YÖK'ün kurucusu ve uzun yıllar başkanlığını yapan Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın asıl işi çocuk doktorluğudur. Her ne kadar Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinin kurucusu olarak tanınsa da çocuklara olan ilgisi hiç azalmamıştır.
O hep eleştirdiğimiz yönleri bir yana, dünya çocuklarının daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için gösterdiği çabalar takdire şayandır.
UNıCEF'in yani Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun Türkiye Milli Komitesi'nin Yönetim Kurulu, Uluslararası Pediatri Kurumu'nun da onursal başkanıdır. Ayrıca çocuklara yönelik pek çok uluslararası kuruluşun da kurucusu ve üyesidir.
Karizmatik kişiliği ile dünyanın neresine giderseniz gidin, eğer söz konusu çocuklar ise Mister Doğramacı ismine kulak aşinalığı vardır.
Çocuklar üzerine yazdığı kitaplarının dünyaca ünlü çocuk doktorlarının yazdıklarından aşırma olduğu iddia edilse de, yıllardır bir tek çocuğu muayane etmediği öne sürülse de o yine dünyanın en ünlü çocuk doktorları arasında gösterilmektedir.
Doğramacı, YÖK'ten ayrıldıktan sonra, zamanının çoğunu çocuklara ayırmaya başladı. O, en zor denilenleri bile her türlü kişisel yeteneklerini kullanarak başardıktan sonra, çok çabuk sıkılan biri olduğu için, Hacettepe, YÖK ve Bilkent'ten de kısa süre sonra sıkıldı. Politikayı sevmediği için sıcak bakmadı. Ama her zaman için protokolün en ön sıralarında yer almak istediği için hep bir unvanı oldu. 83 yıllık yaşamında kartviziti sürekli değişti. Aynı anda pek çok görevi bir arada yürüttü. Ama kartvizitinin bir köşesinde çocuklar hep vardı.
Doğramacı'nın son ilgi alanı, dünyadaki 1.6 milyar insanı, Türkiye'de ise nüfusun yüzde 30'unu tehdit eden iyot eksikliği. Guatr, cücelik ve zeka geriliğine neden olan bu sorunun çok kolay çözümleri olmasına karşın, duyarsızlıktan kaynaklanan nedenlerle azalacağına, çoğalmaya devem ediyor.
Doğramacı "akıl tuzu"na destek aradığı mektubunda şu görüşlere yer veriyor:
"İyot eksikliğini çok kolay ve düşük maliyetli yöntemlerle önlemek sanıldığı kadar zor değildir. İnsanların düzenli bir şekilde iyot tüketmesini sağlamanın en kolay yolu sofra tuzuna iyot eklemektir. UNICEF destekli tuzların iyotlandırılması programları yoluyla, sadece 1995 yılı içinde 46 ülkede 7 milyon bebeğin iyot eksikliğine bağlı zeka geriliğinden zarar görmesi önlenmiştir. Dolayısıyla UNICEF'in tanıtım faaliyetleri neticesinde birçok çocuğa göre iyotlu tuz artık akıl tuzu demektir."
Doğramacı bu hatırlatmaları yaptıktan sonra, gelin bu çorbada sizin de bir tuzunuz olsun diyerek, geleceğimiz olan çocuklar için hepimizi gücümüz oranında katkıya çağırıyor.
Çocukların sağlığı için konan hedefleri yerine getirmek, konuya duyarlı olan sizlerin gelecek nesillere bir armağanı olacaktır. Katkılarınız için şimdiden teşekkürler...
(UNICEF Tel: 0312.438 17 45, 438 00 77, 0212. 252 52 22)
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr