VitrinŞnitzeller midemizi coşturdu

Şnitzeller midemizi coşturdu

21.03.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şnitzeller midemizi coşturdu

Şnitzeller midemizi coşturdu
21 Mart 1998
Fevziye AKSOY

Maçka'daki Schnitzel Restoran'da hem karnınızı hem de ruhunuzu doyurabilirsiniz.

Geçenlerde Schnitzel Restoran'da geçirdiğim müthiş keyifli akşamı sizlere de anlatmam gerekiyor. En yakın arkadaşım Chris'le Zeynep'i de kandırarak gereksiz sarkıntılıklara maruz kalmadan kadın başına eğlenebildiğimiz Schnitzel'i o akşamdan sonra mesken edinmeye karar verdim.
Restoran ahşap ağırlıklı dekoruyla tipik Avusturya tarzı masa ve sandalyeleriyle çok sıcak ve sempatik bir mekan. Hele servisi olağanüstü. Müşterilerin en yoğun olduğu saatlerde bile gülümsemeyi ve nezaketi kesinlikle eksik etmeyen elemanlar bir saniyelerini bile boşa harcamıyorlar. Özellikle bizimle ilgilenen servis elemanı Bahadır'ın bütün gece boyunca yemeklerle ilgili sorularımı büyük bir sabırla cevaplandırması çok hoşuma gitti.
İçkilerimizi söyledikten sonra tam mönüyü incelemeye başlayacaktım ki Gina - Melih ikilisi müziğe başladılar. Küba kökenli İspanyon Gina, müthiş sesiyle söylemeye başladığı Latin Amerika parçalarıyla bana resmen mönüyü unutturdu. Ancak midem çok iyi bir vokalist değildir. Çıkaracağı detone seslerin kimseyi rahatsız etmemesi için bir an evvel yemek seçimine geçtim. Babam gibi restoranların da bana komplo kurduğuna ayrıca kanaat getirdim. Ne olurdu sanki biraz daha az seçenek sunsalar yani! Hepsinden tadamayınca haliyle sinirleniyorum.O gece ipin ucunu iyice kaçırdım. Önce az haşlanmış mevsim sebzeleri, muhteşem bir patates salatası ve kimyon sosunun ilginç ama lezzetli bir tat verdiği lahanalı bir salata yedim. Ardından ortaya minik peynir köfteleri ile tartar sos ile servis yapılan mantar pane geldi. Afiyetle onlardan da yedim. Sefam olsun, üstüne soğan soslu ve patates soteli acayip lezzetli bir de şnitzel yedim. Bu arada keyfimiz o kadar yerindeydi ki biz müzikle coşarken bize önce garip bakan yan masadakiler de tempo tutmaya başlamıştı. Benim niyetim aslında onları havaya sokmak değil, tatlılara yer açmaktı ya neyse... Utanmadan istediğim karışık tatlı tabağını babam görseydi kesinlikle düşer bayılırdı. Vişneli Foyatte, elmalı Strudel ve çikolatalı sufleyi yiyerek onun yerine ben zevkten bayıldım.
Schnitzel'de keyifli bir akşam yemeğinin kişi başına bedeli ise 4 - 7 milyon lira arasında.

Schnitzel Restoran
Mega Residence, Maçka
Tel: 0212 231 31 61


TON BALIKLI TART
Hazırlanış süresi: 45 dakika
Pişirme süresi: 40 dakika
Porsiyon adedi: 4 kişilik

Malzemesi:
* 4.5 çay bardağı un
* 5 kaşık margarin
* 2 fincan rendelenmiş kaşar peyniri
* 1 çorba kaşığı sıvı yağ
* 1 doğranmış kuru soğan
* 100 gram dilimlenmiş mantar
* 400 gram konserve ton balığı
* 2 çorba kaşığı domates püresi
* 100 gram cherry domates
* 2 yumurta
* Bir çorba kaşığı kıyılmış dereotu ve maydonoz

Hazırlanışı:
1. Fırını 200 derecede ısıtın. Unu derin bir kaseye eleyin. Margarini küçük küplere kesip elinizle una yedirin. Rendelenmiş peyniri ekleyin. Üzerine hamur oluşacak kadar soğuk su döküp yoğurun. Oklava ile hamuru açıp 18 santim çapında kenarları tırtıklı bir kek kalıbına yayın. Buzdolabında yarım saat bekletin. Ton balığını konserveden bir süzgece aktarın. Yağını ılık su ile akıttıktan sonra bekletin.

