04.03.2021 - 17:19 | Son Güncellenme:
Manisa şehri yüzyıllar boyu çok sayıda kültüre ev sahipliği yapmıştır. Zengin tarihi, kültürel mirası, kaplıcaları ve doğal güzellikleri ile dikkat çeken bir şehirdir. Manisa ilinde gezilecek yerler denildiğinde ilk olarak akla gelen yerler; kaplıcalar, müzeler, camiler, kaleler ve antik kentlerdir. Çok sayıda gezginin uğrak noktası onlarca yer Manisa’da bulunmaktadır. Bir kısmı şehrin merkezinde bir kısmı da şehir merkezinin dışında olmak üzere çok sayıda gezilecek yer için en az iki gün vakit ayrılmalıdır. Doğa tutkunları ile arkeolojiye ilgisi olan herkesin Manisa’yı ziyaret etmesi gerekir. Manisa şehri Şehzadeler şehri olarak da bilinir.Eşsiz güzellikteki doğa harikaları olan Kurşunlu Kaplıcaları, Kula Peri Bacaları, Ağlayan Kaya gibi birçok görülmesi gereken yeri bulunur. Aynı zamanda tarihi olarak önem arz eden Sardes Antik Kenti, Manisa Kalesi, Tyateria gibi başlıca yereler mutlaka gezilip görülmelidir. Manisa şehrinin kültürel ve tarihi geçmişine şahit olabilmek için mezar taşları, büstler ve lahitler ile dolmuş olan Manisa Müzesi gezilmelidir.
Spil dağının kuzey bölgesinin yamaçlarında ve Sandık Tepe’de kalıntıları bulunan bir kaledir. Dış ve iç kaleden oluşmaktadır. Manisa Kalesini kim, ne zaman ve neden yaptırmıştır bu bilinmemektedir. Magnetler tarafından yapılmış olduğu söylentileri de bulunmaktadır. Bizans mimarisine benzeyen mimari ögelerin bulunduğu görülmektedir. Beşgen bir plana sahip olan bu kaleye geçmişte Sandık Kale denilmiştir.
Şifa şehri olarak anılan Manisa’nın bu isim ile anılmasının sebebi bu şehirde bulunan doğal kaplıcalardır. Kaplıcalar içinde en çok ziyaret edilen kaplıcalar Kurşunlu Kaplıcalarıdır. Salihli ilçesine 5 km kadar uzaklıkta olan bu kaplıcalar Kurşunlu Çayı Vadisinde yer almaktadır. Yeşil dokusu, tesislerin bulunduğu konum ve manzarası ile hem kaplıca hem de piknik gibi günü birlik kullanımlar içinde ideal olan bir yerdir.
Tarihi olarak çok sayıda kalıntının bulunmuş olduğu Manisa şehrinde bir müze kurulabilmesi için 1934 senesinde çalışmalar yapılmıştır. Manisa halkı, halk evi ve öğretmenler çabalayarak tarihi eserleri toplamışlardır. Hemen ardından 1585 senesinde inşa ediliş olan Muradiye Medresesi 1937 yılından beri Manisa Müzesi olarak kullanılmaktadır. Çok sayıda antik şehirden çıkarılan eserler burada sergilenmektedir.
Akhisar ilçesinde bulunan ve antik çağdaki isimi ile Thyateira antik kentinde halen kazı çalışmaları yapılmaktadır. Bu antik kent hakkında M.Ö. 3. Yüzyıla ait solan en eski olan yazılı veriler bulunmaktadır. Makedonyalıların kuruş oldukları bir koloni şehri olduğu yapılan araştırmalar ile tespit edilmiştir.
Manisa şehri ile özdeşleşmiş olan bir dağdır. Tarihi, florası ve mitolojisi ile oldukça zengin bir dağdır. Çok sayıda mağarayı içerisinde barındırmaktadır. Gediz Nehri ovasından 60 metre yüksekte bulunur.
Spil Dağının eteklerinde bulunan Ağlayan Kaya efsaneleri ile dünya çapında ünlü olan bir kayadır. Spil Dağında bulunan bu kayanın bir efsanesi bulunmaktadır.
Milli Parklar Genel Müdürlüğünün doğal sit alanı olarak ilan edilmiş olan bu peri bacaları Burgaz Köyünün yakınında bulunmaktadır. Kapadokya’da bulunan Peri Bacalarına rakip olarak gösterilmektedir. Kuladokya’nın hangi senelerde oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Şiddetli rüzgârlar ve yağmurların sonucunda meydana geldiği düşünülmektedir. Kula ilçesine 16 kilometre kadar uzaklıkta bulunmaktadır.
Manisa sınırlarında kurulmuş olan Lidya Krallığının başkenti olan Sardes Antik Kenti Salihli ilçe sınırlarında bulunur. Demir Çağının en önemli imparatorluğu olan Lidya çok büyük bir imparatorluktur. Zenginliği ile yüzyıllar boyunca konuşulan Karun’un doğmuş olduğu ve yaşadığı yerdir. Paranın mucitleri olarak bilinen Lidyalılar ile ilgisi olduğu kanıtlanmış olan tek şehir Sardes Antik Kentidir.
1484 yılında Abdülmüin’in oğlu olan İvaz Paşa’nın yaptırmış olduğu camidir. Mutlu mahallesinde bulunur. Edirne’de bulunan üç şerefeli caminin daha küçük olan bir örneği olarak inşa edilmiş olan bu yapı tuğla ve kesme taş işçiliğinin kullanılarak 1484 senesinde İvaz Paşa yaptırmıştır. Osmanlı mimarisindeki örneklerden biri olması ile geometrik süslemeleri ile çini sanatı ile ve ahşap minberi ile oldukça güzel mimarisi bulunmaktadır. Tek minaresi bulunmaktadır.
Muradiye Cami Mimar Sinan’ın bir eseridir. Sultaniye semtinde bulunur. Üçüncü Murat adına 1583 ile 1585 seneleri arasında külliye olarak inşa ettirilmeye Mimar olan Mahmut Ağa başlamış fakat vefat etmesi nedeni ile kalan inşaatı Mimar olan Mehmet Ağa tamamlamıştır. Camide klasik Osmanlı mimarisi dikkat çekmektedir. Kesme taşlar kullanılarak yapılan bu caminin hemen yanında imarethane ve medrese bulunmaktadır.