O kadar sıradan hale geldi ki Fenerbahçe’nin Kadıköy’de Başakşehir’e yenilmesi neredeyse haber değeri bile taşımaz oldu.
Başakşehir çok daha sağlam bir takım duruşu ile mücadele ettiği karşılaşmada, 61. Dakikada tek bir dokunuşla dağılan Fenerbahçe’yi sonrasında hiç de zorlanmadan yendi.
Emre Belözoğlu, sezon ortasında olası iniş çıkışları tecrübesinin az olması nedeniyle iyi yönetemez diye gönderildiği Kadıköy’den zaferle ayrıldı.
Ali Koç, dün yaptığı Yüksek Divan Kurulu toplantısında Fenerbahçe’nin başarısızlığını “takım olamamaya” bağladı.
Bu teşhiste çok haklı olduğunu düşünüyorum; ancak süreci tanımlamada fazlayıla eksik kaldığını da...
Mesela sorunu hep Fenerbahçe dışı etkenlerde arıyor Başkan.
2018’de göreve gelmeden önce Fenerbahçe’nin başarısız oluşunu çoğunlukla “mevcut” yönetimsel zafiyetlere bağlıyor; çözümü de aklın daha iyi kullanılmasından geçtiğiyle reçelendiriyordu.
Bu işler dışarıdan hep öyle görünür; ne zaman sorumluluk üstlenilir, gerçeklerle o zaman yüzleşilir ve mazeretler üretilmeye başlanılır.
Başkan, satır aralarına yapılan “hataları” sıkşıtırıyor olsa da yönetime bağlı olmayan mazeretleri o kadar sert ve güçlü bağırıyor ki herkes bir anda kendisini sorumlu hissediyor.
Üstüne samimi ve yapıcı eleştirenlerle, samimi olmayan kötü niyetliler diye bir ayrım koyuyor orada hepimiz şaibeli duruma düşüyoruz.
Bu ayrımın mavi neresi, kırmızı ne yöne düşüyor?
Peki neden bu bölünme, parçalara ayrılma?
3 Haziran 2018’den önce başlamadı mı? Seçime tam da ortadan ikiye bölünmüş bir halde girilmedi mi? Sonrasında hep bir karşı taraf olmadı mı?
Fenerbahçe’nin kendisi böylesine bir parçalanmış halindeyken takım olmayı başarmak mümkün müdür?
Emre Belözoğlu’nun Fenerbahçe’de neden başaramayacağı, Başakşehir’deyse işlerin nasıl daha kolay olabileceği anlaşılabiliyor mu?
Maçın hemen başlarında İrfan Can, ceza sahası yayından kaleyi gördüğünde şut çekmek yeride solda boş durumda olan Berisha’yı tercih etse belki Fenerbahçe bütün bu zorluklara karşın maçı kazanabilecekti.
Ama vermedi.
Valencia, Mesut veya Mert Hakan; takıma yeniden dönen Ozan olsaydı verirdi. Çünkü onlarla takım olduğuna inanıyor. Berisha pası alamadığı için dövüne dursun oralarda.
Ha, belki Berisha da topu aldığında sol ayağı ile dağlara taşlara atacak! İrfan Can o yüzden vermedi diye bir cevap olacak.
Takım olamıyorsun.
Emre Belözoğlu, oyundan çıkan ve giren, geçen sezon kaçan şampiyonlukta baş sorumlusu bu oyuncu grubuyla sarmaş dolaş öpüşüp, koklaşıyor. Hasret gideriyor. İsmail Kartal’ın olduğu yerde bir bakıma gövde gösterisinde bulunuyor.
Önceki maçta İrfan Can golü attıktan sonra gidip Mesut’u öpmesi gibi.
İrfan Can, Berisha’ya verdiği pasın şutunda o golü atsaydı bugün kulübede kimi öpmeye koşacaktı? Yeni gelen Ozan mı yoksa Mert Hakan mı?
Yoksa Emre Belözoğlu mu?
Başkan diyor ki “takım olamadık!”
Peşinden verip veriştiriyor samimi olmayanlara...
Bu arada samimi taraftarların eleştirisinden de yararlandıklarını belirtiyor. Son altı aydır o kadar çok eleştiri var ki cümleler aynı olmasına rağmen kimin söylediğine göre gruplaşmanın niceliği şekilleniyor.
Bir spor kulübü nasıl siyasi partiler gibi bölünür örneğini uygulamalı bir şekilde izliyoruz.
Birkaç gün önce UEFA’ya bir liste veriliyor. İçinde Muhammed var, bir gün sonra kiralık verildiği bilgisi geliyor. Peşinden de Arda’nın...
Fenerbahçe’nin futbol aklı bu gençleri Samandıra’nın karışık durumundan korumak için mi uzaklaştırıyor diye soruyorum kendime. Umarım öyledir, aksi durumda bunun bir açıklaması olamaz, olmamalı diye düşünüyorum.
Başkan bir tarafta Vitor Pereira’nın bu gençleri nasıl takımda tutma gayretinde olduğunu anlatıyor, diğer yanda gönderiyor?
Ortada kaybedilmiş bir sezon daha var. Bir sonrası için yeniden organize olacak, gençlere daha fazla zaman verecek yerde onları kiralık gönderiyor, Sosa ile 74 dakika sahada oyun kurmaya çalışıyor Fenerbahçe.
Sahi Sosa 2 sezondur takıma ne verdi? Kendisini ilk 11’e yazmayan teknik direktörlere medya tarafından “Sosa’yı neden oynatmıyor?” eleştirisini yapsınlar diye mi takımda duruyor? Bozuk saatin günde 2 defa doğruyu göstermesi gibi sezon içinde yapacağı 2 doğru hareketi bekliyoruz.
Pereira Sosa’yı takımdan kesti diye yeri göğü inletenler bugün futbolcu üzerinden Fenerbahçe’nin nasıl oynaması gerektiğine dair bir küçük taktik çizmeyi becerebilirler mi?
Kolay değil bu işler de Fenerbahçe’nin yenilmeye alışması, sıradanlaşması da bu kadar kolay olmamalı.