11.09.2021 - 11:58 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - Milliyet.com.tr Mostar, Bosna-Hersek Federasyonu'nun Hırvat ağırlıklı Hersek bölgesinin yönetim merkezi konumundadır. Neretva nehrinin ikiye ayırdığı kentin doğusunda Boşnaklar, batısında ise Hırvatlar yaşamaktadır. Yugoslavya'daki iç savaş öncesinde bölgede Sırplar da yaşamaktaydı. Üstelik bu üç etnik unsur da kentin farklı bölgelerine dağılmış bir biçimde yaşamaktaydı.
BİR OSMANLI KENTİ
Büyük bir bölümü Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı topraklarına katılan Bosna, zaman içinde imparatorluğun en önemli topraklarından biri haline gelir. Önemli devlet adamlarının, sanatçıların yetiştiği bir coğrafya olan Bosna beş asır boyunca farklı inanç ve etnik unsurlarının bir arada yaşadığı yer olma özelliği taşıyor.
MİMAR SİNAN'IN ÖĞRENCİSİ İNŞA ETTİ
1468 yılından itibaren Osmanlı hakimiyetine giren Mostar, hızlı bir biçimde imar edilip bölgenin önemli merkezlerinden biri haline gelir. Osmanlı öncesinde seyrek nüfuslu bir bölgeden öteye geçmeyen Mostar, 15. yüzyılın sonlarından itibaren hanları, camileri, çarşısı ve en nihayetinde de dünyaca ünlü köprüsüyle Balkanların önemli bir kenti haline gelir.
Neretva nehrinin her iki yanında bulunan Velez ve Hum dağlarına doğru genişlemeye başlayan Mostar'ın iki yakasını birleştirmek amacıyla Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafında ünlü köprü inşa edilmiştir. 1556 yılında kullanıma açılan köprü için 456 kalıp taş kullanılmıştı. Bu tarihten itibaren iki yakayı birleştiren köprü, bölgeyi ziyaret eden seyyahların seyahatnamelerinde de hayranlık ifadeleriyle kendisine yer bulur. Mostar'ı görmeye gelenler arasında Evliya Çelebi de bulunmaktaydı.
EVLİYA ÇELEBİ'DEN ÖVGÜ
Mostar'a gelir gelmez gördüğü manzara karşısında çok etkilenen Evliya Çelebi, kentte üç binden fazla konut ve 45 caminin bulunduğunu belirtirken Mostar Köprüsü'ne duyduğu hayranlığı da kaleme aldığı seyahatnamesinde okurla paylaşır. Dünyaca ünlü gezgin seyahatnamesinde Mostar Köprüsü'nden bahsederken şu satırları tarihe not düşmüştür: Köprü, göğe yükselen, bir uçurumdan diğerine uzanan bir gökkuşağı kemeri gibidir... Ben Allah'ın zavallı bir kulu olarak 16 ülkeden geçtim ama hiç bu kadar yüksek bir köprü görmedim.
Bununla birlikte özellikle 19. yüzyıldan itibaren bölgeyi daha fazla ziyaret etmeye başlayan Batılı gezginler de köprünün estetiğinden çok etkilenip duydukları hayranlığı kaleme aldıkları seyahatname ya da günlüklerine not düşerler.
OSMANLI DÖNEMİNE VEDA
Sokullu Mehmet Paşa ve Rüstem Paşa gibi Osmanlı tarihine damga vuran pek çok önemli devlet adamının dünyaya geldiği Bosna toprakları, 1878 yılında Avusturya tarafından ilhak edilir. Bu ilhak Bosna'da yaşayan neredeyse herkes tarafından büyük bir tepkiyle karşılaşır. İlhak sonrası Boşnaklar Osmanlı topraklarına göç ederken, bölge çok çalkantılı bir sürece adım atar.
Öyle ki 1914 yılına gelindiğinde Bosna'yı ziyaret eden Avusturya veliaht prensi Arşidük Franz Ferdinand, Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından Saraybosna'daki ünlü Latin Köprüsü yakınında vurularak öldürülür. Bu cinayetten 39 gün sonra da Birinci Dünya Savaşı başlar birçok cephe açılır. Savaş sonunda da aralarında Osmanlı, Rusya ve Avusturya'nın da bulunduğu imparatorluklar parçalanır.
MOSTAR İÇİN SANCILI YILLAR
Birinci Dünya Savaşı sonrası Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı'nın bir parçası haline gelen Mostar, kısa bir sürenin ardından dünyanın yeniden içine girdiği çatışma sarmalının parçası olur. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın işgaline uğrayan bölge, savaştan sonra Tito önderliğinde kurulan Yugoslavya'nın bir parçası olur.
Tito idaresinde nispeten huzurlu bir dönem yaşayan Mostar bu dönemde Osmanlı ve Avusturya döneminden kalma yapıların yanı sıra yeni binaların inşa edildiği Mostar, tarih ve modern dönemi bir arada yaşatmaya başlar. Ancak 1992'de Yugoslavya'nın dağılma sürecinde Bosna'da başlayan ve üç yıl süren iç savaş Mostar'da büyük kayıplara neden olur. Savaş sırasında kentte yaşanan can kayıplarının yanı sıra Mostar ile özdeşleşen Osmanlı eseri köprü Hırvat uçakları tarafından yıkılır.
KÖPRÜ YENİDEN AYAKTA
2004 yılında aslına uygun biçimde Türkiye'nin öncülüğünde yeniden inşa edilen ve bu sırada da Neretva nehrinin serin sularında yıllardır bekleyen eski yapının kalıntılarının kullanıldığı Mostar Köprüsü, günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Öyle ki köprüde asırlık gelenekler yeniden hayat bulmaya, eski konserler de tekrarlanmaya başladı.
Yüzlerce yıl önce aşık olduğu ikna etmek isteyen Mostarlı gençler sevgilerini ispat etmek için 29 metre yüksekliğindeki bu köprüden atlarmış. Mostar Köprüsü'nden Neretva nehrinin serin sularına atlayış gerçekleştiremeyen genç erkeklerin evlilik talepleri Mostarlı kızların aileleri tarafından kabul edilmezmiş. Günümüzde de bu gelenek çeşitli yarışma ve organizasyonlarla sürdürülmektedir.