2. Kalıbı alıp fırının orta kısmına yerleştirin. 10 dakika pişirin. Bu arada büyük teflon tavada sıvı yağı kızdırıp soğanları kavurun. Dilimlenmiş mantarı da ekleyip 5 dakika daha pişirin. Ton balığı, domates püresi ve isteğe göre tuz biber ilave ederek karıştırın. Kek kabına aktarın. Fırını kapatmayın.

3. Yumurtaları iyice çırpın. Cherry domatesleri ortadan bölün. Domates yarılarını kalıbın içindeki malzemelerin üzerine dizin. Yumurtayı da üzerine paylaştırdıktan sonra fırında 20 dakika pişirin. Sonra üzerini dereotu ve maydanozla süsleyin.

ACILI VE ZENCEFİLLİ TAVUK BUDU
Hazırlanış süresi: 20 dakika
Pişirme süresi: 50 dakika
Porsiyon adedi: 3 kişilik

Malzemesi:
* 12 tavut budu
* 1 fincan beyaz sirke
* 1 fincan toz şeker
* 1 / 4 su bardağı şeri
* 3 çorba kaşığı soya sosu
* Yarım çorba kaşığı kırmızı toz biber
* 30 gram taze zencefil

Hazırlanışı:
1. Fırını 200 derecede ısıtın. Büyük bir tencerede su ile tuzu kaynatın. Tavuk butlarını kaynar suda 5 dakika pişirdikten sonra mutfak havlusu ile kurulayın.

2. Orta boy bir tencereye sirke, şeker, şeri ve kırmızı biberi koyun. Taze zencefili soyup rendeleyin ve tenceredeki malzemelere ilave edin. Orta ateşte şeker eriyene kadar devamlı karıştırarak kaynatın. Ateşten alın.

3. Fırın tepsisini alüminyum kağıdı ile kaplayın. Bir fırça ile zencefilli sıvıdan tavuk butlarına sürün ve tepsiye yerleştirin. Fırına sürün.

4. Tavukların fırında toplam pişme süresi 40 dakika. İlk 35 dakika içerisinde her 5 dakikada bir butları çevirip üzerlerine fırça ile sos sürmelisiniz.




Nur KÖKÜÖZ

El Torito'da Maya ve Aztek medeniyetlerinin tılsımlı dünyasında yemek yemenin inanılmaz büyüsü yemeklere de yansımış.

