Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Yabancı sınırlandırmasıyla ilgili sonu gelmeyen düzenlemeler bu sene de ortaya bir kriz olarak çıktı. Neden bunun altından kalkamıyoruz ve sürekli bir şeyleri değiştirmek, revize etmek zorunda kalıyoruz?

Yaklaşık üç hafta önce katıldığım bir etkinlikte Konda’nın yöneticisi Bekir Ağırdır yapmış olduğu araştırmalardan çarpıcı bir bilgi verdi.

“Türkiye’de son 30 yılda 27 milyon insan yer değiştirmiş; göç etmiş.”

Buzdağının hiç görünmeyen ve dikkar çekmeyen o büyük kütlesinin içinde hayallerimizi aşan bir hareket, devinim var. Bir türlü yerli yerine oturamıyor, yerleşemiyoruz.

Haberin Devamı

Yine iki sene önce yaptığım bir Almanya yolculuğunda bindiğimiz bir taksi şöforünün cevabı beni çok şaşırtmıştı.

“30 yıldır taksi şöforlüğü yapıyorum.”

Türk, ancak Almanya’da en azından istikrarı yakalamış bir kişi bulmak heyecan vericiydi.

Başka alternatifi olmadığı için sadece bu işi yapmış, şeklinde geçiştirmek mümkün; ancak ben öyle görmek, değerlendirmek istemiyorum.

Sonuç itibarıyla standartları çok zor yerleşen, yaptığı bütün kanunları değiştiren, ona uymayan bir toplumuz.

Yansıma ve etkilerinin sporda olmaması düşünülemez bile.

Okuyucularım bilir, yabancı sınırlamaması olmamasından yanayım.

Şu tarafından bakalım; AB üyesi olduk ve uyum yasaları gereği üye ülkelerin bütün vatandaşları istediği ülkede çalışabiliyor, Türkiye’ye gelen bir futbolcuya “sen çalışamazsın” deme şansımız var mı?

300 yıldan bu yana bir parçası olmaya gayret gösterdiğimiz bu Birliği’n kurallarına uymak bir gerekliliktir.

Diğer taraftan; rekabetin geliştirici ve zenginleştirici bir unsur olduğunu liberalizmin kendisi söylüyor.

Öte yandan şu bir gerçek ki ülkemiz insan yetiştirme konusunda son derece yetersizdir hatta beceriksizdir.

Bunun temel nedenlerinden biri sermaye sınıfının sadece para sahibi olduğu, bu onu ayrıcalıklı kıldığı ancak derinliğinin olmamasıdır.

Bilgisizliklerinin yanı sıra öngörü eksikliklerinden, ileriye dönük plan ve program yapma başarısızlıklarından söz edebiliriz.

Çünkü bu da bir farkındalık ve bilinç meselesidir.

Haberin Devamı

Türkiye’de sermaye sınıfı devlet veya iktidarlar eliyle yaratılmıştır. Kim olduklarını belirleyen şey sistemin içinde birilerinin yakını olmalarıdır. Burada kitabın tarif ettiği şekliyle liberalizmden söz etmek mümkün değildir.

Bizde insan kaynakları yönetimi özgeçmiş toplayarak ihtiyaç duyulan yere adam bulmaktır.

İnsan değersizdir, vazgeçilebilirdir. Çünkü alternatifi vardır.

Sporun bundan farklı olduğunu mu sanmalı, umut etmeliyiz?

Asla!

Sporu kimler yönetiyor?

İnsanı değersizleştiren, sıradanlaştıran, kendi kendine bırakan, gelişimini desteklemeyen, geleceksiz bakış açısı sporun da merkezindedir.

Aradan sıyrılmanın yolu ya şans ya da yine birilerinin pozitif ayrımcı desteğiyle mümkün olabilmektedir.

Caner Erkin, elbette çok yetenekli, kaliteli bir futbolcu ancak bu sene gösterdiği performansta Ersun Yanal’ın katkısı çok büyüktür. Ersun Yanal olmayıp da örnneğin Daum’la devam edilmiş olsaydı belki Caner ikinci, üçüncü tercih olacaktı.

Böyle bir ortamdan kaliteli profesyoneller yetişmesi hayal ötesidir, rastlantısaldır.

Haberin Devamı

Oysa ülkemizin şehirlerinden çok daha küçük ülkeler her yıl dünyaya futbolcu pazarlamaktadır.

3 milyon Türkün yaşadığı Almanya’dan çok daha yetenekli futbolcu çıkması tesadüf ya da rastlantı ile açıklanabilir mi?

Olur mu?

Maalesef bu tartışmaların içinde hem gerçeği kaçırıyoruz hem de zaman kaybediyoruz. Geleceğe dair hiçbir anlam da ifade etmiyor.

602 veya 503 ya da 620, 622...

Hangi sayı kimin işine yarıyorsa artık.

Peki iddia sahipleri savunduklarında tutarlı mıdır?

Borcu artık UEFA’nın koyduğu Finansal Fair Play kurallarını bile aşan Galatasaray yabancının serbest bırakılmasına ilk karşı çıkacak kulüp olmasına rağmen bakıyorsunuz yasağa karşı ilk bayrağı çeken kulüp oluyor.

Neden?

Günü kurtaran Drogba transferlerinin daha fazla yapabilmek için mi?

Gençlerbirliği herhalde büyüklere en fazla yerli oyuncu transfer eden kulüptür. Neden sınırlandırmanın karşısındadır?

Anlamak mümkün mü?

Beşiktaş’ın duruşunu haklı buluyorum. Çünkü hem ekonomik yönden hem de var olan kurallara göre yaptığı transferler nedeniyle rekabet edebilir kalmak için mevcut düzenlemeden yana görüş bildiriyor. Belki de yıllardan beri en kötü yabancı transferlerini yaptıkları içindir?

http://twitter.com/uzaygokerman