Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz sezonun orta noktasında hazır da zaman varken Ünal Aysal'la ilgili bazı detaylar vermiş, süreci tarif etmeye çalışmıştım.

Galatasaray'ın şampiyonluğu ile biten ligin hemen sonrasında yönetimin geçtiğimiz hafta sonunda genel kurul kararı alması, Ünal Aysal'ın sembolik de olsa istifa etmesi gündemin birinci sırasına yerleşen bir durum oldu.

Fatih Altaylı'nın deyimiyle "rahat mı batmıştı?"

Liderler en güçlü oldukları pozisyon ve zamanda bitirici hamleyi yapmayı severler. Mevcut konjonktür de zaten bunun için ortam hazırlar.

Haberin Devamı

Liderlik hiçbir zaman terk edilen bir kurum olmamıştır. Çok az örnek vardır, zirvedeyken bırakıp giden yönetici adına.

Ünal Aysal bırakıp gider mi?

İçinden bırakıp gitme isteği arzusu olsa bile süreç buna asla izin vermez. Çünkü ortada her neye bağlı olursa olsun büyük bir başarı vardır ve bu Galatasaray'ın dibe vurduğu dönemin hemen sonrasında yaşanmıştır, tekrar da etmiştir.

Galatasaray, 18. ve 19. şampiyonluklarına Ünal Aysal başkanlığında ulaşmakla kalmamış; ekonomik olarak da rahatlamıştır. Öyle olunca da gösterişli transferler yapılabilmiştir.

Fatih Terim'in 6 ay önce Adnan Polat'ın teklifini kabul etmeyip, reddettikten sonra Ünal Aysal'a evet demesinin geri planında da böylesi bir kadro garantisi almasının büyük etkisi olduğu bir gerçektir. Her teknik adam elini güçlendirecek, rahat edecek bir kadro ile çalışmak ister.

Fatih Terim ister de Sn. Ünal Aysal istemez mi?

Ünal Aysal göreve talip olduğu sırada Galatasaray karma karışık bir durumdaydı. Öyle ya da böyle Galatasaray'ın bir başkanı darbe diyebileceğimiz bir yöntemle görevinden uzaklaştırılmıştı ki bu bırakın Galatasaray tarihini, başka kulüplerinkinde bile eşine az rastlanan bir durumdu.

Bugün Galatasaraylılar arasında bu süreci hatırlamak bile istemeyen ve bilinçaltının derinliklerine atıp, kurtulmaya çalışacak azımsanmayacak sayıda kişi vardır.

Hal böyleyken elbette Ünal Aysal kendi listesiyle göreve gelememişti. Bir çeşit konsensüs yönetim kurulu oluşturulmuştu.

Yönetim Kurulu'nun parçalı yapısı aslında adı konulmamış bir görev dağılımını da kendi içinde sağlıyordu.

Haberin Devamı

Sportif anlamda başarının sağlanması için Ali Dürüst, Abdurrahim Albayrak kolları sıvayarak Fatih Terim'le işe koyulurken, kurumsal anlamda Galatasaray'ın ekonomisinin düzeltilmesi için de başkan uzman olduğu konuda işleri yönetecektir.

İki sezona damgasını vuran bu görev dağılımının sürecin doğru işlemesini sağladığını söyleyebiliriz.

Ancak geçiş süreci tamamlanmış, genel anlamda Galatasaray krizden çıkmış, artık yönetimsel olarak bütün yetkinin asli sahiplerine geçmesi sağlanmalıdır.

Ünal Aysal'ın devre arasında Fatih Terim'den "eleman" şeklinde söz etmesinin bile bu anlamda önemli bir mesaj taşıdığını zamanında tartışmıştık.

Ancak şu bir gerçektir ki, Ünal Aysal Fatih Terim imgesinden çok fazla hoşlanmasa da O'nun bir aktör olduğunu kabul etmek zorundadır; muhtemelen de öyle davranmaktadır. Zaten Galatasaray yönetiminde kendisi ne ifade ediyorsa futbol takımı için Fatih Terim aynı roldedir. Bir gram bile daha az değildir.

Haberin Devamı

Üstelik Ünal Aysal Fatih Terim ile açık bir mücadeleye girerse bundan kesin bir yenilgi ile çıkacağını biliyor olmalıdır; hiç değilse bilenler anlatmışlardır.

Bu nedenle Ünal Aysal için artık Fatih Terim bir cephe olmaktan çıkmıştır. Bu ertelenmiş bir ideal olsa bile.

Ancak yönetimsel anlamda Ünal Aysal mevcut yönetim kurulu ile çalışmak istemiyor. Bunu net olarak ifade ediyor. Satır aralarında verdiği mesaj da bunu gösteriyor. Sanki Galatasaray içinde Ünal Aysal'ın geçici bir dönem başkanlık yapmasını isteyen bir grup vardır ve bunlar artık başkana ihtiyaç duyulmadığını dile getirmektedirler.

Şimdi Başkan rest çekti.

Galatasaray genel kuruluna şunu soruyor.

"Benimle devam etmek mi istiyorsunuz yoksa siz de onlar gibi mi düşünüyorsunuz?"

Kuşkusuz bu riskli bir restleşmedir. Başkan buradan yeterli desteği alsa bile genel kurul kendisine öyle bir mesaj verebilir ki hiçbir şey ilk iki sene gibi olmayabilir.

Başkanın yaşı üstlendiği görev için aynı zamanda dezavantajlı bir durumdur.

Galatasaray Genel Kurulu Kulübün geleceğini de düşünerek bir sonraki dönem görev vereceği başkanı işaret edebilir.

Belki Sn. Ünal Aysal bunun bilincinde olarak da bu hamleyi yapmış olabilir.

Ancak her taraftan farklı seslerin çıkması zamanlama bakımından kimsenin durumdan memnun olmadığını ortaya koyuyor.

Bütün bu soruların veya varsayımların cevabını önümüzdeki bir aylık süreç boyunca arayacak veya tartışacağız.

Şu bir gerçek ki Galatasaray 2000-2010 arasında kaybettiği ivmeyi son iki yılda tekrardan kazanmışken bu rüzgarla yapabildiği bütün yeniden yapılanma, yatırım, gelişim, dönüşüm hamlelerini tamamlamak zorundadır.

Ekonomik anlamda iflas noktasından döndüğü göz önünde bulundurulursa bu fırsat bir kere kaçırılırsa bir daha geri dönüşü kolay olmayan noktalara sürüklenmesi de olasılık dahilindedir.

29.01.2013 tarihli yazı:

https://skorer.milliyet.com.tr/uzay-gokerman/unal-aysal-projesi/YazarYazisi/1661781/default.htm

http://twitter.com/uzaygokerman