VitrinEnerji arz güvenliği için en büyük kozumuz jeotermal

Enerji arz güvenliği için en büyük kozumuz jeotermal

01.03.2022 - 09:10 | Son Güncellenme:

Keşfedilen ve hali hazırda çıkartılmayı bekleyen 2 bin MWe’lık potansiyelin hayata geçirilmesiyle yıllık 25 milyar kilovatsaat katkı sağlayabiliriz. Bunun için bir önceki YEKDEM’deki gibi başarısı kanıtlanmış teşvik mekanizmalarına ihtiyacımız var.

Enerji arz güvenliği için en büyük kozumuz jeotermal

Ali Kındap,
Jeotermal Enerji Derneği (JED) Başkanı

Haberin Devamı

Jeotermal enerji neden önemli?

Global arenadaki enerji arzı sorununu hepimiz görüyoruz. Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artış devam ediyor. Bununla birlikte iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında bütün ülkeler yenilenebilir enerjiye yatırımlarını artırarak sürdürüyorlar. Küresel ölçekte gelecek beş yıldaki yatırımların yüzde 95’inin yenilenebilir kaynaklar olması bekleniyor. Finans kuruluşlarının da neredeyse tamamı artık sadece yenilenebilir enerji projelerini destekliyor. İklim değişikliğine karşı Paris Anlaşması kapsamında beklenen ‘sıfır emisyon’ hedefine ulaşmak için enerjimizi yenilenebilir kaynaklardan sağlamamız şart. Özetle enerjide bağımsız bir ülke konumuna gelebilmek, enerji arz ve güvenliğinin sağlanması ve ülkemizin de taraf olduğu Paris Anlaşması hedeflerine ulaşabilmek için en büyük kozumuz yerli, milli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan jeotermal. Jeotermal enerjide kendimizi kanıtladık. Hem kurulu güç hem de entegre kullanım anlamında kısa sürede önemli başarılara imza attık. Jeotermal enerji santralleri baz yük yani kesintisiz üretim santrali olarak çalıştıkları için mevsim şartlarından bağımsız, 7 gün 24 saat aynı verimlilikle çalışarak en verimli yenilenebilir enerji kaynağı konumunda bulunuyor. Bu nedenle keşfi yapılmış jeotermal kaynakların hayata geçirilmesi son derece kritik bir öneme sahip.

Haberin Devamı

3 bin MW yatırım potansiyelimiz hazır

Jeotermalde atılım yaptığımız 2020’ye kadar ne kadarlık bir yatırım söz konusu oldu ve gerekli desteği alırsanız ne kadarlık bir yatırım potansiyeli daha var?

2010-2020 yılları arasında rakamlar çok kesin olmasa da 5-6 milyar dolarlık bir yatırım söz konusu oldu santral tarafında. Bundan sonraki yatırımların aynı şekilde devam etmesi için yaklaşık 3 bin MW hatta üzerinde bir yatırım potansiyelimiz hemen hazır var. Yaklaşık 10 milyar dolar civarında bir yatırım yapılması halinde, bunu yatırıma dönüştüreceksek, 3 bin MW’lık bir kaynağı biz hızlı bir şekilde hayata geçirebiliriz.

Enerji arz güvenliği için en büyük kozumuz jeotermal

Yatırım için eski YEKDEM’deki desteklere ihtiyaç var

Haberin Devamı

Peki YEKDEM’le verilen destekler jeotermal sektörü için yeterli geliyor mu?

Mevcut jeotermal enerji kurulu gücümüzle 10 milyar kilovatsaatin üzerinde baz yük katkısı sağlıyoruz. Keşfedilen ve hali hazırda çıkartılmayı bekleyen 2 bin MWe’lık potansiyelin hayata geçirilmesiyle yıllık 25 milyar kilovatsaat katkı sağlayabiliriz. Bu katkıyı sağlamak için bir önceki YEKDEM’deki gibi başarısı kanıtlanmış teşvik mekanizmalarına ihtiyacımız var. Bir yandan ülkemiz büyümeye devam ediyor diğer yandan komşumuz Avrupa sıfır karbon emisyon vergisini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu nedenle ülke büyümesini destekleyen enerji sektörünün önünü açacak uygulamalara ihtiyacımız var. Yeni YEKDEM modeli ile maalesef faaliyete geçecek yeni bir jeotermal enerji santrali bulunmuyor. Jeotermal enerjide yatırım iştahının yeniden oluşması için hem YEKDEM’in süresi beş yıldan 10 yılın üzerine çıkmalı hem de yeni teşvikler oluşturulmalı.

