TÜRKİYE'de bu haftanın en çok konuşulan konusu, kuşkusuz üniversite seçme sınavı ÖSS olacak. Bir milyon 318 bin ailenin gözü, kulağı dün sınav sonuçlarındaydı. Yüz binlercesi sevindi. En azından ikinci basamak sınavı için vize almışlardı. 700 binden fazlası ise, maalesef bu yarıştan koptu. Hayallerinin gerçekleşmesi bir başka bahara kaldı.
Onlardan biri olmak gerçekten çok zor. Dün pek çoğuyla telefonda görüştük. Teselli etmeye çalıştık ama nafile. Ateş düştüğü yeri yakıyor...
Her şeyden önce ÖSS ve ÖYS'nin bir sıralama sınavı olduğunu hatırlattıktan sonra, bazı ilginç analizler yapmak istiyorum:
Söz konusu sınavlar öğrencilerin başarılı ya da başarısız olduğundan çok, sıralama yapıyor. Örneğin, adayların tamamı 100 üzerinden 100 puan alsa bile, ÖYS sonunda bir milyondan fazlası yine elenecek. Çünkü kontenjan yok. Yani kazanan çalışkan, kaybeden başarısız demek çok zor. Örneğin şampiyon öğrencilerden Burak Bal ile Onur Kaya'nın puanları aynı. Her ikisi de 179.696 puan aldı. Aynı şekilde aşağılara indikçe aynı puanı alan öğrenci sayısı daha da artıyor. Şimdi bu öğrencilerden, kontenjan sınırındaki iki öğrenciden biri Boğaziçi Bilgisayar'a girip, diğeri açıkta kalsa, başarısız mı sayılacak? Kesinlikle hayır...
Kazanamayanlara önerim, bir an önce moral kazanıp, bu kez ciddi olarak sınav hazırlığına şimdiden başlamaları. ÖYS'ye girecekler için ise asıl yarış şimdi başlıyor. Artık bırakın her günü, her saatleri bile çok önemli. Binde bir puanlar kaderlerini tayin edecek. Bu yüzden hemen her konuda çok daha dikkatli olmaları gerekiyor.
Sınava ilişkin veriler, çok ilginç. Örneğin 41 bin aday, başvurduğu halde, unutkanlıklarından olsa gerek, gidip sınava girmemiş. Halbuki sorsanız, hayatlarının en önemli sınavıdır. 5 bin 209 aday ise sıfır puan almış. Bunlara da, liseyi nasıl bitirdiniz diye sormak gerekir!
Sayısal'da durum tam bir facia. Bir milyon 318 bin adaydan sadece 218 bini 120 barajını aşabildi...
Puanlarda önceki yıla göre bir azalma olduğu, herkesin şikayeti. Bunun nedeni Türkiye ortalamasının yükselmesi. Geçen yıl 29.73 olan Sözel ortalama bu yıl 33.99'a, 10.34 olan Sayısal ortalama da 12.15'e yükseldi. 10 puana varan bir azalma, tüm adaylarda olduğu için, aslında genelde değişen bir şey yok.
Geçen yıl ÖYS'ye giren 647 bin adaydan, sadece 128 bini 4 yıllık fakültelere girebilmişti. Bu yılki kontenjan da 130 bin civarında. Bunlar içinde ilk 5 tercihine gireceklerin sayısı ise 30 bini bulmaz. Anlayacağınız bütün bu yarış keçiboynuzu misali, bir milyon 318 bin kişiden 30 binini sevindirmek için.
Sınav sisteminin yanlışlığı üzerinde hemen hemen herkes hemfikir. Ama değişmiyor. ÖSYM bile hatasız sınav yapamıyor. İki soruyu ipta etmek zorunda kaldı. Geçen yıl her dört lise birincisinden birinin açıkta kaldığını, sınav sektörünün her yıl 100 trilyon lira yuttuğunu, buna karşın küskünler ordusu yaratmaktan öte gidemediğini bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz...
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr