İsrail'de de bizim gibi seçim heyecanı yaşanıyor. Onlarda da merkez partiler erimiş aşırı dinci ve milliyetçi partiler güçlenmiş. Bu durumdan bir hayli rahatsız gözüküyorlar. 17 mayıstaki seçimin bu tabloyu değiştirmesini bekliyorlar.
"Siyah takkeli, siyah cübbeli aşırı dinciler, bizim için Araplardan daha tehlikeli" diyorlar. Taksicisinden profesörüne kadar artık gerilimden bıkmışlar.
Peki aşırı uçları besleyen ne? diye sorduğumuzda aldığımız cevap Türkiye'dekinin aynı oluyor.
Merkez partilerin tavizleri, beceriksizlikleri ve fakir fukaranın çareyi din ve aşırı milliyetçi akımlarda araması...
"Bu sorunu demokrasi içinde çözeceğiz" diyorlar. Ama henüz çaresini bulmuş değiller. Bu açıdan 17 mayıs seçimlerine çok önem veriyorlar...
İsrail'in nüfusu yaklaşık 6 milyon. 7 üniversitesi bir de enstitüsü var. Yükseköğrenimdeki 190 bin öğrencinin 30 bini Açık Üniversitede okuyor. Bunlardan 6 bine yakını yabancı dil bölümlerinde. Bu konuda Türkiye'de önemli adımlar atılabilir. Açıköğretim sayesinde beş yılda bugüne kadarkinden çok daha fazlasına İngilizce öğretilebilir.
Multimedya destekli programlarla kış aylarında gramer öğretilip, yaz aylarında da yüz yüze pratik yapılabilir. Rektör Ataç ve arkadaşlarının bu işe kafası yatıyor. Ama yasal engelleri ve mevzuat zincirini aşamadıklarını söylüyorlar. bizimkiler ders saatlerinin yerine at yarışları koyup bir kanal bile tahsis etmezken, buradaki Açık Üniversite'nin uydusu var. Bu sayede öğrenci elinin altındaki telefonla Tv'de ders anlatan hocasına anında soru sorabiliyor, dahası sınavdan bile geçebiliyor. Neden Türksat'taki boş kanallardan biri eğitime ayrılmaz ki!...
İsrail, Avrupa- Ortadoğu karışımı bir ülke. Mutfağı Arap mutfağına çok yakın. Caddelerden biri batıyı andırıyorsa diğeri dökülüyor. En büyük geliri ileri teknoloji transferinden.
Cep telefonu salgını bizdekinden çok daha fazla. Dün öğle yemeğinde karşı masada üç kişi vardı. Bir saate yakın hiç durmadan telefonla konuştular. Yemeklerini de yine konuşurken yediler.
400 yıl Osmanlı egemenliğinde kaldığı için her adımda bizden birşeylerle karşılaşmak mümkün. Ayrıca Türkiye'den göçen onbinlerce Yahudi var.
F400'lerin modernizasyonu ve askeri işbirliğinden kaynaklansa gerek, çevrede bir hayli bizim subaylardan gördük. İşadamı ve devlet kurumları arasındaki değişik programları bir hayli fazla. Türkiye'ye ve Türklere sıcak bakıyorlar.
Et ve süt ürünlerini birlikte yemiyor, kuyruksuz ve yüzgeçsiz deniz ürünlerine de haram diyorlar. İnsanları rahatlatan herşey işe ise serbestmiş.
41. yıllarını kutluyorlar ve artık hem işte, hem de dışta huzur arıyorlar.
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr