Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Yılmaz Vural’ın Gençlerbirliği macerasının beklendiği şekilde sonuçlanmasından sonra tecrübeli teknik adam gazetecilerin karşısına geçip, uzun uzun dert yandı durdu.

Söylediklerinde gerçek payı yok mu?

Katılmadığım çok az şey söyledi; ancak onu dinlerken kendisini buraya getiren sürecin taşlarını nasıl elleriyle taşımış olduğunu da hatırlamadım değil.

Yılmaz Vural o kadar çok takım çalıştırdı ve değiştirdi ki üç büyükleri bir kenara koyarsak içinde bulunmadığı kulüp kaldı mı diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Haberin Devamı

Bu ülkede teknik adamların saygınlığının maalesef yine onlar tarafından yerle bir edilmiş olduğunu unutmamak gerekiyor.

Yılmaz Vural, Bosman Kuralını hatırlatarak yaşadığı şeyin de bir “Yılmaz Vural Kuralına” dönüşmesinin gerekliliğinin altını çiziyor.

Ne büyük bir ego!

Gençlerbirliği bu sezon kaç teknik adam değiştirdi?

4-5…

Peki, bu arkadaşlarımız birkaç maç sonra gönderileceğini bile bile neden Cavcav ile basın karşısında geçip, imza töreni yaptı? Neden Yılmaz Vural dâhil olmak üzere bir tanesi de çıkıp dik duruş sergileyip, “biz senin başkan olduğun kulüpte teknik adamlık yapmayacağız!” şeklinde bir açıklama yapamadı?

İşte bu duruştur gerçek anlamda futbolumuzdaki değişimi sağlayacak devrim!

Hiç bakmayın bu kadar söylenip, sızlandığına; Yılmaz Vural hem ülkemiz gerçeğini hem de Gençlerbirliği özelini en iyi bilen kişilerin başında geliyor.

Dahası zaten bu sorun olarak önümüzde duran kangreni yaratan şeyin de bir parçasıdır.

Bir numaralı kuraldır!

Sorunu yaratan eylemsellik asla çözümü sağlayacak fikrin bir parçası olamaz; dahası eğer bir çözüm arıyorsanız problemin nedeni olan kişilerle sonuca gidemezsiniz.

Ülkemiz maalesef bu türden hem sorun yaratan hem ondan şikâyetçi olup bir taraftan da düzenin sürmesi için çabalayan kişilerle doludur.

Yılmaz Vural kendisini mağdur görüyor. Ancak kapladığı ve bir türlü terk edemediği o makamın geriden geleceklere yol vermek üzere artık çekilmesi gereken bir yer olduğunun farkında bile değil.

Bir gerçeği ifade edelim; Yılmaz Vural bunca yıldır kendisine sunulmuş kaynakları, olanakları kullanamamış, değerlendirememiş “başarısız” bir teknik adamdır.

Haberin Devamı

Popüler veya sevimli olması bu sonucu değiştirmez.

Sadece Yılmaz Vural mı?

Hayır, İlhan Cavcav ne diyor?

“Bugün bir iki tanesi hariç tüm teknik adamları cebimden çıkarırım!”

İşte bizim çıplak gerçeğimiz budur!

Öyle olduğu için zaten başarılı olamıyoruz ve olamayacağız da!

Futbol artık basit bir oyun değildir!

Geçin bu basit ezberleri ve işinizi ciddiyetle yapın! Yapamıyor, modern futbolun gereklerini anlayamıyor, çözemiyorsanız bulunduğunuz makamları bir an önce terk edip, yeni kuşaklara teslim edin.

Yılmaz Vural 1986 yılından bu yana teknik direktör olarak 30 yıldır o koltuğu terk etmemekte direnen bir kişi olarak kendisinden sadece 8 sene önce Başkanlık yapmaya başlamış bir kişiye, özünde görevde kalma süresinden kaynaklanan bir eleştiriyi yöneltirken oturup biraz düşünmesi gerekmez mi?

Körler sağırlar birbirini ağırlar diye bir tabir vardır işte tam da buradaki duruma uygundur!

Hepimiz bulunduğumuz görevlerde yöneticilik yapıyor, insan ve iş idaresi gerçekleştiriyoruz. Bize teslim edilen makamlara gökten gelmedik. Çalıştık, çabaladık, sabrettik!

Haberin Devamı

Hala öylesine tuhaf kapris, iş bilmezlik, ego, bencilce yaklaşımlar mücadele etmiyor muyuz?

Sen okuyucum, içinde bulunduğum çalışma ortamını bir düşün, yaptığın iş kolay mı?

Hangi birimiz kafamıza estiği anda “hadi bana eyvallah!” deme rahatlığına lüksüne sahibiz?

Dahası özgeçmişlerimize tamamlanmamış bir iş yazdığımızda kaçımızın bir sonraki iş görüşmesinde daha iyi pozisyon alması mümkündür?

Ülkemizdeki teknik direktörler hep kolayı seçmiştir.

En küçük bir anlaşmazlıkta veya sorunla karşılaşıldığında ya da çok daha iyi bir teklif geldiğinde takımın başından ayrılabilmeyi “profesyonellik” saymışlardır.

Birbirlerine omuz vermek yerine rekabet adı altında bir alttakinin omzuna tırmanıp daha yukarılara çıkmayı tercih etmişlerdir.

Takım çalıştırmadığı zamanlarda televizyonlarda acımasızca yaptıkları eleştirilerle bir sonraki işlerine zemin hazırladıkları da unutulmamalıdır. Bunun için çok az ismi bir kenara yazabilir, kuralın dışında tutabiliriz.

Temel mesele üstlendiğin görevin hakkını sonuna kadar teslim edebilmek, gerekirse sistemi bile değiştirecek yapının kurulması için çalışmaktır.

Sanılmasın ki Cavcav-Vural çekişmesinde bir taraf tutuyorum.

Hayır!

Burada gözden kaçırılmaması gereken belki de en önemli konunun ne olduğunun, sorunun bir ayağının çözümüne yönelik kafa yoruyorum.

Yılmaz Vural bir anlamda “merdi kipti şecaat arz ederken sirkatin söyler” gibi yapmış.

http://twitter.com/uzaygokerman