Vaslui’nin 14. dakikada attığı golle 54. dakikada Volkan’ın kurtardığı penaltıya kadar olan bölüm hemen herkesin “acaba” sorusunu akıllarından geçirdiği zaman dilimiydi.
Oyunun bu bölümünde Romanya temsilcisi Fenerbahçe’ye oranlar daha iyi göründü. Kadıköy’deki karşılaşmaya göre daha fazla rakip kaleye gitme arzusu vardı. Pas yüzdesinde önde olan taraftı.
Fenerbahçe bu arada iki pozisyona girebildi. İlk yarının son saniyesinde Vasliu kalesine doğru ortalanan topa Selçuk rakip defans oyuncusu gibi vurunca arkada boş durumda bekleyen Kuyt büyük bir hayal kırıklığıyla birlikte şaşkınlık yaşarken kuşkusuz televizyonları başındaki milyonlarca kişi de kendisini yerden yere atıyor olmalıydı.
Bekir’in neredeyse altı pasa yakın bir yerde buluştuğu topa vole vurup kalenin üzerinden gönderdiği pozisyon da daha az etki yaratmamıştır.
Aykut Kocaman, Kadıköy’de karşılaşmanın ikinci yarısındaki dizilişle sahaya çıktı; Mehmet Topal’ı yerine Selçuk Şahin’i oynatarak.
Kuyt ileride tek başına oynarken son yıllarda Fenerbahçe’ye gelmiş en hareketli oyuncu olduğunu sahanın her bölgesine yaptığı koşularla gösterdi. Kuyt bu performansını eğer sezon içinde ortalamaya yayabilirse orta alanda herkesin kafasını kurcalayan yaratıcı oyuncu eksikliğini bile kapatabilir.
Vaslui takımı dün gece Kuyt’a önlem almada başarılı olamadı. Zaten bu kadar haraketli oyun oynayan bir futbolcuyu tutmak kolay değildir. Özellikle gelişine vurduğu toplar rakip defansın hamle üstünlüğü kurmasına engel olan bir yetenekti.
Gökhan Gönül…
Savunmadaki oyunuyla değil ama hücumda verdiği gol paslarıyla bu maçın görünmez kahramanıdır diyebiliriz. İlk golde Caner’in kafasına attığı kavisli gol pası ustalık içeriyordu. Kuyt’a yerden gönderdiği topun momentumu içinde golün enerjisini de taşıyordu.
Gökhan, son iki sezon çok fazla sakatlıkla uğraştı. Bu nedenle de bir türlü tam anlamıyla hazır olamadı. Sezon başı kampında en fazla koşan, çalışan oyuncuların arasında geliyordu.
Fenerbahçe nerelerde aksadı?
Attıkları ilk gole kadar sahada göze çok hoş gelen tempolu, tek ve bol paslı bir oyun izledik. Bu Vaslui’nin maçı kazanabilme moralini yıkabilecek bir oyundu. Öyle de oldu.
Ancak savunmadaki hatalar zinciri ile gelen gol bu sefer tam tersi bir sonuç yarattı.
Fenerbahçe’nin savunmadaki zafiyetleri ilerideki zenginliği ile ters orantılı olarak olduğu gibi duruyor.
Vaslui’li oyuncuların ceza alanına gönderdiği her yan top çok önemli tehlikelere dönüştü. Ancak bu pozisyon gereği değil, tamamen savunmada zamanlama hatası yapılmasından kaynaklanan ataklardı. Aykut Kocaman bunu çözmesi gerekiyor. Bu hatalar Şampiyonlar Ligi seviyesindeki bir takıma hiç yakışmıyor.
Oysa Vaslui bu anlamda savunmada çok daha başarılıydı.
Oyunun son bölümünde Selçuk Şahin’in yaptığı bir hata vardı ki son adam pozisyonuydu; ölümcüldü.
Volkan Demirel bu maçın ve turun kaderini değiştiren adamdı. Fenerbahçe’nin savunmadaki direnci, kalesiydi. Kurtardığı penaltı kalitesini gösterdi.
Aynı zamanda da rakibe kiminle oynadığını hatırlattı.
Kazanarak turu geçmek çok önemliydi. Bu Fenerbahçe’nin üzerindeki ataleti de alacaktır.
http://twitter.com/uzaygokerman