Kaliforniya'da 1954 yılından beri hizmet veren ve Meksika mutfağını aynen Meksika'daki restoranlarda olduğu gibi sunan El Torito'nun gizemli özelliğiyle şimdilik Türkiye'de sadece Ankara tanışıyor.Kavaklıdere'nin şirin sokaklarından biri olan Billur Sokak'ta henüz birkaç ay önce açıldı El Torito, yani küçük boğa... Bu yeni sofistike başkent restoranı gerçekten de alışkanlıklarını zorluyor Ankaralıların; yeni tatlar, kusursuz servis ve benzersiz mekanıyla. Restorana girişte misafirleri önce satış reyonundaki sobrerolar selamlıyor, ardından yerlerden filizlenmiş mozaik kaktüsler lezzet turunun yolunu gösteriyor.
Dekorasyonda hiçbir ayrıntı gözden kaçmamış. Meksika otantizmi masanızın yanı başında. Yemeklere başlamadan önce bir Güney Amerika kültür gezisi yaptırıyor bu büyülü atmosfer. Maya takviminden tarih, Aztek güneşinden sıcaklık, tortillalardan lezzet, salsalardan enerji, fajitalardan enfes tatlılar, margaritalardan serinlik fışkırıyor. Meksika mutfağının doyumsuz lezzetiyle El Torito'nun çekici atmosferinin buluştuğu restoran iştahları doruklara çıkarıyor. Çünkü El Torito "Mi casa es su casa" ("Evim evindir") diyor.
İlk kez gittiğim restorana El Mercato'dan giriş yaptım. Meksika objeleri sevenler için bulunmaz bir alışveriş fırsatı. Oradan La Cantina'ya geçip, hafif bir margarita aldım. Akla gelebilen her çeşit margarita ve tekila özel mönülerden seçiliyor. Seçimde zorlanmamak için barmenden yardım istenebilir. Yemeğimi yemek üzere El Asteca'da yerimi aldım. Bahçeye karşı kaktüslerle çevrili, Aztek desenleriyle süslenmiş bir akvaryumdayım şimdi. Diğer bölmelere Yucatan, Acapulco, Cancun, Chapultepech gibi adlar verilmiş. Fonda devamlı Güney Amerika müziği bildik, sevilen, bir zamanların hit olmuş parçaları. Fajita, Enchilada, Burrito ve Taco'ların arasından en az acılı olan fajitalardan birini seçtim, yanında da bir Ceaser salata alacağım.Margaritaya devam. Bira içmeyi düşünmüştüm ama Meksika birası Corona limon dilimiyle içiliyormuş. Vazgeçtim. Meksika mutfağını pek sevmeyen ben, birazdan nasıl bir yanılgıya düştüğümü hayretler içinde görecektim. Beklerken dekorasyonu gözden geçiriyorum. En ağırlıklı renk Meksika güneşini yansıtan sarı. Peçetelerin sarısını iştah açıcı renk olması dolayısıyla çok tuttum. Masif ağaç masalara Aztek desenleri işlenmiş ve bu el emeği, masa örtüleriyle kapatılmamış. Tabaklar doğrudan ağaç masanın üstüne konuyor.
Nihayet karidesli fajitam geldi, cızırdayan tavasıyla ve ayrı bir tabakta arroz, avokado - domates - mısır karışımı garnitürüyle ve de olmazsa olmazı tortillalarla. Bu arada heyecan verici küçük bir ayrıntıyı eklemek istiyorum. Fajita tavaları ocaktan masaya cızırdayarak getiriliyor. Garsonun görevi masaya gelene kadar cızırdama durmuşsa bunu cızzzz diye kendisinin seslendirmesi. Misafirin - burada müşteriye misafir deniyor - görevi de önüne böylesine özenle gelen yemekleri silip süpürmek. Tabi ki ben de öyle yaptım. Salatamı çatallarken, tortillanın içine dürümlediğim yiyeceklerimi parmaklarımı ısırmamaya gayret ederek silip süpürdüm.Meksika mutfağını pek sevmeyen ben, böylece nasıl bir yanılgıya düştüğümü hayretler içinde gördüm. Tüm yemeklerin yağ oranları düşük ve sadece bitkisel yağ kullanılıyor. Kalp hastaları ve perhizliler için mönüde yer alan yemek çeşitleri "kalp" resmiyle belirtilmiş. Çocuklara da Meksika yemeğini tanıtmak ve sevdirmek üzere Kaktüs Çocuk mönüsü hazırlanmış.
Restoranın açılmasına yıllar önce karar verilmiş ve açılmadan önce bir El Torito geleneği olarak burada çalışan personel mutfak ve işletmecilik bilgilerini geliştirmek için Kaliforniya'da 8 haftalık bir kurs almış. "Line check" denilen bir kontrol sistemiyle çalışıyor mutfak. Her şey inanılmaz bir titizlik ve ahenk içinde. Yiyeceklerin ısısı özel bir termometreyle ölçülüp, öyle servis yapılıyor. Hiçbir ayrıntıdan kaçılmamış demiştim. Bu yalnız dekorda değil, El Torito mutfağının prensiplerinde de var. Sanitasyon ve hijyene son derece önem verilen mutfakta yiyecekler 6 ayrı kesme tahtasında kesiliyor. Kırmızı renk tahtada etler, sarıda tavuklar, mavide pişmiş etler, beyazda peynir ve tereyağı, bejde deniz ürünleri, yeşilde sebzeler.El Torito hafta içi 17.00 - 20.00 arasında içkilerde yüzde 30 indirimle happy hour, öğle yemeklerinde mönü fiyatından yüzde 10 indirim yapıyor. Gelelim standart bir yemeğin kaça yenebileceğine... Bir fajita 2 milyon 100 bin ila 2 milyon 400 bin lira arasında. Bir margarita veya tekila ise 1 milyon 250 bin - 1 milyon 450 bin. Arada antre, salata ve tatlı da alırsanız kişi başına en az 6 milyonu gözden çıkarmak gerek.
Buenos apetitos!

El Torito
Billur Sokak 17, Kavaklıdere
Tel: 446 80 44