The OthersBir milyon kişilik hata

Bir milyon kişilik hata

09.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir milyon kişilik hata

Bir milyon kişilik hata

Bir milyon kişilik hata
Auschwitz Kampı'nda milyonlarca insanı yakan Nazi liderlerinden Rudolf Hess, sorgusunda verdiği ifadenin sonradan tek bir noktasını düzeltti. İfadedeki tek yanlış neydi? Olayın üç tanığından biri tercüman Harry Fiss, Hess'in o gün neye itiraz ettiğini New York Times Magazine'e anlattı.

Adalet Sarayı'nın labirent gibi, loş koridorları hala gözümün önünde. Özellikle sorgulamanın yapıldığı 167 numaralı oda. Rudolf Hess odaya girdiğinde hissettiklerimi asla unutmayacağım. Birden oda buz gibi oldu ve nefesim dondu.
1945 sonbaharında 19 yaşındaydım ve Nuremberg Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde tercümanlık yapıyordum. Viyana'da büyümüştüm. Nazizmin yayılmaya başladığı yıllarda Hitlerci gençler tarafından birçok kez acımasızca dövülmüştüm. II. Dünya Savaşı patlak vermeden hemen önce ailemle Viyana'dan New York'a kaçmayı başardık. Amerikan ordusuna yazıldım. Onbaşı oldum ve Nuremberg'e yollandım. Orada Booth adındaki bir avukata asistanlık yapmaya başladım. Bu yüzden Auschwitz Kampı'nın eski kumandanı Rudolf Hess, kendi ölüm emrini imzaladığında tercüman olarak onların yanındaydım.
Bir zamanların görkemli kumandanı, yine topuklarını birbirine vurup, karşımızda duruvermişti. Ama bu kez boyun eğen bir köleydi. Ve üstü başı dökülüyordu.
İşte bu tanınmadığınız Hess'ti. Dünyanın en büyük katliamının emrini veren bu adam benim de celladım olabilirdi. Ona bağıra bağıra küfretmek istedim ama öylece donakaldım. Hess sessizce oturdu, bacak bacak üstüne attı, ellerini de kucağında birleştirdi. Ne yapıyordu? Dua mı ediyordu? Yüzüğüne dikkat ettim. Evliydi. Bu adam baba ve koca mıydı? Bir insan mıydı yani? Neydi? Onlarca yıl sonra "Sophie'nin Seçimi" filminde William Styron bu sorulara cevap bulmaya çalışacaktı. Booth ona adını ve rütbesini sordu, çevirdim. Ardından bir zamanlar Auschwitz Toplama Kampı'nın kumandanı olup olmadığını sordu. Başıyla hafifçe onayladı. Gözlerinde ne bir ifade ne bir renk vardı. Booth bana dönüp, ona bir sigara vermemi söyledi. Kendimi toparlayıp, elimi pakete uzatamadım. Uzun sessizliğin ardından sonunda Booth sigarayı ona uzattı.
"Bu ifadeyi imzalamayı kabul ettiğini söyledin," dedi Booth. Hess inceledi ve "Evet ama... Ama burada haziran 1941 ile 1943'ün sonu arasında üç milyon kişinin gaz odalarında öldürülmesi emrini verdiğim yazılı," dedi. Booth "Evet, sorun ne? Bize böyle demiştin," dedi, soran gözlerle. "Hayır, korkarım yanlışınız var. Ben size iki milyonunun gaz odasında öldüğünü söyledim. Diğerleri başka nedenlerden öldü." "Başka nedenler?" "Evet, kötü beslenme, dizanteri, tifüs..." Booth anladığını söyledi ama şaşkındı. Hess'e kalemi uzatıp, değiştirmesini söyledi. Hess kalemi aldı. "Üç milyon"un üzerini çizip, "iki milyon" yazdı. Çizerken kalemin çıkardığı sesi asla unutmayacağım. Sonra ifadesini imzaladı ve mürekkebi kurutmak için kağıda üflemeye koyuldu. Sonra ne olduğunu hatırlayamıyorum. Hess'in gidişini bile... Her şey bir hayal miydi? Ama imzalanmış ifade orada duruyordu. Sigarası da kültablasında yanıyordu...