Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       MİLLİ Eğitim Bakanlığı bütçesi artık katrilyonlarla ifade ediliyor. 1999 bütçesi 2 katrilyon 130 trilyon lira. Yani genel bütçenin onda biri eğitime ayrılmış durumda. Diğer bakanlıklarla kıyaslandığında rakam müthiş. Peki yeterli mi? Kesinlikle hayır.
Bütçenin yüzde 80'i yine maaşlara gidecek. Kalan yüzde 20'nin yarısı cari harcamalara, yarısı da yatırımlara ayrılacak. Anlayacağınız neresinden bakarsanız bakın devlet olanaklarıyla eğitime çağ atlatmak mümkün olmayacak.
2000 yılında 11 yıllık temel eğitimi hedefleyen Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, bütçe görüşmeleri sırasında "Daha çok para" dileğini bir kez daha dile getirdi. Daha çok ve daha iyi eğitim için TBMM'den daha cömert davranmasını istedi. Aynı çağrıyı hayırseverler için de yaptı.
Halk desteğinin 2 trilyon 235 milyar lirayı bulduğunu açıklayan bakan, bu bağışları repoda değerlendirerek 1 trilyon 762 milyar lira daha kazanç elde ettiklerini söyledi.
Uzun süre tartışılan repo konusu da böylece açığa kavuşmuş oldu.
Okullar para para diye inlerken, bakanlık faizden 2 trilyona yakın para kazandı. Umarız bu yıl daha çok kazanalım diye paralar tekrar repoya yatırılmaz.
Bütçe görüşmeleri sırasında ortaya çıkan bir başka ilginç rakam da eğitime katkı payı adı adı altında toplanan zorunlu kesintilerdi. Tam 208 trilyon lira toplanmış. MEB'nin yatırım bütçesine yakın bir rakam.
İyi ki böyle bir kanun çıktı. Üniversiteler ve bilimsel çalışmalar için de benzer bir kanun çıksa müthiş gelişmeler olur. Hem de başka yatırımlardan kısıntıya gitmeden...
Bu bütçe de gösterdi ki gelecek için en iyi yatırım olan eğitim, sadece devlet eliyle kurtarılamayacak. Yapılacak olan, başta devlet olmak üzere hemen herkesin eğitime, yani çocuklarımızın ve Türkiye'nin geleceğine her zamankinden çok daha fazla katkıda bulunmak.
Zorunlu eğitimden sonra fakiri fukarayı kollayan paralı eğitim, özel okulların sayısının artırılması, yerel yönetimlerin katkısı, mesleki eğitimi endüstrinin finanse etmesi, hayırseverlerin bağışlarını daha fazla eğitime yönlendirmesi çağı yakalamamızda bize yardımcı olabilir.
Özetin özeti: 21. yüzyılda en büyük zenginlik eğitilmiş insan gücü olacak. Ne olur, bu yarışta geri kalmayalım!!!




Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr