04.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
BELMA AKÇURA/okur@milliyet.com.tr
bakcura@milliyet.com.tr
2000’li yılların başında İngiltere’nin önde gelen basın denetim ve eleştiri kuruluşu PressWise, intihar haberleri üzerine çok kapsamlı bir araştırma yapmış, 40 sayfalık raporda sansasyonel başlıklar, intihar yönteminin tasviri ve ünlü kişilerin intiharlarının buna eğilimli insanlar üzerindeki etkisini ortaya koymuştu.
Dünyada da tartışılıyor
Dünya Ombudsmanlar Örgütü’nün (ONO) 2002’de gündemini intihar haberlerine ayırmış olması da bu konunun önemine işaret etmekte. Milliyet’in yayın ilkeleri gereği istisnai durumlar dışında intihar haberlerini vermemeye dikkat ettiğini biliyoruz. Gazetede yer bulan bir intihar haberinin dili konusundaki hassasiyet ise unutulmuş gibi...
Medyada da geniş yer bulan iki rektörün intiharı bir haberdir. Ancak Milliyet’in rektörlerden birinin intiharına ayrıntılarıyla yer vermesi bazı okurlarımızı rahatsız etti.
Erzurum’da Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak’ın nasıl intihar ettiğine ilişkin ayrıntılar, haberi intihar yönteminin tasviri konusunda sorunlu hale getirmiştir. Bu tür olayların nasıl kaleme alınacağı, haberin nasıl ne şekilde okurla paylaşılabileceği yazıişleri ve haber merkezlerinin üzerinde tartışması gereken bir konudur.
Gazetecilere rehberlik anlamında intihar haberleriyle ilgili ilkeler oluşturulmadığı sürece intihar haberleri toplum için bir virüs gibi ‘tehdit’ olmayı sürdürecektir.