Varlığını sürdürdüğü dönemde güneydoğu Avrupa'nın en büyük ülkesi olan Yugoslavya günümüzde yedi farklı ülkeye bölünmüş durumda. Yunanistan sınırından Avusturya sınırına kadar uzanan geniş coğrafyada kurulu olan Yugoslavya'dan günümüze büyük bir nostalji kaldı.
Yugoslavya, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi işgaline karşı yerel halkın gösterdiği direnişle kurulan ve 1992 yılında dağılana kadar Avrupa'nın en büyük ülkelerinden biri olarak varlık gösterdi. Bu ülkeden ise günümüzde Sırbistan, Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Kosova ve Kuzey Makedonya doğmuştur.
Josip Broz Tito önderliğinde kurulan Yugoslavya gerçek manada bir modern Babil Kulesi olma özelliği taşıyordu. Sırp, Hırvat, Sloven, Boşnak, Arnavut, Macar, Türk ve daha birçok halkın yaşadığı Yugoslavya çokkültürlü yapısını 1992 yılına kadar ara ara gösteren bunalımlara rağmen sürdürmeye başardı.
1992'de dağılmaya başlayan, ilk olarak da Slovenya ve Hırvatistan'ın ayrıldığı Yugoslavya'dan son olarak 1999'da Kosova, NATO müdahalesiyle ayrılmış 2007'de de resmen bağımsızlığını ilan etmişti. Kuzeyde İtalya, Avusturya, Macaristan, doğuda Romanya, Bulgaristan, güneyde ise Arnavutluk ve Yunanistan ile komşu olan Yugoslavya'nın batısı Adriyatik denizi boyunca uzanıyordu.
255 bin kilometrekarelik bir büyüklüğe sahip olan Yugoslavya'da yapılan son sayıma göre toplam 22 milyon kişi yaşıyordu. Günümüzde de Sırbistan'ın başkenti olan Belgrad, Yugoslavya döneminde de bu unvana sahipti. Günümüzde büyük bölümü Hırvatistan topraklarında kalan Adriyatik kıyıları o dönemde turistler tarafından rağbet görüyordu. Game of Thrones dizisinin de çekildiği Dubrovnik bu açıdan büyük bir şöhrete sahipti.
Yugoslavya denince akla gelen ilk şeylerden biri de kuşkusuz spor. Sadece futbol değil başta basketbol ve yüzme olmak üzere hentbol ve voleybolda da Yugoslavya dünya çapında başarılar elde etmiş bir ülkeydi. Avrupa'nın pek çok liginde top koşturan Yugoslav futbolculardan Türkiye de üzerine düşen payı aldı. Cevad Prekazi, Şekerbegoviç, Simoviç bu dönem Türkiye'de top koşturmuş önemli futbolculardı. Öte yandan Kızılyıdız, Dinamo Zagreb gibi güçlü takımlar Avrupa futboluna damga vurmuştu.
Basketbolda da durum pek farklı değildi. Avrupa basketbolunun bir numaralı ülkesi olan Yugoslavya, pek çok ünlü basketbolcuyu yetiştirmişti. Bunlardan ilk akla gelen de kuşkusuz Drazen Petroviç'tir. Almanya'da geçirdiği bir kazada hayatını kaybeden basketbol efsanesinin yanı sıra Zeljko Obradoviç, Toni Kukoç, Corceviç ve Vlade Divac gibi yıldızlar Yugoslavya forması giymişti.
Avrupa'nın kavşak noktalarından biri olan Balkanlarda yer alan Yugoslavya doğal olarak zengin bir kültürü de barındırıyordu. Türk, Sırp, Arnavut, Macar, Hırvat, Boşnak kültürlerinin kaynaştığı Yugoslavya'da müzikal çeşitlilik de öne çıkan unsurlardan biriydi. Goran Bregoviç, Dino Merlin, ve Esma Recepova bu zenginliğin akla ilk gelen örneklerinden.
Arizona Dream, Çingeneler Zamanı gibi kült filmlere imza atmış olan Emir Kusturica gibi önemli bir yönetmenin de yaşadığı ülke olan Yugoslavya bu yönüyle de hatırlanıyor.
Yugoslavya'yı öne çıkaran bir diğer nokta, Tüm ülkelere yayılmış olan ve o devirde inşa edilen anıtlardı. Yugoslav ekolünün parçası olan bu heykeller günümüzde de turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Bunlardan biri de Kuzey Makedonya'daki Kruşevo Anıtı'dır.
Yugoslavya denince akla gelen şeylerden biri de Türk işçilerin, çalışmak için gittikleri Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye ziyarete gelirken kullandıkları en uzun rota olmasıydı. Pek çok filme de konu olan bu durum hafızalardaki yerini koruyor.
Gelelim ülkenin başkenti Belgrad'a. Tuna ve Sava nehirlerinin kesiştiği noktada yer alan Belgrad, yüzlerce yıl boyunca Osmanlıların Avrupa'daki en önemli kalesi olma özelliği taşıyor. Günümüzde Kalemegdan, Terazija gibi yer adlarıyla bu kültürel miras hafızalarda yaşamaya devam ediyor. Belgrad'a en çok giden turist grubunun Türk vatandaşları olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Yugoslavya'nın bir diğer önemli kenti olan Zagreb, günümüzde de Hırvatistan'ın başkenti olarak büyük turistik cazibe halinde. Avusturya-Macaristan ve Yugoslavya döneminde inşa edilmiş yapıların iç içe yer aldığı Zagreb, tarihte iki düşman kentin savaşlarına son verip birleşmeleriyle kuruldu.
Hırvatistan'dan sonraki durağımız olan Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna, Osmanlı tarihi için de büyük bir öneme sahip. Zira Saraybosna, Osmanlıların Avrupa'da kurduğu kentlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde farklı inançların bir arada yaşadığı ve 1992-1995 yılları arasındaki kanlı iç savaşın izlerini silen Saraybosna, Türk turistlerin de Avrupa'daki uğrak rotalarından biri.
Yugoslavya, aynı zamanda Avrupa'da Osmanlı mirasını en çok hissedebileceğiniz yerlerden biriydi. Günümüzde de Kosova, Bosna-Hersek ve Kuzey Makedonya bu mirası en iyi yaşatan ülkeler. Kosova'da bazı belediyelerde Türkçe resmi dil statüsündeyken, Prizren, Saraybosna, Travnik, Üsküp gibi eski Yugoslavya kentleri bu mirası günümüzde de bünyesinde barındırıyor.
Hırvatistan ile birlikte Karadağ, bölgenin turizm açısında en çok öne çıkan coğrafyaları olma özelliği taşıyordu. Benzeri durum günümüzde de devam ediyor. Hırvatistan'ın Dalmaçya kıyılarının yanı sıra Karadağ'ın başta Budva ve Kotor şehirleri bölgenin en çok turist çeken yerleri.