Yatırım ortamı kayboldu

İkinci YEKDEM döneminde 10.50 dolar kalktı ve yeni fiyat TL’ye döndü. Fiyatın yarısı TL eskelasyonu yarısı döviz, bu fiyatlar üç ayda bir eskale ediliyor. Orada zaten hem mekanizmanın kendisinde hem de uygulama noktasında baya bir sıkıntılar var. Jeotermale olan teşvik, 10 buçuk dolar/cent’ten, 7 dolar/ cent’e düştü, bu da o zamanki TL kuru üzerinden çıktı. Eskalasyona tabi, üç ayda bir eskale ediliyor. Fakat takdir edersiniz ki, şu anki özellikle dalgalı bir kur rejiminde üç ay sonra siz eskale ettiğiniz bir şey, geriye dönük fiyatlarda bazen 5, 4,5 dolar/cent’lere kadar düştü. Biz ciddi anlamda 10,50 dolar/cent’ten hem geriye geldik fiyat noktasında hem de finansman noktasında bugün belirsiz bir noktaya gittik. Çünkü bugün TL finansman gerekiyor ama TL finansmanı bugün yapmak çok zor. Yatırım ortamı da kayboldu finansman şartları da ortadan kalktı. Kurun biraz istikrarlı olması lazım ki, 10 sene, 15 senelik finansmanı bugün yapabilesiniz. Temel sorunumuz, bir kere fiyatımız çok düştü, yani burada bir ıskontoya gitti kamu idaresi ve jeotermalde bu düşüş ekstra gerçekleşti. Bu zaten fiyat noktasında bizim önümüzde bir engel olarak ortaya çıktı. İkincisi işin, finans edilebilir noktada bazı sıkıntılar var. O da TL eskalasyonunun bugün farklı ve çok tatbik edilemeyecek bir modelle yapılması. Bu eskalasyon formülü de maalesef son bir senelik zamana baktığımız zaman sektörün lehine değil aleyhine çalışıyor.

Haberin Devamı

“Kamu idaresi burada bir ıskontoya gitti, jeotermalde bu düşüş ekstra gerçekleşti ve fiyat noktasında bizim önümüzde bir engel olarak ortaya çıktı. İşin, finans edilebilir noktasında bazı sıkıntılar var, Eskalasyon formülü maalesef sektörün lehine değil aleyhine çalışıyor.”

Haberin Devamı

Enerji arz güvenliği için en büyük kozumuz jeotermal

Jeotermal ulaşımı kolay bir kaynak

Güneş ve rüzgar Türkiye’de gündemin de ön sıralarında gidiyor, sizce jeotermale YEKDEM’den farklı bir mekanizmayla mı destek vermek gerekiyor?

Aslında jeotermal hak etmediği bir yerde, başka bir yere konumlandırmak lazım. Hem potansiyeliniz yüksek hem çok amaçlı kullanabiliyorsunuz. Bugün bizim bir santralimiz beş farklı amaçla kullanılıyor. Örneğin elektrik üretiyorsunuz, bir ilçenin ısıtmasını yapıyorsunuz, çevrenizde seralar var onları ısıtıyorsunuz, kuru buz üretiyorsunuz, termal otellere termal su veriyorsunuz. Bazı bölgelerde özellikle Orta Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da çok zengin kaynaklarımız var. Bu kaynakla ilgili maalesef kamu tarafından yeterince ilgi görülmüyor. Biraz belki bilgiye dayalı, biz dernek olarak bu bilgiyi paylaşmaya çalışıyoruz. Hani görünmeyen kaynaklara ulaşım zor gibi düşünülüyor. Aslında hiç öyle değil, ulaşımı kolay bir kaynak. Sadece maliyeti ve bazı riskleri var, bunu da bilgiyle aşıyorsunuz.

Jeotermalde yurtdışında da varız

Türkiye jeotermal birikimiyle yurtdışında çalışabiliyor mu?

Hırvatistan’da santral yaptı girişimcimiz, bir diğeri bugün Kenya’da santral yenileneme işini aldı. Endonezya’da ruhsatlar alıyor girişimcimiz. Balkan ülkelerinde bazı girişimcilerin çalışmaları var. Hakikaten bir know-how sahibi olduk. Bugün bazı girişimcilerimiz Afrika’da çalışıyor, sondaj yapıyorlar. Hakikaten bu noktada güzel bazı kazanımlara sahip olduk, ama bunların devamının sağlanması lazım. Çok güzel yol alıyoruz, gidecek yolumuz var, çok güzel bir yol ama sektör olarak durmak zorunda kaldık… Türkiye’nin yatırımlarla ilgili seferberlik ilan etmesi lazım.

