Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       HEMEN hemen her gün, her adımda Atatürk'ün büyüklüğünü anımsatan bir şeyler çıkıyor karşımıza. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da bunlardan biri. Dünya üzerinden bir başka ülke gösterin ki, çocuk bayramı olsun. Bulamazsınız. Çünkü onların Atatürk gibi bir liderleri yoktu...
Çocuk ve gençlerin, bir ülkenin geleceği olduğunu onun gibi iyi gören çıkmadı. Ata'nın büyüklüğünü gösteren bir başka örnek 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Atatürk çocukları olduğu gibi gençleri de geleceğin mimarları olarak gördü ve ülkenin geleceğini onlara emanet etti.
Çocuklarımızdan bazıları bugün yine beş - on dakikalığına da olsa Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, bakanlar, valiler ve belediye başkanlarının koltuklarına oturacak. Bu arada hazırladıkları icraat planlarını açıklayıp isteklerde bulunacaklar. Görünürde çocukça bir etinlik gibi değerlendirilse de, temelde çok önemli mesajlar veren bu uygulama, Türk toplumunda çocuğa verilen önemin göstergesidir.
Türk toplumunda, Cumhuriyet'in ilk yıllarına gelinceye kadar, çocuğun adı yoktu. Hele hele kız çocukları birey olarak bile sayılmıyordu. Kızların okula gitmesi, çalışma hayatına katılması, vatandaş olarak oy kullanması Batılı ülkeleri kıskandıracak şekilde, hep Atatürk'le birlikte geldi.
Yüzyıllarca adı bile anılmayan kız çocukları ve soyun devamı olarak görülen erkek çocuklar, maalesef ancak son yüzyılda keşfedilebildi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal, çocukları ve gençleri, modern Türkiye'nin en büyük güvencesi olarak görür ve bu düşüncelerini sık sık dile getirirdi. "Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden, açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerini yurt, ulus, aile, yurttaş sevgisiyle birlikte doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı büyük bir sevgiyle doldurmalıyız" derdi.
TBMM'nin açılıp çalışmaya başladığı 23 Nisan 1920 gününün "milli bayram" olarak kabulü 1924 yılına rastlar. Meclis'in açılışının dördüncü yıldönümü kutlanırken, çıkarılan 112 sayılı yasayla 23 Nisan'ının "Ulusal Egemenlik Bayramı" olarak kutlanması kararlaştırıldı. Bu tarihten beş yıl sonra da 1929 yılında Atatürk'ün isteği ile 23 Nisan 1920'nin yıldönümleri "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" olarak kutlanmaya başladı. O yıl, çocuk bayramı büyük şenliklerle kutlanırken, çocuk baloları düzenlendi, gürbüz çocuk yarışmaları yapıldı.
Sonuç olarak, Atatürk'ten sonra pek çok söz lafta kaldı. Eğer Atatürk'ün öngördüğü gibi çocuklarımıza, ne düşündüklerini özgürce söyleyebileceri ortamı sağlayabilseydik, bugün hala çok uzaklarda gözüken çağdaş Türkiye özlemine çoktan kavuşmuş olurduk...


Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr