Futbolumuzun iki temel sorunu var.
Birincisi; yerleşik bir taktik düzene sahip değiliz.
İkincisi ilkiyle de bağlantılı kadro zafiyetimiz, doğru oyuncu seçimleri yapamıyoruz.
Futbolumuza yıllardır egemen olan düşünce yapısı; milli takımın (aslında aynı paralelde kulüp takımlarının da) bir üst yapı oluşumu olduğu, doğru organize edilmiş en fazla 24 kişilik bir kadro ile her türlü başarının geleceğiydi.
2002’deki Dünya ve 2008’deki Avrupa üçüncülükleri bu anlamda çok parlatıldı.
Hatta futbolumuzun çok bilir duayenlerinden biri çıkıp 2002’de neden dünya şampiyonu olamadığımızı bile sorabilmiştir, teknik direktör Şenol Güneş’i eleştirmek için.
Bu bakış açısı sadece yanıltıcı değil, sakattır.
Futbol Federasyonu son yirmi yıl içinde ekonomik olarak çok güçlendi. Ekonomi rahat hareket edebilmenin, yeni projeler yaratabilmenin en önemli bileşenidir.
Uzun vadeli bir yapılanma sürecinin çoktan başlatılmış olması gerekirdi.
Milli Takımımızın rakipleri tarafından bile anlaşılabilmiş bir oyun sistemi bulunmamaktadır. Oyun sistemi ona uygun futbolcu yetiştirme ve seçimi için gereklidir.
Ancak felsefenizi Avrupa’da oynayan yetenekli oyuncuları keşfetmek üzerine kurar ancak nasıl oynayacağınız konusunda herhangi bir fikriniz olmazsa böylesi peşi sıra gelen başarısızlıklar yaşamak kaderiniz olur.
Bu iş İtalyanlar gibi defansif, Almanlar gibi disiplinli, Orta Avrupalılar gibi güçlü, İspanyollar ve Brezilyalılar gibi teknik futbol oynamayı istemekle olmuyor.
Ortaya hiçbirinin birbiriyle uyum sağlayamadığı bir düzensizlik çıkıyor.
Bağlantılı olarak dün Çeklere karşı alınan yenilgiden ne futbolcuları ne de teknik adamları sorumlu tutmamalıyız.
Bu takım önümüzdeki ay Andora karşısında da zorlanabilir; kolay bir galibiyet de işlerin yoluna gittiği anlamına gelmemelidir.
Sorunun çözümü ne Süper Lig ne de Avrupa’nın başka ülkelerinde oynayan futbolculardır.
Son yıllarda giderek herkesin rahatlıkla takip edebildiği altyapı takımlarından milli takıma yön verecek bir programın kısa sürede hayata geçirilmesi ve mevcut sistemin içine uyumlu hale getirilmesi için çalışılmak olmalıdır.
Abdullah Avcı’ya kısa vadeli önerim; biraz daha stratejik düşünmesi, uyum içinde top oynayacak futbolcuları oynatmada ısrar etmesidir.
Örneğin; Nuri Şahin olmuyor, Mevlüt olamıyor. Kadroyu ve sistemin bu oyuncular üzerinde kurmamalıdır.
Stoper sorununu mutlak surette çözmelidir.
Dünkü maçta Arda kalitesiyle kendini çok fark ettirdi. İspanya kendisine yaramış. Selçuk İnan da orta sahada üzerine düşeni yapmaya çalıştı.
Solda Hasan Ali Kaldırım milli takım oyuncusu olduğunu gösterdi.
Karşılaşmanın Manisa'da oynatılması çok doğru bir tercih. Milli maçların İstanbul'da oynatılması kulüpçülük nedeniyle çeşitli travmalara neden oluyor.
http://twitter.com/uzaygokerman