Enerji arz güvenliği için en büyük kozumuz jeotermal

Büyük enerji şirketleri jeotermale geçiyor

Jeotermal konusunda teknolojik gelişmeler ne durumda?

Özellikle gelişmiş ülkelerin bu dönemde girmiş olduğu gelişmiş teknolojiler var. Şimdi sıcaklık ve suyun olmadığı ama yerin altında enerjinin olduğu yere ulaşıp, oradaki enerjiyi çekme amaçlı bu yeni teknolojiler. Orada depolu enerji var, enerjiyi fiziken almıyorsunuz, enerjinin gücünü alıyorsunuz. Gelecek burada. Amerika jeotermalde yüzde 10 hedefini koyarken o teknolojilere bağlı olarak, yani doğal kaynaklar değil de doğal olmayan kaynaklar kullanıyor. Yerin altında 5 bin metrede 250-450 derece arasında sıcaklık var. Bu sıcaklıktaki kaynağa, o termal gücü çıkarmaya yönelik teknolojiler geliştiriyorlar. Verimli ve alttaki yapının doğasından bağımsız direkt insan eliyle kontrol edilebiliyor. 2050 hedefleri var, bugünkü rüzgar ve güneş kaynakları yeterli değil, çünkü onların depolama sorunu var. Batarya dediğiniz zaman batarya ne kadar gelişse de bir hammadde ihtiyacı var. Ayrıca çevresel sorunu, bertaraf sorunu çıkacak. Hidrojen üretiminde verimlilik sorunu çıkacak, fiyatı, verimliliği, bunlar daha uzak şeyler… Dolayısıyla ABD hidrokarbonları bir şekilde terk edeceğini gördü zaten. Bu hidrokarbon teknolojilerinin çıkarılması Amerikan teknolojisi. Orada çok büyük güçler firmalar var, bu firmaların hepsi yenilenebilir kararı aldılar ama yenilenebilirde jeotermal kararı aldılar. Pek çok küresel enerji şirketlerinin güneş ve rüzgara yatırım yaptığını duyuyoruz, jeotermale geçiş de mi var? Var. Çünkü aynı teknoloji aynı ekipman kullanılıyor. Sondaj, sondaj ekipmanları var, hepsi aynı. Chevron mesela jeotermal konusunda karar alanlardan bir tanesi, bana güneş yaptırmayın diyor. Benim bu kadar bilgi birikimi, teknolojim var, ben yerin altındaki enerjiyle uğraşıyorum zaten bugüne kadar gazı çektim, şimdi de yerin altındaki jeotermali çekeceğim diyor.

Yılda 3500 ton lityum çıkarılabilir

Türkiye jeotermal kaynaklarından lityum üretimi konusunda şu an yapılan bir çalışma var mı?

Şu an Türkiye’de çalışan santrallarda yılda 3500 ton lityum üretebiliyorsunuz. O kadar hammadde döngüsü var. Hazır, cevher yani. Bunlar maliyet meselesi. Jeotermal madencilik Amerika’da birçok sahada var. Öncelikle maden kısmını işliyorlar, kaynağın içerisinde altın dahil, yüzlerce maden var. Onların bazılarını ayrıştırıyorlar, sonra enerjiye geçiyorlar. Bu tür çalışmalar var. Türkiye’de de bu yönde çalışma var. Üretim başlamadı, Ar-Ge olarak çalışması devam ediyor. Lityum var, bu bir gerçek ama önemli olan yüksek miktarda gelen sulardaki düşük konsatrasyondaki lityumun bir şekilde çekebilmek. Bunun teknolojisi de var, iyi maliyette, ekonomik, bugün dünyada doğal olarak bulunan lityumla rekabet edebilecek teknolojiyi uygulamak gerekiyor. Biz Zorlu olarak İsrailli bir firmayla çalışıyoruz, onlarla bir iş birliği anlaşması imzaladık. Eğer lityum konusu bu kadar çok tüketim, baktığınız zaman bugün 60 bin dolara çıktı fiyatı.

Lityum üreticisi bir ülke olabiliriz! “Bizim şu anki sahalarımızdaki maden yoğunluğu ve zenginliği çok değil. Ama lityum bu noktada şu an çok değerli olduğu için önemli bir miktar sağlıyor bize. Şu an yılda 3500 ton, bizim tüm kapasitemizi kullandığımızda yıllık 5 bin ton civarında lityum rahat bulunur. Lityum üreticisi bir ülke olabiliriz, jeotermal kaynaklar sayesinde. Lityum aramanıza gerek yok, arama maliyetleriniz yok, çünkü zaten çıkıyor.”