Susurluk şoförü hala kamyonunda

BİR ZAMANLAR GÜNDEMDEYDİSusurluk şoförü hala kamyonunda
Kamyonuyla yaptığı kazayla, siyasetçi - mafya - polis üçgenindeki kirli ilişkileri açığa çıkardı
GÜLAY FIRAT

Şöför Hasan Gökçe’yi Türkiye Susurluk kazasıyla tanıdı. Gökçe, 20 RC 721 plakalı kamyonuyla, 3 Kasım 1996’da Susurluk’ta neden olduğu kazayla "Siyasetçi - mafya - polis" üçgenindeki kirli ilişkilerin ortaya çıkmasını sağladı. DYP Urfa Milletvekili Sedat Bucak’a ait Mercedes otomobilin, Hasan Gökçe’nin kamyonuna arkadan çarpması sonucu gerçekleşen kazada; otomobili kullanan Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ, "reis" lakablı bir dönemin güya aranan ünlü "ülkücü"sü Abdullah Çatlı ve Gonca Us adlı bir kadın hayatını kaybetmiş, Sedat Bucak da yaralı olarak kurtulmuştu.
Gökçe, tahmin bile edemeyeceği bir kaza sonucunda, bir emniyet müdürü, aranan bir kanun kaçağı ve bir milletvekilinin kirli ilişkilerini aydınlatmıştı. Artık onun kamyonu hafızalara kazınmıştı. Ancak, halkın gözünde suçlu görülmese de, yargı onu mükafatlandırmadı. "Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmaktan" yargılandı. 3 yıl hapis, 945 bin lira para cezasına çarptırıldı. Susurluk çetesinin mensupları 4.5 yıl sonra ceza aldı ama hiçbir çeteye mensup olmayan Gökçe Susurluk’tan ilk cezayı alan kişi oldu. 58 gün hapis yattı. Kalan hapis cezası paraya çevrildi. Hakkında ölen polis müdürü Hüseyin Kocadağ’ın eşi Kıymet Kocadağ tarafından 1 milyarlık manevi tazminat davası açıldı. Ancak mahkeme 100 milyonluk manevi tazminatı yeterli buldu. Yine de ucuz kurtulmuş sayılabilirdi.
Bu arada Buldan’ın ANAP’lı Belediye Başkanı Veli Başdurnalı, Gökçe’nin tahliyesinin ardından kendisini ziyaret edip, kamyon şoförüne yapılacak toplu konuttan bir ev vaad etti. Ancak bu vaad gerçekleşmedi. Verilen söz tutulmadı. Gökçe, şimdi ev kirasını bir araya getirmekte zorlandığını söylüyor.

Temiz siyaset özlemi
Temiz siyaset özleminin sembolü haline gelecek olan kazanın kamyon şoförü Gökçe, kaza sonrası peşinden koşanların artık kendisini hiç aramadığını söylüyor. Kaderiyle başbaşa bırakılmasının üzüntüsünü yaşıyor.
Kaza sonrasında bir süreliğine ara vermek zorunda kaldığı mesleğine geri dönen Gökçe, direksiyon sallamaya devam ediyor. 4.5 yıldır yaşadıklarını da çok sıkıntı verici buluyor. "Ekmek parası için koşturuyorum. Yaşamak için çalışmak zorundayım" diyor.

‘Kamyon asıl bana çarptı’ Susurluk şöförü Hasan Gökçe, Susurluk davasının karara bağlanması üzerine yorum yapmaktan kaçınıyor. "Ben şoförlüğe devam etmek zorundayım. Elimden başka bir iş gelmiyor. Kamyonculuğa devam" diye konuşuyor.
Gökçe yaşadığı rahatsızlığı, "Asıl kamyon bana çarptı. Ne rüyamda, ne de yaşamımda bana rahat yok" sözleriyle dile getiriyor. Dumlupınar Üniversitesi Matematik bölümünde okuyan oğlunun eğitimine ara vermek zorunda kaldığını söyleyen Gökçe, "Bu davalar yüzünden oğlum üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı. Zaten üniversitede bir evlat okutmak çok zor, 300 - 400 milyon lira lazım. Hepsi üst üste gelince oğlanı üniversiteye bu yıl gönderemedim" diyor. "Ne kahramanım, ne de ajan" diyen
Gökçe, uzun yola çıktığında ekonomik sıkıntısından başka bir şey düşünmediğini belirtiyor.



ENTELLEKTÜEL BAKIŞ