400 bin aile giriyor. Umarız TBMM yaz tatiline girmeden çıkar da, özürlülere karşı bugüne kadar yapılan ayıplardan bir kısımı telafi edilir...
Bakanın en fazla önem verdiği konu, özürlülerin eğitimi için öğretmen yetiştirilmesi. Bugüne kadar hep ihmal edilmiş. YÖK Başkanı kendisine söz vermiş. Şimdi heyacanla bu öğretmenlerin yetişmesini bekliyor. "Okul kolay. 6 ayda yaparız. Ama dersi kim verecek?" diyor...
Özürlüler konusunda en fazla çaba harcayanlardan biri de Milli Eğitim eski Bakanı Köksal Toptan'ın eşi Saime Toptan. Yarın akşam Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'nde binlerce özürlüyle birlikte bir kez daha "Biz de varız" diyecekler. Konuya duyarlılık gösteren herkese şükranlarımızı sunuyoruz.
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr