Silivri'deki yazlığında 10 gün önce geçirdiği kalp krizi nedeniyle hastanede tedavi gören Dündar Kılıç, dün vefat etti.
Amerikan Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde solunum cihazına bağlı olarak yaşatılmaya çalışılırken, önceki gün mide kanaması geçiren Kılıç, dün saat 15.00'de hayatını kaybetti.
Kılıç'ın ölüm nedenini "multiorgan yetersizliği" olarak açıklayan Amerikan Hastanesi yetkilileri, 2 Ağustos'ta hastaneye getirilen Kılıç'ın yoğun bakım servisinde kaldığı sürece durumunda bir iyileşme görülmediğini bildirdiler.
Yeraltı dünyasının ünlü babalarından Dündar Kılıç, 1934 yılında Trabzon Sürmene'de doğdu. Gözaltılar hariç, hayatının 21 yılını cezaevinde geçiren Kılıç'ın adı "babalar operasyonu" ve 1984 başında "teşekkül halinde uyuşturucu ihraç etmek" suçlaması ile gündeme oturdu. Son cezaevi serüvenini 1989 başında tamamladı.
"Mafya" yakıştırmasını hep reddeden Kılıç, kızının tanımıyla "kabadayılığı" yeğledi. Yeraltı dünyasına, özellikle gazino ve kumarhanelere ilgi duydu.
Adı, 1994 yılında Emlakbank eski Genel Müdürü Engin Civan'ın vurulmasıyla başlayan Civangate skandalına da karıştı. En büyük acısını kızı Uğur Kılıç'ın 1995'te eski damadı Alaattin Çakıcı'nın talimatıyla Uludağ'da öldürülmesiyle yaşayan Kılıç, önce kızının öldürülmesinden MİT'çi Mehmet Eymür'ü sorumlu tuttu. Daha sonra kızının Civangate skandalının ardından Özallar tarafından öldürtüldüğünü iddia etti.
Dündar Kılıç zaman zaman eski damadı Çakıcı tarafından tehdit edildiğini açıklamıştı. Sıkça ölüm tehditi içinde yaşadığını ifade eden Kılıç, Çakıcı'yı suçlayarak, kendisini öldürtmek üzere Yeşil'i kiraladığını da iddia etmişti. Kılıç, Yeşil'i kiralamak için MİT muhbiri Tarık Ümit'in aracılık yaptığını öne sürmüştü.
Kılıç aynı zamanda Cem Reklamcılık ve Pazarlama ve Limited, Şan Gıda Pazarlama Sanayi Ticaret A.Ş. ve Ser Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited şirketlerinin kurucu ve ortaklarındandı.
Uğur, Cenk Ali, Ergun, Dünya ve Fatma adlarında beş çocuk sahibi olan ve 1995'ten beri kanser olduğu bilinen Kılıç, çeşitli tarihlerde hastanede tedavi altına alınmıştı.
23 yıl ‘içeride’ yaşadı
14 yaşında polis kayıtlarına geçti, 20'li yaşlarda "kabadayı" oldu. Adı, üç cinayet ve 50'nin üzerinde yaralama olayına karıştı. Nezarethanelerde geçirdiği iki yılla birlikte ömrünün 23 yılı hapiste geçti. Üç kez öldürülmek istendi. İstanbul'daki saldırıda tetikçinin kurşunu ciğerlerini parçaladı.Atilla GünerKaradeniz yapımı tabancayı ilk kez kavradığında, iki haneli yaşlarının ilk günlerindeydi. Dokuzdan ona yeni tırmanıyordu Sürmeneli Dündar. O an, havaya sıkılan ürkek ilk kurşun; ateşin, barutun, mahpusluğun hiç eksik olmayacağı bir maratonun "start" fişeği gibiydi. Herkesin koştuğu kulvarda değildi o. Koşup serpildikçe, kendine özgü kuralları yürürlüğe soktu. Kendisi gibi aynı atleti giyip koşan eski maratonculardan çok şey öğrendi, tribünlerin nabzını tuttu. Parkuru belirleyen çizgilerde bir görünüp bir kayboluyordu.
