Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çocuk okutmak öylesine bir yük haline geldi ki altından kalkmak mümkün değil. Hele ki özel okullarda!  Öğrenim ücretleri tıpkı kiralar gibi. Dur durak bilmiyor. Ne bir kural var ne de açıklanan tavsiye kararlarına uyan. Kiminle konuşsanız herkes kendine göre haklı. Veliler, özellikle de beyaz yakalılar bir aldıkları zamma bakıyor, bir de öğrenim ücretlerine gelen artışa, içinden çıkmaları, bu yükün altından kalkmaları mümkün değil! 

“Parası olmayan çocuğunu özellere göndermesin” demek en ironik olanı! 

Haberin Devamı

Yarın aynı şaşı bakış “Parası olmayan çocuk yapmasın” hatta “yaşamasınlar” noktasına gelirse, “Nasıl oldu da böyle bir noktaya geldik?” diye hiç kimse şaşırmasın! Evlilik yaşı ya sürekli öteleniyor ya da hepten vazgeçiliyor, doğurganlık oranları mülteciler ve bazı bölgeler dışında her yıl daha azalıyor. Çocuğunun ve ülkesinin geleceği konusunda duyarlı olan hemen herkesi ürküten bu tablo, görünen o ki ne MEB’in, YÖK’ün ve ne de Maliye’nin umurunda değil! Hadi Maliye’yi anladık onların gözü paradan başka bir şey görmüyor, peki MEB ve YÖK’e ne demeli? Ücretleri makul seviyelere çekme, burs ve maaşlar konusunda adil bir sistem getirme konusunda daha aktif ve vicdanlı olamazlar mı? 

* Sınıftan sınıfa değişen öğrenim ücreti mi olur? 

* Yüzde 200’lere varan zamma seyirci mi kalınır? 

* Asgari ücretle çalıştırılan öğretmenler daha ne kadar görmezden gelinecek? 

* Burslu öğrenci ve yatırım maliyeti yükünün öğrenim ücretlerine yüklenmesi ne kadar doğru? 

* Okulları bir ticarethane mantığı ile yönetmek ve daha da vahimi vergilendirmek ne kadar etik? 

* Eski öğrenciler mutlaka korunmalı ama yükü yeni öğrenciye yüklenmemeli. 

* Kitap, forma, yemek, ulaşım ve diğer giderler için fahiş fiyatlar ödenmemeli… 

Çözüm? 

Paralı okullara ve öğrenim ücretlerine yönelik çok farklı bakış açıları var. 

Hepsine de saygı duymak gerekir ama ortada bir de realite var. Özel okulları az ya da çok olmayan ülke yok gibi. Parası olan her konuda olduğu gibi bu konuda da ayrıcalıklı olmak istiyor ve oluyor da. Aradığını kendi ülkesinde bulamazsa başka bir ülkeye gidiyor. 

Haberin Devamı

Bizdeki durum ise çok daha farklı. Kolej ya da vakıf üniversitelerine yönelen ailelerin üçte ikisi orta ya da orta üstü aileler. Çok paralılar ya yurtdışına gidiyor ya da bulduğuyla yetiniyor. Çünkü bizde sadece para yetmiyor, puan da gerekiyor! 

Peki o zaman ücretler bu kadar yüksek ve aileler bu kadar zorlanıyorsa neden hala özel okul arayışı içindeler ve çok daha da önemlisi neden özele göndermek zorunda kalıyorlar? 

Lafı hiç uzatmadan “Devlet okullarına bakın yeter” diyen çok çıkacaktır? 

Peki özellerin hepsi de devletlerden daha mı iyi? Bu soruya evet demek mümkün değil! 

Karışık hem de çok karışık bir durum…Bu yüzden eğitim standartlarına ve ücretlere, ilgili taraflardan hiçbirini mağdur etmeyecek şekilde acil bir düzenleme getirilmesi gerekiyor!.. 

En trajikomik olanı da ne biliyor musunuz? 

45 yıldır bu köşede bunları haykırıyor olmamıza rağmen, hâlâ aynı konuları yazıyor olmamız. Yazdıklarımız yanlış ya da ciddiye alınmadığından mı? Hayır. Dünden bugüne çok yol kat ettik ama gidilecek daha çok uzun yol var. 

Haberin Devamı

Peki o zaman sorun nerede? 

Hiç uzaklarda aramayalım: 

Eğitim, çocuklarımız ve ülkemizin geleceği öncelik sıralamamızın ilk 5’ine henüz giremedi. 

Yaşanan sıkıntılar ve ötelemeler hep bu yüzden! “Oyumuzun rengini eğitim belirleyecek” noktasına gelelim, iktidarıyla muhalefetiyle siyaset, devlet ve özeliyle bürokrasi ve okullar, zenginiyle fakiriyle veliler ve diğer paydaşlar daha adil, daha kaliteli, liyakate dayalı bir sistem oluşturmak için bakın o zaman birbirleriyle nasıl bir yarış içerisine gireceklerdir… 

Farklı görüşler? 

“Oğlum bu yıl liseye başlayacak. Önümüzde 4 yıl var, sınava kadar ne olur bilmem ama oğlumu yurtdışına (Almanya) ihtiyaç olan meslekler içinde kendisine uygun olan üniversiteye göndermek için çalışacağız…” 

“Üniversiteler gerçek enflasyon oranında zam yapıyor (Son 2 yılın ENAG verilerine göz atabilirsiniz) kendilerini gerçek enflasyondan koruyorlar. Aslolan, TÜİK’in çalışanları enflasyona ezdirmesi.” 

“Fiyatları anormal seviyelere geldi. Bu kriz döneminde yüksek gelirli aileler bile özel üniversiteye cesaret edemiyor. Devlet üniversitelerinde yığılma olacak gibi. Birkaç yıl sonra özel okul ve üniversitelerin de turizmciler gibi ağladığını göreceğiz, öğrenci bulamayacaklar…” 

“Parası olan göndersin. Parası olmayan çaresiz değil. Biraz daha çalışıp devlet üniversitelerine gitsin. Kolej de zorunlu değil hatta gereksiz. Devlet okullarında bedava aynı hizmet veriliyor!..” 

Özetin özeti: Eğitimdeki sorunlar diğerlerine benzemez! Ateş gibi düştüğü yeri bir yakar pir yakar!..