Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünden bugüne öylesine büyük kurumsal organizasyonlar var ki biri diğerinin alternatifi değil hep tamamlayanı olmuştur. 

Biri eksikse diğeri de eksik kalmış, biri kurumsallaştıysa diğeri de güçlenmiştir. Hemen hepsi de insanoğlu yerleşik hayata geçtiğinden bugüne olmazsa olmazlar arasında yer almış ve olağanüstü durumlar dışında onlardan asla vazgeçilmemiştir. 

Örneğin devlet, din, yargı, ticaret, demokrasi, güvenlik, sağlık ve özellikle de eğitim! Yaşam standardının yükselmesinde eğitim ve eğitim kurumları hep öncü olmuştur. Eğitime ve bilime dört elle sarılan medeniyetler yükselmiş, kök salmış, varlığını sürdürmüş diğerleri yok olup gitmiştir. 

Haberin Devamı

Binlerce yıldır süren bu gelenek hâlâ devam ediyor. 

Refah seviyesi, demokrasi, hukuk, insan hakları, huzur ve mutluluk gibi parametrelere bakıldığında, eğitim seviyesi ve bilimsel üretkenliği en yüksek ülkelerin hep ilk sıralarda olduğunu görürüz. 

Peki bu hep böyle mi devam edecek? 

Bu biraz da eğitime ve bilime bakış açısına bağlı... 

Binlerce yıllık insanlık tarihine, biraz da bu çerçeveden bakıp yol almak sanki en doğru olanı. Kılıcın, kilisenin, ticaretin gücüyle bir yere gelen ülkelerden kaçı ayakta kaldı, kaçı günümüze kadar geldi? Daha da önemlisi nasıl geldi? 

Eğitimi, yargıyı, demokrasiyi ve refahı olmazsa olmazlar arasına sokan neydi?.. Bayram sohbetlerinde umarız biraz da bu konular ele alınır, incir çekirdeğini doldurmayacak konular yerine biraz da bu konular uzun uzadıya konuşulur.

Eğitim dünyanın sorunu 

Eğitim, sadece bizim değil dünyanın en önemli tartışmalı konulardan biri haline geldi. Niye mi? 

İçinde bulunduğu çağın ve toplumun gerisinde kaldı da o yüzden. 

Obezleşti, hantallaştı, üretkenliğini ve dinamizmini kaybetti. 

En önemlisi de 4-5 seçenekli testlerle aklımızı köreltti.

Müfredat programları çağın gerisinde kaldı. 

Kişi ve toplumu geliştirici eğitim modelleri yerine farklı yollara sapıldı. 

Eğitim de tıpkı küresel barış gibi bir dünya meselesi olarak ele alınıp, yeni model arayışları içerisine girilmelidir. 

Eğitim günümüz dünyasında tüm ülkelerin ortak paydasıdır. 

Haberin Devamı

Demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten, insan haklarından vazgeçen ülkeler bile temel eğitimden asla vazgeçmiyorlar. 

Vazgeçemezler, çünkü varlıklarını sürdüremezler. 

İşte bu noktada “Nasıl bir eğitim?” sorusuna cevap aramalıyız. 

Eğitim, kim için olmalı? 

Devlet için mi, birey için mi, ebeveynler için mi, evrensel değerler için mi yoksa nemalananlar için mi?

Okul öncesini de içine alan temel eğitim keşke tüm dünyada ortak bir müfredat programı çerçevesinde gerçekleşse ve her şeyden önce insani değerlere, doğaya, hukuka, barışa ve farklılıklara saygı öğretilse. 

Her çocuk masumdur ve onlara bu masumiyetlerini kaybettiren, aldıkları eğitim ve yaşadıkları süreçlerdir. 

Onları her şeyden önce bu dayatmalardan kurtarmak gerekir.

Nasıl bir yetişkin istiyorsak temelleri o yönde atmalıyız.

Bu da dünyanın farklı kıtalarında, farklı yönetimler uygulayarak değil, tam aksine olabildiğince ortak noktalarda, ortak değerler üreterek mümkün hale getirilebilir. 

Nasıl bir eğitim? 

Haberin Devamı

“Dünya bizim umurumuzda değil’ ya da ‘O bizi aşan bir mesele, biz kendimize bakalım” diyenler çok olacaktır. Günü kurtarmak istiyorsak, haklılar. 

Peki o zaman dünyayı, geçmişi, geleceği bir yana bırakıp bugüne dönelim. Eğitimde öncelikli sorunlarımız neler ve çözüme nereden başlamalıyız? 

Hadi hep birlikte bu konuya kafa yoralım ve çözüm yollarını yine hep birlikte arayalım. Niye mi? 

Sorunları da hep birlikte yarattık ve ortak akıl olmadan çözmemiz de mümkün değil!.. Huzurlu, keyifli ve bir o kadar da umut dolu bir bayram dileğiyle... 

Özetin özeti: Karamsar olmak, bizim gibi köklü devlet geleneğine ve kadim medeniyet mirasına sahip uluslara asla yakışmaz. Hep bir çıkış yolu bulmuşuzdur, yine buluruz.