54 yıl boyunca - sadece emniyet birimlerine gidişi dışında- hep yanında taşıdı silahını. Tribünler bu koşuyu -hani televizyon
haberleri öncesi altyazılarda geçer ya- "soluk soluğa" izledi. Yasalara bağlı olduğunu, polise saygı duyduğunu söylerdi, ama, kendisini hep "başka bir alem"in anayasasına bağlı hissetti. Koşu sırasında kendisine su serpiştiren, sonradan ceketlenip saygıyla önünü ilikleyen izleyenlerine, "Düzen kahpe" diyor, "Gelir dağılımı bozuk" diye bağırıyor ve Roben Hood'ca bir şeyler fırlatıyordu önlerine...
Son Kabadayı
1935 yılında Trabzon Sürmene'ye bağlı Baştımal köyünde dünyaya gelen Dündar Kılıç, 20'li yaşların ortasında yeraltı dünyasının "hatırı sayılır" kabadayılarından biri oldu. Vurdu, vuruldu, onlarca davada yargılandı, nezaret süreleriyle birlikte yaklaşık
çeyrek yüzyıl demir parmaklıklar arasında yaşadı. Yeşil çuhalarda döndürülen kağıtlar, atılan barbutlardan payına düşeni, "Bir sana, bir ona, bir bana" diye üleştirmeyi çok severdi. Özgür kaldığı dönemlerde, ticari faaliyetten elde ettiklerini çevresindeki yoksullara da dağıttı. Yeraltı dünyasına yönelik "babalar operasyonu"nun banko sanıklarındandı. Ülkesiyle ilgili tahlilleri, kabadayılık jargonuna kazandırdığı ilginç yaklaşımlar ve sekiz bin kitaplık zengin kütüphanesi Kılıç'ı farklı kılan en önemli özelliklerdendi.
Cezaevinde bir ömür
Usta gazeteci Halit Çapın'a anlattığına göre Kılıç, 14 yaşındayken polis kayıtlarına ilk kez, öldürücü bir bıçak taşıdığı için geçti. 18 yaşında ise mahallede topunu alan "Boksör Erci"yi işkembeciden kaptığı bıçakla yaralayınca cezaeviyle tanıştı ve ilk cezası 6 ay 20 gün olarak kesildi. Yıllar geçti, polisteki siciline onlarca suç eklendi: Üç cinayeti, 50'nin üzerinde yaralaması olan Kılıç, nezaret süresiyle beraber toplam 23 yıl "içerde" yaşadı.
Yılmaz Güney'den Yaşar Kemal'e
Neredeyse ömrünün yarısını cezaevlerinde geçiren Kılıç; çoğu şehirlerarası yolculuğa bilet rezervasyonu yaptırmaya vakit bulamadan çıktı. Çünkü onun biletini hep cezaevi idaresi kesti ve sürekli zırhlı mahkum aracıyla ilden ile dolaştı. İşte dolaştığı cezaevleri: Sağmalcılar, İzmit, Paşakapısı, Toptaşı, Ankara Merkez, Ayaş, Sultanahmet, Tekirdağ Cezaevleri ile askeri müdahaleler sonrası Mamak, Kabakoz, Kartal Maltepe, Alemdağ, Davutpaşa ve Diyarbakır cezaevleri.
Kılıç'ın "hocalarım" dediği cezaevleri dostları arasında şu ünlü isimler vardı: Yılmaz Güney, Emekli General Cemal Madanoğlu, Yaşar Kemal, İlhan Selçuk, Sabahattın Eyüboğlu , Şadi Alkılıç, Oktay Kurtböke, Çetin Özek.
YARIN: Ağıtlara konu olan cinayet