Tarih Kurumu’nun Ata’nın mektuplarını tahrif ettiğini söyleyen Dr. Eren Akçiçek, ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ sözünün de rivayet olduğu iddiasında
Atatürk’e ait olduğu iddia edilen veciz sözlerin en bilinenlerinden biri ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’dir. Ancak, bir doktor, Eren Akçiçek, “Atatürk’ün sağlığı, hastalıkları ve ölümü" adlı doktora tezinde, işte bu ünlü sözün bir rivayetten ibaret olduğunu iddia ediyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı’nda 1.5 yılda hazırladığı tez çalışmasını, 10 Kasım’dan önce kitap olarak bastıracak olan Akçiçek, bu çalışması için bine yakın kaynak incelemiş.
Mektup çarpıtılmış
Tezinde Atatürk’ün karaciğer sirozunun geç teşhis edildiğini savunan Dr. Eren Akçiçek, ayrıca Mustafa Kemal’in mektuplarının da tahrif edildiğini öne sürüyor.
Dr. Akçiçek, Atatürk’ün, 14 Haziran 1938’de Savarona yatından o zaman İsviçre’de tarih eğitimi gören Prof. Afet İnan’a yazdığı mektubun bir fotokopisini İnan’ın kızı Arı İnan’dan Dr. Engin Berber aracılığıyla aldığını belirtiyor.
Akçiçek, bu mektubu Türk Tarih Kurumu’nun kitaplarında yer alanla metinle karşılaştırdığında mektubun ‘tahrif’ edildiğin tespit etmiş.
Atatürk’ün imzasını taşıyan orjinal mektupta aynen şöyle denilmektedir: “Vaziyetim şudur; Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalığım durmamış ilerlemiştir." Ancak bu ifadenin, TTK’nın 1981 ve 1989 yıllarında iki kez bastırdığı “Prof. Dr. Afet İnan’ın Atatürk’ten mektuplar" adlı kitapta eksik verildiğini açıklayan Akçiçek şöyle konuştu:
“Atatürk’ün mektubundaki ‘Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri nedeniyle kısmı’ çıkarılarak sadece, ‘Vaziyetim şudur; hastalık durmamış ilerlemiştir’ ibaresi verilmiştir. ‘Tarih tahrif edilemez’ diyen Atatürk’ün mirasını bıraktığı TTK’nın hangi düşüncelerle bunu yaptığını anlamak mümkün değil."
Akçiçek, ayrıca TTK’nın kitaplarında yer alan mektubun tarihinin de 14 Nisan olarak yanlış yazıldığını kaydetti.
Rivayet iddiası
Atatürk’ün, ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ sözünün de delili olmadığını belirten Dr. Akçiçek, araştırmaları sırasında hiç bir kaynakta bu veciz söze rastlamadığını belirtirken şöyle konuştu:
“Bu sözün söylendiği kesin değildir, söylendiği rivayet edilir. Atatürk’ün söylev ve demeçlerinde böyle bir istek ve direktife rastlanmamıştır."
Atatürk’ün tedavisini Türk doktorların yanı sıra altı yabancı doktorun yürüttüğünü anımsatan Akçiçek, Prof. Cemalettin Öner’in de bu sözün gerçek olmadığını yazdığını söyledi.
‘Raporlar ortada yok’
Halen Ege Üniversitesi’nde Gastroenteroloji uzmanı olarak çalışan Dr. Eren Akçiçek, Atatürk’ün teşhis konulana kadar geçen dört ay boyunca hastalığını bilmeden yaşadığını belirtti. 28 Şubat 1938’de Türk hekimlerinin, 12 Mart 1938 günü Alman Dr. Erich
Frank ve 28 Mart 1938’de Prof. Dr. Noel Fiessinger’in yaptığı muayene raporlarını Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde bulamadığını söyleyen Akçiçek, Dr. Mehmet Kamil Berk’in tuttuğu günlüğün de “ortada olmadığını" ifade etti.
Geç teşhis
Atatürk’e ilk teşhisin 22 Ocak 1938’de konulduğunu ancak 17 Ekim’e kadar dile getirilmediğini belirten Akçiçek, “O günlerde tıpta modern imkanlar yoktu. Ancak klinik olarak bir karaciğer hastalığının düşünülmesi gerekirdi. Uzun süre alkol kullanan bir kişide halsizlik, güçsüzlük, soğuğa direnç azalması, renginde değişiklik, kaşıntı, burun kanamaları gibi karaciğer yetmezliği belirtilerine niçin dikkat edilmediğini anlamak mümkün değildir" diye konuştu.
Atatürk, ölmeden yaklaşık 7 ay önce yazdığı mektubunda da, sağlığının tüm müdahalelere karşın bozulduğunu, kendi el yazısıyla şöyle anlatıyor:İstanbul Savarona Yatı, 14.4.1938H. R. Soyak ile benden mektup beklediğini bildirmiştim. Arzun her gün hatırımdadır. Şifahen Celal’e telefonla bildirmek üzre söylemekteyim. Ancak henüz kendim bir şey tespit edemedim.Vaziyetim şudur; hastalık durmamış, ilerlemiştir. Vakitsiz ayağa kalkmak, yürümek, hususile burundan yapılan atuşman üzerine gelen kusma neticesi; yapılan istirahatları hiçe indirmiştir. İstanbul’a gelince, hükümet reyimi almağa dahi lüzum görmeksizin, Fissenje’yi getirtti. Yeniden tetkik, muayene yapıldı. Karaciğeri eski halinden farksız ve karnı birkaç kiloluk müterakim su ve gaz dolayısiyle şişkin ve defigüre bir halde buldular. Şimdilik Temmuz on beşe kadar yeni tretman ve yeni rejim tahtında repo apsolüyü zaruri buldular. Bunun esası da yatak ve şezlong istirahitidir. Bu müddet sonunda Fissenje tekrar gelecektir. Ahvali umumiyem eyidir. Tamamen iadeyi afiyet ümit ve vaadi kuvvetlidir. Senin için asla mucibi merak ve endişe olmamalıdır. Serin kanlılıkla imtihanlarını vererek muvaffakiyetle avdetini bekler ve muhabbetle gözlerinden öperim.İkamet için Savarona’yı tercih ettiler. Yat şimdilik saray karşısında demirlidir.Malumun olan devlet işleri için Başbakan ve diğer bakanlar sık, sık gelip yatta misafir olmaktadırlar.Nutkunu Şükrü Kaya Türkçeye çevirmektedir. Matbuata verilecektir.