Üç kupayı kazanan gerçekten Hamza Hoca mıydı?

Bu başlığı bundan bir ay önce atacaktım, gecikmenin sebebi tam zamanlamayı aramaktı. O da nedir, taraftarın en küçük yenilgide tepki göstermesiydi.

Çalıştırdığı dönemde 2000-02 yıllarında Premier Lig kupası hariç Avrupa’da UEFA dâhil tüm kupaları kazanmış Houllier Liverpool taraftarı için hala efsanedir. Zaman zaman stadyumda Houllier posterleri asılır.

İstanbul’da unutulmaz bir final sonucu Milan’ı yenerek Şampiyonlar Ligi Kupasını kazandıran Benitez de Liverpool taraftarı için bir efsanedir.

Ferguson'u Wenger'i saymıyorum bile...

Galatasaray’dan örnek vererek devam edelim; Fatih Terim taraftar için efsanedir.

Efsane midir?

Dahası bu üç kupanın başarısı Hamza Hoca’ya mı aittir?

Bu sorunun cevabını dün gece Galatasaray tribünleri verdi. Türkiye dâhil olmak üzere dünyanın hiçbir futbol ülkesinde böylesine gösterişli bir kupa koleksiyoncusuna bu kadar kısa sürede tepki gösterilmez.

Her ne kadar yanlış kadro çıkartırsa çıkartsın, kimi nerede oynattığını bilemez hale gelsin böyle bir gerçeklik yoktur.

Peki Hamza Hoca bu tepkiyi hak ediyor mu?

Diyelim ki bu üç kupanın alınmasında Hoca’nın etkisi yok veya önemli değil, istifaya davet mi edilmelidir?

İşte en kritik soru budur.

Hamza Hoca’nın geleceğini belirleyecek olan gizli cevap burada gizlidir.

Galatasaray Camia olarak Hamza Hamzaoğlu’nun yeterli olduğuna inanıyor mu?

Futbolcular bu teknik adama saygı duyuyor mu, devam etmek istiyorlar mı?

Türkiye’de her şey algı üzerine kurulmuştur.

Bir teknik adam çıkar kendisini olmadığı kadar efsane haline getirir ve yıllarca bunun nemasını toplar, kimileri de teknik bilgi ve becerisini kanıtlayacağı küçük bir zaman aralığı bile bulamaz.

Kuşkusuz bu hayatın her alanında hepimizin yaşadığı bir gerçektir.

Dünkü maç?

Biz daha temel bir takım kurguları çözememişken aldığımız galibiyetlere sevinmenin ya da kaybetmenin değerini nasıl ölçebiliriz ki?

http://twitter.com/uzaygokerman